“Sürekli kitap okuyup film izleyen, kendini geliştirmek için uğraşlarına, hobilerine zaman ayıran insanlar var. Saçma sapan tartışmalara dahil olmuyorlar. Kendi kurdukları dünyada mutlu mesut yaşıyorlar. Var böyle insanlar...”
🎬 Paris'te Gece Yarısı • (2011)
“Savaş! Sizler kritik bir dönemeçte olan ruhlarsınız. Ya akademik 'hoi poloi'nin* baskısına yenik düşeceksiniz ve meyveler daha dalındayken ölecek ya da bireyler olarak zafer kazanacaksınız.”
*hoi poloi: Yunanca sürü demektir.
"Ormana gittim, çünkü bilinçli yaşamak istiyordum. Derin yaşamak ve hayatı iliğine kadar özümsemek istiyordum. Yaşama dair olmayan her şeyi bozguna uğratmak için. Ve ölüm vaktim geldiğinde, aslında hiç yaşamamış olduğumu keşfetmemek için."
En sevdiğim, okumaktan asla bıkmadığım kitap sanırım. Kaç defa okudum hatırlamıyorum ama ilk okuduğum zamanı çok iyi hatırlıyorum.
Henüz lisedeydim. Kitaptaki karakterlerle hemen hemen aynı yaşlarda yani. Bana anı yaşamayı, hayatı romantize etmeyi öğreten kitap diyebilirim bu kitap için.
Eski yıllardan beri süre gelen bir sorunu dile getiriyor kitap. Ebeveynlerin, çocukları üzerindeki baskısı ve meslek seçimleri üzerindeki etkisi. Tüm anne babalar tutturmuş çocuğum doktor olacak, avukat olacak. Bırakın, çocuk kendisi karar versin ne olacağına.
Çocuk yaş aldıkça, hayat tecrübesi arttıkça ne yapmak istediğini anlar hâle geliyor. Tanıştığı insanlar sayesinde gerçek kimliğini fark ediyor ama ailesinin baskısı her şeye engel oluyor. E sonuç olarak geri dönüşü olmayan kazalar ortaya çıkıyor. Aileler yaptıkları hatayı anladıklarında, her şey için geç kalmış oluyorlar.
Herkesin en azından bir kere bile olsa okuması gereken bir kitap. Bana çok şey kattı, umarım okuyan herkeste de güzel etkiler bırakır, bırakmıştır :)