İnsanların hepsi insan.
+ "Ben Maycomb'dan söz ediyorum. Burada sorun bizim gibi insanların Cunninghamlar'ı sevmemesi, Cunninghamlar'ın Ewelllar'ı sevmemesi, Ewelllar'ın da siyahileri küçük görmesi..."
- "Bak ama, bana kalırsa tek bir tür insan var. İnsanların hepsi insan..."
+ "Ben de öyle düşünmüştüm, senin yaşındayken. Hepsi birbirine benziyorsa niçin özel bir çaba harcayarak birbirlerini aşağılıyorlar, galiba bir şeyleri anlamaya başlıyorum. Galiba Öcü Radley'in bunca zamandır evden çıkmamasını anlamaya başlıyorum... dışarı çıkmamak istediği için içerde kalıyor..."
İlk suçu tanrıya karşı işlemiş mahluklardan sakın ola dana karşı suçsuz olmasını bekleme. Masumiyet ağaçtan elmayı koparışınızla bitti çünkü küçüğüm.
Okur Takip Önerileri
Bir elekten geçiyorduk azizim bir elekten...
İncelen herkes elenip yok oluyor. Hayatın tahtına ise kaba saba insanlar oturuyorlardı.
İnsanlar pek sevimsiz maskeler takınıyorlardı. Bilinenin aksine bu bir balo değil matemdi.
İnsanlar Notre Dame'nin de kamburunu görmüştü, gözlerini değil. İnsanlar Raskolnikov'un da yoksulluğunu görmüştü, vicdanını değil. İnsanlar Kayra'nın tembelliğini görmüştü, endişelerini değil. İnsanlar Henry Chinaski'nin ayyaşlığını görmüştü, deliliğini değil; insanlar Aylak Adam'ın isyanını görmüştü, varoşluğunu değil. İnsanlar her zaman yerli yerinde olanları görmüştü, tutunamayanları degil.
Edebiyat, Virginia Woolf'un ceplerini taşla doldurarak Ouse nehrine attığı bedenidir. Sylia Plath'ın fırına sokup boğduğu dünyaya ağır gelen kafasıdır. Tolstoy'un çok sevdiği tren garında donarak ölürken üç gün sonra bulunan yırtık ayakkabısıdır. Ömrün ortasına "35 yaş" şiiri yazıp 46'sında ölen Cahit Sıtkı'nın kederi, İstanbul'u gözleri kapalı dinlerken belediye çukurunu görmeyip düşerek ölen Orhan Veli'nin kaderidir. Edebiyat, keyif almak için yoksunluktan bihaber yapılamaz.
... Seninkine nispetle Petrarca'nın Laura'sı bulaşıkçı bir kızdan başka bir şey değildi. Dido bir fahişe idi. Kleopatra bir çingene. Helen ve Hero sokak karıları idi. Thisbe bakışı manasız gökgözlünün biriydi. Bonjour... İşte senin bol ve gevşek Fransız pantolonlarına bir Fransız selamı.
Merve Kaya
, 2022 okuma hedefini ekledi.2022 OKUMA HEDEFİ
1/15 kitap - %7 tamamlandı
1 kitap okudu
15 kitap
355 sayfa
0 inceleme
9 alıntı
On iki ses öfkeyle bağırıyor ve on ikisi de birbirine benziyordu. Artık domuzların yüzüne karşı ne olduğunu sormaya gerek kalmamıştı. Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzdan bir insana; bir insandan bir domuza yine bir domuzdan bir insana baktılar. Fakat hangisinin domuz hangisinin insan olduğunu ayırt etme olanağı kalmamıştı
