Melihşah

Melihşah
@melihshah
içimdeki kitap aşkını öldürdün ammcık (kendime
Grand Canyon
10 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Egoist olmayan Muhalefet'in Durumu
Neron, fanatikliği yüzünden can sıkıcı bir hale geldi. Ama Kendi-olan bir insan, "Kutsalı" tanımayan, saygı duymayan, salt kendi iradesini önemseyen bu zalim hükümdarın karşısına kutsallık kavramıyla çıkıp yakınsaydı, herhalde gülünç duruma düşerdi: Vazgeçilemez ve devredilemez "insan haklarının kutsallığı", bunlara düşman kişilerin kafasına ha bire kakılır ve herhangi bir özgürlüğün kutsal bir insan hakkı olduğu kanıtlanarak örnek gösterilir. Oysa bunu yapanlar alay konusu olmayı hak ederler, nitekim farkına varmadan da olsa amaca ulaşan yolu seçmezlerse, başlarına hakikaten tam da bu gelir. Onlar, çoğunluğun ancak o özgürlüğe taraftar olmaya ikna edilmesi ve o özgürlüğü istemesi hâlinde, istediklerini elde edeceklerini sezinlerler. Özgürlüğün kutsallığını ve bu kutsallığa inandıracak çeşitli kanıtları onlar asla temin edemeyecekler: Sadece bir dilenci böyle sızlanır, yanıp yakılır, bir imza atar mısınız diye rica eder.
Reklam
Stirner'e göre Yarı Egoistlerin Sonu
Günümüz riyakârlığının ördüğü ağlar, iki bölgenin sınır taşlarna takılır durur ve çağımız insanı bunlar arasında gidip gelir, hem kendini kandırmanın hem de başkalarını kandırmanın iplerini oraya buraya bağlar. Ahlâklılığa hiç tereddütsüz ve sarsılmadan hizmet edecek kadar sağlam değilse de, kendini tamamen egoizme verecek kadar umursamaz da değildir, böylece riyakârlığın ördüğü örümcek ağının içinde titreyip çırpınarak kâh o yöne, kâh bu yöne sendeler durur ve bu yarım kalmışlığın lânetine uğrayarak kötürüm bir halde ancak birkaç salak, sıska sivrisinek yakalar.
Kutsallaştırılan "Ahlaklılığın" Kırılganlığı
Sevgi, sadakat ve benzerlerinin mukadder bir kesinlikle talep ettiği şey, tek iradenin tanınması ve herkesin buna uyması, hizmet etmesi, kendini adaması ve onu sevmesidir. Bu irade akla uygun olmuş ya da olmamış, fark etmez, her koşul altında bu iradeye boyun eğmek, ahlâka uygun davranmak sayılır, aykırı davranmaya ise, ahlâksızlık damgası vurulur. Yazıların sansüre tâbi tutulmasını emreden irade birçok kişi tarafından akıldışı sayılsa da sansür uygulanan bir ülkede yazdığı kitabı sansürden kaçıran ahlaksızca, sansüre sunan ise ahlâklı davranmış olur. Birisi, ahlaki yargıları bir yana bırakıp örneğin gizli bir basın organı kurmaya kalkışsa, bu eylemine ahlâk dışı demek gerekir; üstelik de yakalanırsa, akılsızlık ettiğine hükmedilir. Ama böyle bir kişi acaba "ahlaklıların" gözünde muteber biri olmaya metelik verir mi? Belki de verir! -Eğer "daha yüksek bir ahlâka" hizmet ettiğini sanıyorsa...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İçimize yerleştirilen Jandarmalar
-"Ama bu yasalara aykırı bir infazdı." Öyleyse bu eylemin ahlâka aykırı olması yasadışılığından, yasaya itaatsizliğinden mi ileri geliyordu? O hâlde iyi'nin yasadan, ahlâklılığın da yasaya sadakâtten başka bir şey olmadığını kabul ediyorsunuz. Sizin ahlâklılığınızın bu formalite "sadakâte" kadar, yasayı yerine getirmeyi öngören amelî kutsallığa kadar ayağa düşmesi gerekir, ne var ki, bu amelî kutsallık eskisine kıyasla çok daha zalimce, çok daha kepazedir. Çünkü eskisinde sadece amel yeterliydi, oysa Siz zihniyeti de şart koşuyorsunuz: İnsanın yasayı, düzeni, içinde taşıması gerekir ve kim yasaların en yılmaz savunucusuysa o en ahlâklı sayılır. Katolik yaşamının bu son neşe kırıntıları da Protestan yasallığında yok olur gider. Yasaların egemenliği burada mükemmele erişmiş olur. Artık yaşayan Ben değilim, Benim içimdeki yasadır. Böylece Ben gerçektende yasanın "yasa hazretlerinin" barındığı bir kılıf olmaktal öte bir şey değilim. Yüksek rütbeli bir Prusyalı subay bir zamanlar demişti ki: "Her Prusyalı bağrında kendi jandarmasını taşır.
Dinde herkesin kendi polisi olabilmesi Konsepti
Reimarus da dâhil olmak üzere, hem aklımızın, hem yüreğimizin bizi Tanrı'ya götürdüğünü kanıtlayan tüm kişiler, aslında Bizim de iliğimize, kemiğimize kadar birer fanatik olduğumuzu ortaya koymuşlardır. Onlar, dinsel vecde kapılma (din yoluyla ruhları yüceltme ve arındırma) ayrıcalığını ellerinden aldıkları teologları kızdırdılarsa da, tin özgürlüğü ve Religion [din] adına geniş alanlar fethettiler. Çünkü tin eğer duygularla ve inançla sınırlı kalmazsa, anlama yetisi, akıl ve düşünme yetisi de tinin bir parçası olursa, yani tin akıl biçiminde de semavî hakikâtlere katılırsa, o zaman bütün tin sadece tinsel konularla, yani kendi ile ilgilenir, yani özgürdür. Artık içimizle, dışımızla öylesine religiös [sofu] olmuşuz-dur ki, "jüri” Bizi ölüme mahkûma edecek, iyi bir Hıristiyan olarak "görev yemini" etmiş her polis Bizi hapse tıkacaktır.
Reklam
Reklam
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.