Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.12
n.
n.
@nuraytoklu_
Türkçe Öğretmeni
AÜ
İstanbul, 28 Ağustos 1997
339 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
Kitap giriş kısmından itibaren hadis usulünü ve onu anlamanın sadece özel ilkeler etrafında değil; hem özel hem de genel ilkeler doğrultusunda değerlendirmekle doğru olacağını dile getirmiştir. Bana göre kitabın birinci önemli kısmı buydu. Çünkü hadisleri sadece yüzeysel olarak değerlendirmek sığ bir düşünce olur ve anlamak bu şekilde mümkün değildir. Binlerce hadis var olduğundan dolayı kitap hepsini almamakla beraber genel konular etrafında belli sayıda hadise yer vermiştir. Ele alınan hadisler hepimizin çoğunlukta duymuş ve okumuş olduğu hadislerdir. Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere amaç, Peygamber Efendimizi hadisleri ışığında tanımaya çalışmak ve O’nun asırlar boyunca bütün insanlığa olan örnekliğini kavrayıp anlamaktır.
Kısmî spoiler içerir.
Romanın başkahramanı Martin Eden’in başından geçenleri Jack London’un biyografisi ile karşılaştırdığınız zaman yazarın Martin Eden eserini kendi yaşam öyküsünden yola çıkarak yazdığını fark edeceksiniz. Ancak Martin Eden ile yazar arasında önemli bir fark var. Martin Eden, London'ın sosyalistliğine karşın bireyci bir karakterdir. Zaten bireyciliğidir onu kitap sonunda dünyada yapayalnız bırakan. Elbette kişileri yalnızca söyledikleriyle değil, yaşamdaki deneyimleriylede değerlendirmek gerekir. Jack London, kapitalizmin etkisini günden güne arttırdığı bir dönemde yoksul kesimlerin yaşam koşullarının ağırlığını bizzat deneyimlemiş ve gözlemiş bir yazar olduğu için gördükleri onu sosyalizme yaklaştırdı belki. Martin Eden her ne kadar genç bir adamın yükselmesiyle ilgili bir eser olsada London’ın esas meselesi Martin’in zihinsel yükselişi bir başka deyişle aydınlanması. Kahramanının aydınlanma süreçleri üzerindense yaşadığı dönemin siyasal ve toplumsal ilişkilerine eleştirilerde bulunmuş.
Yeniden iyi bir insan olabilmek sahiden mümkün mü?
Savaşın, insan hayatında açtığı derin yaraların anlatıldığı müthiş bir kitap olmuş ve ayrıca son zamanlarda beni etkilemeyi başarabilmiş tek kitap kendisi. Tavsiye sonucu aldım diyebilirim. Üstelik alırken evdeki yaklaşık 10 tane okunmayı bekleyen ve yarım bırakılmış kitabım olduğunu bilerek. Ancak o kadar etkileyici bir anlatımla yazılmış ki yapmam gereken bir sürü işe, yetiştirmem gereken ödevlere, rağmen çok kısa sürede bitirmeye çalıştım, her ne kadar bitecek olması beni üzsede..Kitap hakkında fazla detay vermeme tarafında yer alarak birkaç şey söylemem gerekirse kitap, ana kahramanı olan Emir'in çocukluğundan olgunluk yıllarına kadar geçen süreyi, bununla birlikte Afganistan'ın da yaşamış olduğu dönüşümü ve değişimi anlatıyor. Kitabın içindeki her olay öylesine hüzünlüydü ki çok fazla sürükledi beni, fakat Emir karakteri ne yaparsa yapsın benim gönlümü alamazdı artık. Ayrıca kitapta hem Talibanın Afganistan’da estirdiği terör çok iyi anlatılmış hem de baba sevgisinden mahrum kalan bir çocuğun zihninde yaşadığı karmaşa. Ama beni en çok etkileyen, böyle güzel bir dostluğun affı olmayan sebeplerle bozulmuş ve pişmanlık yaşanmadan öylece kalmış olmasıydı. Bana günümüzdeki sözde dostlukları hatırlatmadı değil. Tavsiye ederim, bir solukta okuyacaksınız.
Okur Takip Önerileri
Suç ve Ceza
Nasıl başlamalıyım pek bilmiyorum ne desem bu muhteşem eseri tanımlamaya yetmeyecek çünkü. Birkaç cümleyle açıklamak yerinde olacak. Dünya edebiyatının kaymak kitapları vardır ya işte bu kitap o kaymak tabakanın en üstündedir. İnsan ruhunu bu kadar iyi anlatabilen bir eser daha görmedim ben. Bazı sahneleri gerçekten yaşıyormuş hissine kapıldım. Karakterin başına gelen sanki benim başıma gelmiş gibi duraksadım. Kitabın sonlarında keşke sonsuza kadar devam etse diyebileceğim bir ruh halindeydim. Ve bu kitabı okurken aynı anda hem Dostoyevski ‘nin ruhuna hem de raskolnikovun varlığına dokunmuş gibi hissettim. İnsana düşünecek çok zaman tanıyor. Kitabın kendisinde boşluktasın düşün dermişcesine bir yakarış var. Raskolnikov hem çok mantıklı hem çok tedirgin bir karakter olabiliyor ve onunla birlikte sizde öyle.
Doyurucu bir eserdi.
Okunması tavsiye edilir.
Yazar, Hz. Fatıma’nın nasıl bir evlat nasıl bir eş ve nasıl bir anne olduğundan bahsediyor. Evlatken aldığı terbiye babasına olan davranışları eş iken anlayışlılığı sadakati desteği anne iken evlatlarına olan sevgisi eğitimi gibi çok istifade edilebilecek konulardan bahsetmesiyle Hz. Fatıma’yı hayatımıza yaklaştırmaya çalışıyor.Sonuç olarak bu kitapla yazarın birçok şeyi amaçladığı açıkça görülüyor. En büyük amacı ise yaşanmış bir hayatın yaşanılabileceğini genç Fatımalara gösterebilmektir.
Boks kariyerinde zirveye tırmanan genç CassiusClay.
Her zaman doğru olduğuna inandığı şeyi yapan cesur bir siyah Müslüman boksör
O sadece ringlerde yumruklarını konuşturan başarılı bir sporcu değildi
Gerçek bir boks efsanesi olarak ringlere, bütün mazlumların, bütün ezilenlerin ve hor görülenlerin sevgilisi olarak veda etti. Sadece bir sporcu olarak değil, müthiş bir insan olarak da milyonlarca gence örnek oldu..
Bu kitabı okuyana kadar kulaktan dolma şeylerle kendisini tanıdığım biriydi fakat bu kitaptan sonra bu muazzam şahsiyeti bu kadar geç tanımış olmakta ayrı üzdü beni
Allah Ondan Razı Olsun
