Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

rachel

Halbuki o öyle bir yalnızlık istiyordu ki rüyasız bir uykuya benzesin.
Sayfa 138
Reklam
Pencereye yaklaştı. Serin, yıldızlarla dolu bir geceydi.
Sayfa 138
Turiste yardım edememekten canı çok sıkılan polis öğrencilere çıkışıyor: Bu kadar öğrencisiniz, içinizden biri de şu kadının parle vu'suna karşı bir laf edemedi. Fransızca sınavından dokuz alan öğrenci utana utana, Regüliye fiilleri sorsun, bak nasıl söylüyorum, su gibi... dedi.
Sayfa 93

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ne çok insan cenaze törenime katılıp, “son görevimizi yapıyoruz” diye rahatlayacak, sondan önceki hiçbir görevini yapmayanlar...
Sayfa 21
Gökyüzüne bakınız. Kendi kendinize sorunuz: Koyun gülü yedi mi, yemedi mi? Alacağınız yanıt doğrultusunda sonucun nasıl değiştiğini göreceksiniz. Hiçbir büyük, bunun ne kadar önemli olduğunu anlamayacaktır.
Reklam
Sana yıldızlar yerine, gülmeyi bilen bir sürü çıngırak vermiş gibi olacağım böylece.
Karanlık bir yaratık güneşe korkunç bir darbe indirdi. Güneş öldü. Işıkları yok oldu.
Sayfa 50
“Temel görevimiz, uzakta ve sisler arasında duranları görmek değil, yanı başımızda açıkça görünenleri yapmaktır.”
Sayfa 19
Sorunlarını geviş getirir gibi çiğneyebilen insanlardan biriydi.
Sayfa 13
Gece üzüntüden ağlasan da sabah sana neşe ve umut getirecektir.
Sayfa 375
Reklam
“Ah, bence çoğumuz aslında istemediğimiz şeyler için dua ederiz çünkü yüreğimize dikkatle bakacak kadar dürüst değiliz.”
Sayfa 327
“Umarım yabancıların önünde de bu şekilde konuşmuyorsundur. Yoksa hakkında ne düşünürler?” “Ah, onların ne düşündüklerini bilmek istemiyorum. Ben kendimi, başkalarının beni gördüğü gibi görmek istemiyorum çünkü bu çok rahatsız edici.”
Sayfa 326
Kazık mutlaka kalbini delmeli, yoksa vampir tekrar canlanır. Jimmy, bunu sen kontrol edersin.
Sayfa 363 - Her vampir yakalama ekibine Cody gibi bi doktor lazım.
mark petrie!! Yine çok haklı.
Uykuya dalmadan önce yetişkinlerin ne kadar tuhaf olduğunu düşündü. Korkularını atıp uyuyabilmek için yatıştırıcı ilaçlar, uyku hapları alırlar veya içki içerlerdi. Oysa korkuları o kadar sıradan şeylerdi ki... işini kaybetme korkusu, para, öğretmen bana kızar mı, karım hala beni seviyor mu, arkadaşlarım kimler... Bunlar bir çocuğun karanlıkta yatarken duyduğu korkuların yanında çok hafif kalırdı; çocuk bunları kimseye itiraf edemezdi, tek ümidi kendisini anlayacak başka bir çocuk bulmaktı. Yatağının altındaki veya bodrumdaki umacıyla başa çıkmak zorunda kalan bir çocuk için grup terapileri, psikologlar falan yoktu. Her gece bu savaşı tek başına sürdürürdü ve tek tedavisi, hayal gücünün dondurulduğu dönemdi ki, buna yetişkinlik deniyordu. İşte kısaltılmış haliyle bu düşünceler aklından geçti. Bir gece önce Matt Burke bunun gibi karanlık bir şeyle karşılaşmış, korkudan kalp krizi geçirmişti; bu gece böyle bir şeyle Mark karşılaşmış, on dakika sonra elinde tuttuğu plastik haçla uyumaya başlamıştı. Yetişkin adamlarla oğlan çocukları arasında ne büyük bir fark vardı.
Sayfa 281
Corey Bryant uçsuz bucaksız bir unutkanlık nehrine battı; bu nehir zamandı ve suları kırmızıydı.
Sayfa 274
76 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.