Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

beyza

200 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Uzun zamandır okumak istediğim, beklentilerimin olduğu bir kitaptı ve gerçekten beklentilerimi karşıladı. Kitabı okurken Necdet'e o kadar üzülüyordum ki sindire sindire okudum. Fazlasıyla yürek burkan fakat bir o kadar da sürükleyici bir romandı. O yüzden bu incelemeyi yaparken biraz geveze olacağım. Öncelikle Necdet karakteri benim için
Zavallı Necdet
Zavallı NecdetSafvet Nezihi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,276 okunma
Reklam
240 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Atsızın okuduğum ilk kitabıydı. Üslubu çok yalın olduğu için okuması kolay ve gerçekten sürükleyiciydi fakat mit ve yaşamı birbirine çok kattığı için gerçeklik algımı yitirerek okumak durumunda kaldım hep. Tüm bunlar dışında kitapta işlenen aşk hiçbir şekilde geçmedi bana. Sebebiyse Atsız'ın bu aşkı gerçekten hissettirerek yazması:) Murad'ın Gökçen'e olan sevgisini her şeyden üstün tutması evli ve dört çocuk babası olmasaydı sırıta sırıta okuyacağım şeyler olurdu. Fakat sadece yüzüm ekşidi. Kuran'da yeniden evlenme hakkım var muhabbetinde hepten çileden çıktım. Karısı ve çocuklarının ölümüne doğru düzgün üzülmeyip Gökçen ᕕ(ಥʖ̯ಥ)ᕗ Gökçenᕕ(ಥʖ̯ಥ)ᕗ diye kendini yollara atmasıysa çok başka bir mevzuydu. Benim karım ve çocuklarım olmamasına rağmen bence ben daha çok üzülmüştürüm. İyi bir asker olmasaydı, savaş sahnelerinde gerçekten kılıcının sesini işitmeseydim Murad nefret edeceğim bir karakter olurdu. Neyse ki Gökçen'i düşünmediği zamanlarda vatanına milletine hayrı dokundu da bir şekilde sevdirdi kendini meçhul şehzademiz.
Deli Kurt
Deli KurtHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202015,6bin okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Uzun zamandır beni bu kadar iyi hissettiren, mutlu eden bir kitap okumamıştım.Sabahattin Ali'nin nişanlı oldukları dönemde yazdığı mektuplar o kadar güzeldi ki yüzümden tebessüm asla eksik olmadı. Bir insanın diğer bir insan tarafından bu denli sevilmesi ve buna şahit olmak çok güzeldi. Aynı zamanda 1943'den itibaren yazdığı mektuplarla o dönemi, o dönemin edebiyat hayatını ve siyasal sorunlarına da şahit oluyoruz. Mektuplar o dönemi tanımamıza kısmen de olsa yardımcı oluyor diyebiliriz. Son olarak her Sabahattin Ali romanını okuduktan sonra aşkı bu kadar güzel işlemesini çok beğenirdim. Şimdi sebebini daha iyi anlıyorum, aşkı bilmeyen bir insan aşkı bu kadar güzel tasvir edemezdi. Romanlarındaki aşkın kaynağını görebilmemiz için okunması gereken bir kitap bence.
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
57 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Açıkcası incelemeye nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum. Kitap o kadar kalp kırıcı o kadar hayatın içindendi ki satırlarca altını çizdiğim cümlelerle dolu. Kafka'nın her şeyin bu kadar bilincinde olması beni çok şaşırttı. Farkındalık seviyesi oldukça yüksekti. Tüm bu farkındalığına rağmen babasının üzerinde bırakmış olduğu tesirin hiçbir zaman kaybolmaması da oldukça üzücüydü. Suçluluk psikolojisi içerisinde o kadar kaybolmuştu ki bu onu özgüvensiz, güvensiz bir insan haline çevirmişti. Tüm bu özelliklerine rağmen mektubunda babasını suçlamıyor, ikisinin de kendince haklı ve haksız yönleri olduğunu dile getiriyordu. Babasının Kafka üzerindeki otoritesi sadece bunlarla da sınırlı değildi. Meslek hayatından tutun evliliğine kadar her yerde karşısında babasını görüyordu. Babası hayatında geçmek zorunda olduğu ama asla geçemediği o eşikti. Belki baba figüründen kopmayı veya kaçmayı başarsa daha mutlu bir hayatı olurdu. Ama cansız bedeninin bile babasının yanında yatması bu kaçışın hiçbir şekilde olamayacağı gerçeğini gözler önüne seriyordur belki de.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,5bin okunma
78 syf.
