"KRALİÇE
Bir Söğüt var şurada, ırmağın üstüne sarkmış,
Gümüş yaprakları sularda yansıyan
Ophelia oraya geldi garip çelenklerle,
Düğün çiçekleri, sarı yabanotları, papatyalar,
Bir de o uzun mor çiçeklerden, şu çobanların
Söylemesi ayıp bir ad verdikleri,
Genç kızların ölü parmağı dediği çiçekler.
Orada, çelenklerini asmak için belki
Tırmanırken söğüdüğün sarkan dallarına,
Kıskanç bir dal kırılıvermiş
Ve Ophelia düşmüş bütün çiçekleriyle
Gözyaşları içine ırmağın.
Etekleri açılıp yayılmış da sulara
Bir süre kalmış ırmağın üstünde denizkızı gibi
Başına gelenden habersiz,
Ya da sularda yaşamak için yaratılmış gibi,
Türkü söylüyormuş Ophelia
Bölük pörçük eski halk türküleri.
Ama ne kadar sürebilir bu?
Su içip ağırlaşınca etekleri
Kesip zavallıcığın güzelim tatlı sesini
Ölüm çamurlarına bastırmışlar Ophelia'yı.
..."