Dünyayı olduğu gibi kabul ediyordu antoa. İnsanlar iyi yada kötü olabilirlerdi; onları yargılamıyordu. Hiç kimsenin, koşullarını zorlayarak, hep iyi olmasını beklemiyordu. Her şey içten geldiği gibi olmalıydı. Insanlar doğuştan iyi olabildikleri gibi içtenlikle kötü de olabilirlerdi. Onun dağıtmayı bildiği iyilik ise, ölçülmüş yada seçilmiş değildi. Ne yaptığını kimin için yaptığını unutuyordu. Gözleri engellenemez, olağanüstü bir güçle, mucizenin gerçekleştiği o anı yaşıyordu yalnızca.