Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Rumeysa Dönmez

Sabitlenmiş gönderi
Bu iğrenç hayvanın tam bir insan şeklinde olduğunu görmekle duyduğum dehşet ve hayreti anlatamam.
Reklam
Rumeysa Dönmez
Bir kitabı okumaya başladı
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük KardeşliğiJ. R. R. Tolkien
9.3/10 · 18,5bin okunma
Rumeysa Dönmez
2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
4/20 kitap - %20 tamamlandı
4 kitap okudu
20 kitap
1.282 sayfa
2 inceleme
6 alıntı
15 günde 1 kitap okumalı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
116 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, edebiyatımızın ilk romanı olarak biliinir ve 1873 yılında yayınlanmıştır. Şemsettin Sami; o dönemin kadın ve erkek ilişkilerini, görücü usulüyle yapılan evliliklerin yanlışlıklarını ele alır ve kitabın ana konusu olan Talat ve Fitnat'ın trajik aşk hikayesini anlatmıştır. Bence dönemine göre çok iyi yazılmış bir eser çünkü günümüzde hala görücü usulü evlilikler yapılırken, ataerkil sistemin sonucu olarak evlilikte kadınlar daha sık aşağılanırken, Şemsettin Sami bunu 1873 yılında bile gözler önüne sermiştir. Kitap isminde tek bir aşk hikayesi barındırsa da içerikte birbirleriyle bağlantılı olan 3 farklı aşk hikayesi okuyoruz. Talat'ın anne babasının, Fitnat'ın anne babasının ve Talat ile Fitnat'ın aşkı... Kitap Talat'ın anne babasının zorluklardan mutluluğa ulaşan hikayesiyle başlayıp, Talat ve Fitnat'ın aşkının başlamasıyla devam ediyor. Sonlara doğru Fitnat'ın ailesinin mutluluktan hüzne dönüşen hikayesinden bahsedilirken en sonunda Talat ve Fitnat'ın yaşadığı trajediyle genel hikayeyi noktalıyoruz. Mutlulukları ellerinden alınmış iki gencin saf aşkı... Sebep ise yine kadınların özgürlüklerinin engellenmiş olması... Sizi üzecek ama aynı zamanda zihninizde güzel bir yer edinecek.
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Taaşşuk-ı Talat ve FitnatŞemseddin Sami · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201928,5bin okunma
116 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Taaşşuk-ı Talat ve FitnatŞemseddin Sami
8.2/10 · 28,5bin okunma
Reklam
Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve daha önce hiç görmediği bir kadına rastladığı anda gülerek yüzüne bakmaya, söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek oluyor ki biz, kadınları insan sırasına koymuyoruz. Kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkıyoruz.
On senelik bir sevda, bir saat içinde gönülden çıksın! Ne bir saati... Bin yılda da çıkmaz. Sevilen insan unutulsun! Ah, imkansız şeyler.
Gönül öyle bir müftüdür ki istemediği şey için kolay kolay fetva vermez.
Hem sevmek hem de sevdiğin kişi tarafından sevilmek! Dünyada bundan iyi bir şey yoktur.
Reklam
Aşk ve muhabbet herkesin düşüncesinde mevcuttur, ancak bir cazibe merkezi olmadıkça gerçekleşmez. İşte bazı kişilerin aşklarının dünyaya yayılması ve bazılarının da hiç duyulmamasının sebebi budur.
Zavallı biz kadınlar! Bizi hiç insan yerine koymazlar. Babalarımız istedikleri adama bizi hediye edercesine verir. O adamın huyunu suyunu soruşturmaz. O adamla geçinebilir miyiz diye hiç düşünmezler. Bize bir defa "Seni filanca adama vereceğiz." derler o kadar. Biz susarız ama gönlümüz ne der? "Ya Rabbi, babamın söylediği o genç, yakışıklı, iyi huylu olsun." Bazen öyle de olur. Fakat bazen tam tersi... Bize koca olacak adam ya altmış yaşında, yahut bir gözü kör, burunsuz, sarhoş veya ahmak çıkar. Ah siz erkekler ne zalimsiniz! Bir kızcağızın gözü biraz şaşı olsa, yahut yürürken belli belirsiz aksasa evlenmeksizin ihtiyarlar. Kimse almaz. Ama sizin en fenanız, en uğursuzunuz, en sakatınız kızların en güzelini, en uslusunu alır da esir eder.
481 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Bu kitapta her türlü değişik hissiyata büründüm. Araştırma, bilgi kokuyor ve hiç sıkıcı aktarmıyor bu bilgileri Livaneli. Toplumsal sorunlara da değiniyor, insanlığın karanlık tarafına da. 2. Dünya Savaşı ile ilgili bilmediğim çok şey öğrendim. İnsanoğlunun zalimliği ve gerçekten coğrafyanın kader olmasıyla birlikte; soy, ırk gibi şeylerin de kader olduğu bir gerçek. Yahudiler, Türkler, Katolikler, Hristiyanlar değil de "insanlar" diyelim. İnsan bu; acı çekmek fıtratında vardır ama acının soyu, ırkı, dini olmaz. Bazen Neron, Qing, Cengiz, Hitler veya başkasını bir kenara bırakıp bir kurban gözüyle bakmalı insan tarihe. Bir isim öldürdüğü milyonlardan daha önemli olmamalı, daha çok hatırlanmamalı diye düşünüyor insan. Bu kitap sayesinde insanlık tarihinin binlerce kara lekesi arasında sönük kalmış, unutulmuş bir felaketi öğreniyor ve kurbanlarını anma fırsatı yakalıyoruz.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,1bin okunma
524 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.