8/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
anlık sinirle yazılan bir incelemedir bu cünkü kafayı yiyeceğim. İĞRENÇTİ. kitaptaki erkek karakterin düşünceleri rezaletti,bayağıydı yok yani neresinden tutarsan tut elinde kalıyor. seni aldattım çünkü tüm erkekler aldatır, çoçukluğumuzda yaşayamadıklarımızdan gelen bir şey bu, seni öperken seninle sevişirken başkalarını hayal ettim çünkü toplumun evlilik anlayışı bizi mahvetti, harem kurmak istiyorum her erkek ister bunu?? YA HAY SENİN ERKEKLİĞİNE YA ABİCİĞİM NE ANLATIYORSUN SEN? daha 12 yaşındayken gitmişsin sevdiğin kızın kumdan bedenini yapıp neler neler yapmıssın biraz büyümüşsün aklın yine sadece bacak arandaki organda olduğu için eşeğe tecavüz etmişsin ya. cinsel arzu istek bi insanı bu kadar küçültebilir mi küçücük kalmışsın. uyudum uyandım hala aklıma geliyor uzun bi süre de etkisinden çıkarmayacak kitap beni. bi yerde layıkıyla seven erkek düşüncemi yıktı attı evlilikten soğuttu yemin ederim ya. utanmadan her seye rağmen dürüstüz artık beni sev diyor esine. amca sadece yüzüne tükürülür sevgi mi bıraktın insanda.
Evlilik Şirketi
Evlilik ŞirketiBekir Yıldız · Everest Yayınları · 2010245 okunma
Reklam
248 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Yaralısın, Erdal Öz'ün tutuklanıp serbest bırakılması sonrasında yayınladığı ilk kitaptır. Aslında tutuklu kaldığı 1 haftalık dönemde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarından dinlediklerini romanlaştırma amacındaydı ama o kitap yıllar sonra Gülünün Solduğu Akşam'la karşımıza çıkabildi. Bu durumu “Elimdeki notlardan yola çıkarak bir roman yazmayı
Yaralısın
YaralısınErdal Öz · Can Yayınları · 20191,930 okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Toplumcu gerçekçi eserlere karşı hep ön yargılıydım. Sıkılacağımı düşündüğüm için bu zamana kadar hiç şans vermemiştim ama bu kitap o kadar güzeldi ki tüm ön yargım uçup gitti. Sadece okurken kalp ağrısı okuduktan sonra da kalp kırıklığı bırakıyor olması ennn kötü yanı. Anadolu insanının yoksullukla mücadelesini, acısını, yaşayışını o kadar iyi anlatmış ki seksen sayfalık kitapta hissettikleriniz asla o seksen sayfaya sığmıyor. Özellikle gaffar ile zara ve kaçakçı şahan hikayeleri beni çok etkiledi. Gaffar'ın, karısı ve çocukları daha insanı şartlarda yaşasın diye Almanya'ya işçi olarak gitmesi fakat ne kadar güçlü durmaya çalışsa da karısı ve evlatlarından kopacak olmanın verdiği hisle başa çıkmaya çalışması, bu hissin karakter üzerinde bıraktığı derinlik çok güzeldi. Aynı zamanda çok kalp kırıcı. Oğluna veda edip bindiği kamyonda beraber ağladık:) Kaçakçı şahan ise çok başka bir hikayeydi. Bazı kullanıcıların yorumlarından gördüğüm kadarıyla yaşanmış bir olayı da mevcut. Yoksulluğun getirdiği çaresizlik, fakirliğin ölüm korkusunu yenişi öyle güzel işlenmişti ki okuduktan sonra beş dakika boyunca sadece sayfayla bakıştım. Aynı yoksulluk içinde debelenen köy halkının birbirine sahip çıkması, acılı bir babanın oğluna verdiği söz doğrultusunda oğlunun cesedinden çıkardığı altınları torunları ve gelinine götürecek olması gerçek anlamda yaşadığım hayatı sorgulattı. Kim bilir kaç insan geçim sıkıntısı yüzünden istemedikleri işleri, dayanamadıkları hayatları yaşamak zorunda.
