Müslüm Köse
@mslmkose
Öğretmen
Lisans
38 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Alperen Ruhu
Öncelikle adıma imzalı kitabını gönderme nezaketi için Fatih KAPLAN beyefendiye ve kitabı okumanızda vesile olan 
Kitap Şuuru 'na teşekkür ederim.
Kitapta anlatılan özelinde Ahmet Yesevi dergahında diz kırıp dünyaya açılan Alperenlerin hikayesi. Anadolu'yu Türk yurdu haline getiren kılıçtan öte gönül ehli insanlar. Türk İslam şuuruyla hareket ederken örnek olanlar, Keçeci Baba, Doğanşah Baba, Kurt Baba ve niceleri... Ruhları şad mekanları cennettir inşallah.
Biliriz ki Atalarımız kılıç fethiyle birlikte, belki de daha öncesinde, gönülleri fethettiler, gönül fethiyle toprağı vatan eylediler. Yazarımız da kitapta anlattıklarıyla Kelkit vadisinde, Niksar-Amasya-Tokat çevresinde yaşamış, toprağı vatan eyleyen alperenleri konu edinmiş. Güzel bir eser ortaya çıkmış.
Alperen ruhlulara selam olsun. Ahde vefayı unutmayan yazarımız Fatih KAPLAN'a selam olsun.
Yedi hikayeden oluşan bir kitap. Her öyküde buram buram Anadolu'ya doyuyorsunuz. Hüznü, sevinci, sevdayı, yoksulluğu ve garipliği gerçekçi öykülerle yaşıyorsunuz.
Okuduğum en iyi hikaye kitabı diyebilirim. Hikayeler uzun olmasına rağmen sıkmıyor, alıp götürüyor sizi. Yazarın akıcı dili, yöresel ağızlar, içten söylenen sözler.
Teşekkürler Kitap Şuuru
Aşk'ın yolculuğu
Leyla ile Mecnun'un hikayesini elbet çoğumuz bilir. Kays'ın Mecnun olabilmesinin yolu, kendinden geçmekti; Muhsin'in Tercüman olmasının yolu neydi?
Muhsin ile Suveyda'nin hikayesi. İstanbul'dan Mekke'ye uzun bir yolculuk. Surre Emini, sahibine ulaşması gereken emanetler. Beytullah aşkı kalplerinde hacı adayları.
Bir Allah dostu, Garip. İki kesede aynı tokalar, yıllardır kavuşmayı bekleyen. Beklenmedik anda bir araya gelen gercekler.
Sevgi Yıldırım Hanımefendi, kitabının her sayfasına aşkı nakış nakış işlemiş. Ortaya harikulade bir eder koymuş. Zevk alarak okudum, tavsiye ediyorum.
Kitap Şuuru ailesine teşekkürü bir borç bilirim, varolsunlar.
Okur Takip Önerileri
İbn Haldun ve Türkler
Üniversitede tez konusu olarak hazırlanmış ve yıllar sonra eklemelerle kitap haline getirilmiş bir eser. Ülkemizde değeri ve fikirleri yeterince tanınmamış İbn Haldun'u ve O'nun Türkler hakkındaki düşüncelerine ulaşmamızı sağlıyor.
Eser, ahde vefa örneği, kitap Türkler ve İslamiyet alanında bir çok çalışması ve eseri bulunan Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı'ya "Hocamın Ardından" girişgahı ile başlıyor. Yazarımız Mustafa Parlatan'ı tebrik ediyorum. Bizi biz yapan değere sahip çıktığı için.
İbn Haldun, Kuzey Afrika'da yaşamış bir sosyolog, tarihçi, devrinin devletlerinde çeşitli kademelerde görev yapmış devlet adamı. Onu değerli kılan tarafsızca fikirlerini söylemesi. Yaşadığı çağın güçlü Türk devleti Memluklularda görev almış, Timur Hanla birebir tanışma fırsatı yakalamış, Türkleri ve yaşayışları hakkında birlikte yaşayarak gözlemlerde bulunmuş ve fikirler edinmiştir. Yazarımız da bu noktadan hareketle İbn Haldun'u ve Türkler hakkındaki düşüncelerini bizlere aktarmıştır.
Kitap, İbn Haldun'un hayatı, kişiliği ardından İbn Haldun'un asabiyet fikriyle kitap devam ediyor. Sonrasında insanlığın geçirdiği bedevilik ve hadarilik safhaları İbn Haldun'un düşünceleri doğrultusunda anlatılıyor. İbn Haldun'un Mukaddimesi'nde Türk kelimesi ve medeniyeti tasvir ediliyor. En son bölümde de çağdaş tarihçilerin Türk milleti hakkındaki düşüncelerine yer veriliyor.
