Bizler yıllardır kendi halinde kitap okuyan, altını çizdiği cümleleri alıntı olarak paylaşan ve hangi cenahtan olduğu mühim olmayan ülkedeki cehalete karşı daha bilinçli olmak için kitap okuyan üyeleriz. Ülkenin en önemli edebiyat odaklı sosyal medya platformunda, hızla çoğalan radikal ve sapık üye sınıflarına kayıtsız kalamadık ve teyit edilmiş
"Tarih, bir anlamda halkların kutsal kitabıdır."
M. İ. Karamzin
Karamzin'in bu sözünü çok severim. Çünkü bana, Tarih'i ne kadar iyi ve ne kadar doğru bilmek zorunda olduğumuzu hatırlatıyor. Kitabı okumaya da bu söz ile başlıyorsunuz zaten ve kitabın size ne anlatmak istediğini daha ilk sayfasında görüyorsunuz. Kitabın
Golding'in herhangi bir eserini okumaya başladığınızda bir olgunluk sarıp sarmalar sizi. Başka bir deyişle, sayfaları çevirdikçe sizi kendine güvendiren bir yazardır Golding. En azından ben böyle hissediyorum. Tabii bunda daha önceden diğer iki eserini de okumuş olmam etkili olabilir, bilemiyorum. Bende Golding'i okurken hep şu his açığa çıkıyor:
Beni sevmedi.
Bu mühim değil, kimseye kendini sevdiremezdin. İnsanlar şanslı olanlar ve şanssız olanlar diye ayrılır. Kendini şanssızlardan sayar, yaşamaya devam edersin.
Beni sevmedi.
Bu önemli değil, zaten beni kimler sevmedi saymaya vaktim yok. İnsanlar mutlu olanlar ve mutsuz olanlar diye ayrılır. Kendini mutsuzların içine katar devam edersin.
Beni sevmedi.
Bu tuhaf değil, acısı derin, sorgusu uzun ama kabullenilir. İnsanlar aşık olanlar ve aşık olunanlar diye ayrılır. Kendini aşık olanların en aptalı ilan eder devam edersin.
Beni sevmedi,
Beni seviyormuş gibi yaptı.
Bu mühim,
Bu önemli,
Bu tuhaf,
Bu kabullenilemez ve katlanılamaz.
Bunun ağrısı dinmez, bunun kırgınlığı unutulmaz.
Sevilmiyor olmanın çaresizliğinden sağ çıkar da herkes, sevildim sanmamın düşüşünden kurtulamaz.
Kahveni yap, Spotify'a gir, French Songs playlist'ine gir, Fransızca bir şarkı aç ve akabinde Fransız Edebiyatı oku. Bakın yine cömertliğim üzerimde, sizlere mutluluğun, başkalığın reçetesini sundum.
Hiç kuşku yok ki edebiyatı benimsemiş kişiler için Fransız edebiyatı hep farklı bir yere sahiptir. Çoğu zaman Fransız Edebiyatı eserlerini
Meczup kardeşim, şimdi de her ay düzenli olarak tasavvuf çatısı altındaki eserlerle bizi bütün kılmaya gayret etmiş. Davete icabet gerekir diyerekten eseri naçizane yorumlamaya niyet ettim ben de...
Öncelikle teşekkür ederim. Her alanda okuma yapmaya özen göstersem de bazen yeterli olmuyor
Celaleddin Harzemşah'ın hayatına olan merakım, geçen sene tarih dersinde işlediğimiz Anadolu Selçukluları ile Harzemşahlar devleti arasında yapılan Yassıçemen Savaşı ile başlamıştı. Bu savaş Harzemşahların mağlubiyeti ile sonuçlanmıştı. Diğer taraftan şuan ekranlarda "Bozkır Aslanı Celaleddin" dizisi ile karşımıza çıkan Celaleddin'ini
Dünyayla senli benli olursanız, sizi insan yerine koymaz. İnsanlık için mühim biri olanlar, dünyaya ve dünya malına yüz vermeyenlerdir. Bu güzel insanların kim olduğunu söylememe gerek var mı? Yok.
Hüzünleniyoruz, umut var.
Gündelik kelimelerle gün-dışına yolculuk.
***
Bu kitabı bir arkadaşımla kitap fuarından aldım. Fırından yeni çıkmış ekmek sıcaklığıyla birlikte rayihası da üzerindeydi kitabın. Arkadaşım kitabın ismini görünce "Neden tamamlanmamış" nevinden bir söz etti. Bunu söylerken devamı vardır illaki diye de dikkatlice
Selamlar olsun üzerinizee;
Öncelikle ilk satırı okuyup geçecek olanlar için şunu yazayım :D "Kitap çok güzel ve ayrıntılı, kesinlikle okumalısınız. Kudüs üzerine çekilmiş bir belgeselin içinde gibi hissediyorsunuz kendinizi. Ayrıca müslümansanız üzerinize bir görev bu". Uzun uzun okuyacak ve dikkate alacak olanlar içinse bismillah diyip