Sonra, bir şey arıyormuş gibi gözlerini yüzümde gezdirerek:
"berlin'de yalnızsınız değil mi? " dedi. "ne gibi? "
"yani... yalnız işte... kimsesiz... ruhen yalnız... nasıl söyleyeyim...
öyle bir haliniz var ki..."
"anlıyorum, anlıyorum... tamamen yalnızım... ama berlin'de değil...
bütün dünyada yalnızım...
Gece olmasına rağmen hep güneş gözlüğü takmasına gülmüşümdür. Bir ara sordum sebebini, afilli bir cümle söyledi bana. " umutlarım bile siyahken, dünyaya beyaz bakmak manasız"