' bırak seni seveyim. bırak seni seveyim. sen istediğini yap, istediğini sev; fakat, müsaade et ki ben daima yanında bulunayım.' zira, onun yanından ayrılır ayrılmaz sanki havasız kalıyordum..
bu gözlere bakarak, bu eriyip gitmiş ellere dokunarak seni affetmek öyle zor ki! beni öp bir kere daha be gözlerine bakmama izin verme! bana yaptıkların için seni affediyorum. katilime aşığım ben! ama kendine yaptıklarını nasıl affederim? nasıl yaparım öyle bir şeyi?
ne sefalet, ne horlama, ne ölüm, ne de tanrının ya da şeytanın üzerimize yağdırabileceği herhangi bir felaket bizi ayıramayacakken, sen, kendi isteğinle bizi birbirimizden ayırdın!