Yazarımızın dediği gibi, İbn Haldun, ülkemizde daha çok tanınmalı, kitapları ve düşünceleri ülkede daha çok tartışılmalıdır. Kitabı okumama vesile olan Kitap Şuuru ailesine ve Oğuzhan Saygılı hocama teşekkür ediyorum.
Vali Nezih Bey'in hayat döngüsü üzerinde kurgulanmış, şef Yadigar Bey'in anlatıları ile güçlendirilmiş bir kitap.
Vali Nezih Bey; şık giyimi, nazik ve yerinde konuşması, elindeki çantasıyla sürekli seyahat halinde olması çevresindeki insanların her zaman ilgi odağı olmayı başarmıştır. Yadigar Bey de sürekli kendisiyle konuşmaya gelinen, kimseye söylemeyeceği sırlarını kendisine söylenen kişidir.
Farklı kurgusuyla güzel bir roman. Kitabı okumama vesile olan Kitap Şuuru' na teşekkür ediyorum.
Yüz Yıllık İhtilal
Türkiye, Irak sınırında Güney Azerbaycan Türklerinin yaşadığı küçük bir şehir, Sunduz... PKK'nın yaptığı katliamlar, molla rejiminin millet kavramını yok etmeye çalıştığı bir yer.. Göçlerle ülkemizdeki bazı şehirler gibi planlı bir şekilde sosyal yapısı değiş(tiril)meye yüz tutmuş kadim Türk şehri. Ve şehir halkının destansı mücadelesi.
Sunduz'da çocuklukları aynı mahallede geçmiş Seyit ve Raziye, hapishanede karşılaşırlar. Seyit, molla rejiminin sorgu memuru, Raziye hapse düşmüş bir masum. Seyit, Raziye'yle karşılaşmasından sonra iç hesaplaşmayla kendi benliğini kazanmaya başlar fakat çok geç kalmıştır.
Güzel bir roman. İran'da yaşanan molla rejiminin gerçek yüzünü aydınlatıyor. PJAK'in katliamlarını gün yüzüne seriyor. İnsanların korku kültüründe asla özgür olamayacağını gösteriyor.
Kitap Şuuru
Deli Divane Meseller
Kim delidir kim velidir bilinmez elbet. Yazarımız Hüseyin Albayrak, Anadolu'nun bazen bilindik bazen ücra köşelerinde yaşamış divaneleri konu edinmiş. Ah o divaneler, bir anları veya tek lafları ile ilmin kapısını açarlar, kalplere tesir ederler.
Kitap, Post yayınevinin hediyesi olarak Kitap Şuuru tarafından ulaştırıldı. Keyifle okudum. Kıssalardan hisse kapmaya çalıştım.
Hani dizi sitelerinde reklam olarak çıkar ya, hafta sonunda izleyip bitirin diye, aynı şekilde hayatınıza renk katmak için kitap okuyun. Ve dahi kaliteli kitap için de Kitap Şuuru nu takipte kalın.
Gazeteci Turgay, önemli bir dosya üzerinde çalışmaktadır. Gece geç vakitte yağmurlu bir havada gazeteden çıkar, arabasına biner ve giderken bir kaza geçirir, sonrasında korkunç bir çığlık.
Aklı başına geldiğinde küçük bir karakolda nezarette olduğunu görür. Gece nöbete kalan dört polisten bir tane olan Mustafa onun hikayesini dinlerken geriye kalan üç samimi arkadaş derin bir sohbet içindedir. Daha önce kimsenin bilmediği korkularını birbirlerine itiraf ederler Cengiz, Suat ve Servet...
Basit dili, güzel kurgusu ve sürpriz sonuyla sürekliliği bir roman olmuş, yazarımız Türker Alpertonga'nın kalemine sağlık. Ayrıca okunası kitapları bizlere ulaştıran Kitap Şuuru ailesine teşekkür ederim.
#kitapsuuruinsanlıksuurudur.
Kadim Çağlara Dair Epik Bir Roman
Epik ve destansı bir roman. Kadim çağlarda yaşayan insanların günlük hayatlarına, devlet geleneklerine, savaşlarına şahitlik edebileceğiz harika bir roman.
Nuh Peygamberin tufanından yüzyıllar sonra insanlık tekrardan sapkın inançlarına, putlarına, insanlık dışı mabedlerine geri dönerler. Dünya, Tanrı' nın gazabıyla karşılaşmak üzeredir.