Kaçakçı Şahan
Kaçakçı ŞahanBekir Yıldız · Everest Yayınları · 2011179 okunma
88 syf.
6/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Birlikte terk edelim bedenimizi ölüme bir gece Aşk sarhoşuyken Kursun ruhumuzun baharı üstünde gizlice Bir yasemin türbe kitabın başında verilen şiirden ve yazıldığı dönemin anlayışından zaten kitabın sonunu kestirerek okudum. Ziyan edilen hayatlardan başka hiçbir şey değildi. Macit ve sermet'in karşısına geçip bağıra bağıra neden?? demek istedim. Birbirlerini sevmeye o kadar korkuyorlar ki "severek ölmek" düşüncesine tutunup birlikte yaşanacak milyonlarca ihtimali, anıyı, mutluluğu bir kenara koyabiliyorlar. Sevgi değil, korkaklık. Onun dışında sanırım servetifinun dönemi eserlerini çok sevmiyorum, dil ne kadar sadeleştirilse de yeterince yalın gelmiyor o yüzden iyice anlayabilmek için tekrara düşüyorum. Yine de her ne kadar karakterlere sinir olsam da güzel bir kitaptı, sermet gibi okuduğu kitaplardan çok etkilenen insanların okumasını tavsiye etmiyorum sadece:)
Ferdâ-yı Garâm
Ferdâ-yı GarâmMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,553 okunma
144 syf.
5/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Büyük beklentilerle başlayıp hayal kırıklığına uğradığım bir kitap oldu. Kitap asla akmıyor, romanın içine girdiğimi düşündüğüm anda yine bir şekilde kopuyordum. Kitabı orijinal diliyle okuyabilseydim belki etkilenirdim ama benim için sıradan bir roman olmanın dışına gidemedi maalesef. Karakterler çok yüzeysel kaldı, komako ve shimamura arasındaki ilişkinin boyutunu anlayamadım, yoko romana ne için dahil edilmişti çözemedim HELE SONUNU hiçbir şeyle bağdaştıramadım kafamda sadece soru işaretleri bırakan bir kitap oldu. Yoko ve komako arasında neler yaşandı bunu çok merak ediyorum mesela çünkü yazar bu ilişkiyi hiç işlemeyip gelgitli cümleleri kitabın bazı bölümlerine serpiştirmek dışında bir şey yapmamıştı. Shimamura koyako ilişkisi daha da karmaşıktı.Aralarında fiziksel bir şey yaşandı mı bir türlü anlayamadım ve bunu anlamadıkça aralarındaki ilişki boyutunu da bir türlü kestiremedim. Shimamura en başta arkadaş kalmak istediği için ilişkiyi o boyuta taşımak istemiyordu ama zaman geçtikçe az da olsa komako'nun çekimine kapıldı. Sevmeyi bilmeyen bir adam olduğu için de ne zaman yakınlık hissetse artık buralardan gitme vaktim geldi, artık gideyim diye diye deli etti beni. Komako keşke karşına daha iyi bir adam çıksaydı dedim defalarca. Kısacası keyif alarak okuduğum bir kitap olmadı. Okuduğum ikinci japon edebiyatı kitabıydı ve uzun süre de böyle kalacağını düşünüyorum
Karlar Ülkesi
Karlar ÜlkesiYasunari Kawabata · Can Yayınları · 2022494 okunma