Kitabın başlangıç cümlesi ile giriş yapmak istiyorum. "Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir."
Yıllarca biriktirdiği, satın aldığı, artık sayısını, evdeki yerlerini bile bilmediği (20 binden fazla) kitapları olan koleksiyoncu Brauer, 19.yüzyılda yazılan kitaplara o dönemin önemini vermek için mum ışığında kitap okuma fantezisi yüzünden çıkan yangında kitaplarının arşiv dosyasını yitirince, büyük bir yasa ve buhrana girer. Çünkü artık hangi kitabı nerede, hatta gerçekten var mı yok mu, asla bilemeyecektir.
Sonrasında ortadan kaybolur, kimselerin yaşamadığı bir sahil kasabasına yerleşir, yerleşir yerleşmesine ama oturduğu ve yaptırdığı evin duvarlarını tuğla yerine kitaplarından yaptırır.
Kitap sanırım yanlış zamana denk geldi. Bu zamanda dahi okurken zevk aldım ama ilerleyen zamanlarda bir kez daha okumak istiyorum.
Kitaptaki birçok kısım o kadar haklıydı ki. Yapılan tespitlerin doğruluğu yüzünden oturup bir saat üzerine düşündüm.
Sadece (benden de kaynaklanabilir) kurguda devamlılık sorunu yaşadım.
Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim, kitaptaki çizimler çok hoştu.