Sümer topraklarında ortaya çıkan piç Akad
kralının yükselişi ve Yafes Atanın torunu Ulu-Kan ile Ana Kurt'un çocuklarının Orta Asya'da intikam için ortaya çıkması aynı zamana rastlar. İntikam alındıktan sonra Sümer topraklarından gelen elçilerin davetiyle Ulu-Kan yönünü verimli topraklara döndürür....
Kitap Şuuru
Farklı Bakış Açısıyla Terör
Kitap, terör örgütü PKK'yı, o yörede yaşayan, yüreği vatan sevdasıyla dolu Yusuf üzerinden anlatıyor. Yusuf, köyleri dolaşarak basit tamirler yaparak geçimini sağlayan biridir. Terör örgütünce alınıp kaçırılıyor, sözde mahkemede yargılanıyor, günlerce işkence görüyor, gizli yollardan geçerek sinir dışında sözde ana karargahta hapis cezasına çaptırılıyor. 14 aylik süre sonunda bir yolunu bularak kaçarak Aydoğdu Karakoluna sığınıyor. Kitabın başından sonuna kadar gördüğü işkenceler, şahit olduğu iğrenç olaylar, kandırılmış çocuk ve gençler, terör örgütüne yardım eden yabancılar, sığınak olmuş mağaralara şahit oluyoruz. Ama hiç bir zaman Yusuf'la birlikte vatan sevgisini, umudu, inancı bırakmıyoruz.
Kitap Şuuru
E-posta Günlüğü
Sibece öğrenmek için Gulca'ya giden, Çin 'in Yili üniversitesinde eğitim alan yazar, Türkiye'deki arkadaşlarına yaşadıklarını, zor şartlar altında e-posta ile anlatıyor. Kitap da bu e-postaların diziniyle ortaya çıkıyor. Yazarımız elli beş haberle kitabını bitiriyor .
Haberlerde Gulca'da yaşadığı bürokratik zorluklardan, kaldığı üniversite odasından, yediği- yiyemediği yemeklerden, internet sıkıntısından sıkça dem vuruyor. Satır aralarında Çin'in yanlış politikalarına, özellikle Doğu Türkistan'da yaşayan Uygur Türklerine uygulanan baskı ve sindirme politikasından ve Çin'in kültürsüzlüğünden bahsediyor. Aldığı eğitim süresince tanıştığı değerli insanları ve arkadaşlarını eklemeyi unutmuyor.
Kitabı değerli kılansa yaşanan her anın ayrıntıya girilmeden, o anki duygu ve düşüncelerle yayınlanmış olmasıdır. Uzak bir ülkede, kimsenin adını dahi bilmediği bir dili öğrenirken yaşananlar.
Kitap Şuuru
Türk olmak..
Neye, kime göre...
Kimseye göre değil elbette, her zaman dosdoğru yaşamak olabilir. Yaşarken Atalarını içinde hissederek... Dilini, dinini, tarihini...
Türk Olmak kitabı, 142 sayfadan oluşuyor. Herkesin anlayacağı, kendine pay biçeceği kısa ve net cümlelerle örülmüş bir kitap. Her yazıda insanın bam teline dokunuyor. Deyim yerindeyse kişiyi kendine getiriyor. Hem tarih hem de güncel gelişmeler eşiğinde cevabını bildiği sorularla okuyucuyu düşünmeye sevk ediyor.
Kitap Şuuru
Gassal-Nisa Eser
Gassal, içinde sekiz hikaye ile sizi bekliyor. 20 yaşında bir çok ödül kazanan Nisa Eser; sade, anlaşılır ve Neşet Ertaş'lı hikayelerini bir çırpıda okuyabilirsiniz. Hayat ve kendinize dair izleri görebilirsiniz.
Mesleğimin öğretmen olması sebebiyle "İki Deprem Bir Hayat" hikayesini çok beğendim. 1939 Erzincan depreminde ailesini yitiren, bacağını kaybeden bir babanın kızı Selma; Kemal öğretmenin verdiği 'deprem ' ödevi için, depremi yaşayan babasıyla konuşmak zorundadır. Tam sınıftan çıkacakken Kemal öğretmen: "Yüzme bilmiyorsan, hüzünlü hüzünlü dalmayacaksın Selma Hanım." sözüne yıllar sonra cevap verecektir. 1992 Erzincan depreminde hem babasını hem de Kemal öğretmenini kaybetmiştir. Bacağı topal kalmış ama pes etmemiş, öğretmen olmuştur Selma. Ayni ödevi bu kez o, kendi öğrencilerine verir ve gözü yaşlı "Selma öğrenciniz artık yüzmeyi öğrendi öğretmenim!"
Genç yazarımıza imzalı kitabı için ayrıca teşekkür ediyorum.
Gassal 
Nisa Eser Kitap Şuuru #kitapsuuru
