“Kalpler taşlaşmamıştı daha.
Duygu vardı duygudaşlık vardı. İnsanın insan halinden anladığı, komşusu açken kendisi uyuyamayanların yaşadığı bir dünyaydı. Yardım, fedakarlık, iyilik diye bir şeyler vardı. İyiler saf, aptal ve budala diye horlanmamış, kötüler enerjik ve özgürlükçü diye yüceltilmemişti daha.”