Daha şimdiden ne haldeyim.Zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, sizinle ölçüyorum:
"Onu gördüm,görmedim,göreceğim, görmeyeceğim, gelecek, gelmeyecek.."
Ya ben yaşadığım hayatı anlayamadım ya da bu hayatın hiçbir değeri yoktu.Daha iyisini de bulamadım, göremedim, kimse de göstermedi.
Sen bir gelip bir kayboluyordun,tıpkı parlak,hızlı bir kuyrukluyıldız gibi; bense her şeyi unutuyor,ağır ağır sönüyordum..
İnsan nasıl yaşadığını bilmezse günü gününe yaşamakla kalıyor;
günün geçmesini, gecenin gelmesini beklemekten başka zevki olmuyor.Bugün nasıl yaşadım, sorusuna cevap vermeden uykuya dalıyor,ertesi gün yine aynı hayat.
Okuduğu kitaplarda kendi düşüncesinin ve duygularının yankılarını, bir gün önce söylediği kelimeleri buluyordu.Sanki yazar onun kalbinin atışlarını dinlemiş de yazmıştı.
Sadece her an kendime "Ben varım!" demek için her türlü acıyı yenebilirim.
Binlerce ızdırap içinde(ben varım,işkenceler içinde kıvranıyorum) ama ben varım!
Teşhir direğinde oturuyorum,ama varım,güneşi görüyorum,güneşi görmesem bile güneşin var olduğunu biliyorum.Güneşin varlığını bilmek ise yaşamın ta kendisidir.
Alyoşa,meleğim benim,çeşitli felsefeler mahvediyor beni!