Oblomov/İvan Alexsandroviç Gonçarov
.
Bayanlar, Baylar! Karşınızda en ünlü tembel, uyuşuk roman kahramanı Oblomov! Öyle ki ‘Oblomovluk’ kavramını dile sokmuş. Kitabın konusuna gelecek olursak Oblomov küçük yaşlardan itibaren en temel becerileri bile başkaları tarafından görülmüş ve böylece giderek tembel bir hayata alıştırılmıştır. Önceleri bu durum hoş görülse de yaşı ilerledikçe çevresindeki kişilerin gözüne batmaya başlamıştır. Giyinmeye, kitap okumaya, yazı yazmaya, dışarı çıkmaya üşenir bir hale gelmiştir. Bu uyuşukluk hali hayatına birinin girmesi ile kısa süreliğine de olsa geçiyor. Hayattan zevk almaya, anlamını aramaya, çabalamaya başlamış fakat alışkanlık olduğundan mütevellit yine eski haline geri dönmüştür. (Ne demişler alışmış kudurmuştan beterdir) Oblomov’un tek amacı kimsenin onu rahatsız edemeyeceği bir yere yerleşmek, yemek, içmek ve uyumaktır. Tam kendisine göre bir yer bulur fakat sonuç istediği gibi olacak mı? Okuyup görelim. Yani bence kesin okuyalım, şiddetle okuyalım!
.
Oblomov’un yaşadıklarından çıkarılacak dersler, öğrenilecek şeyler var. Her okuyan kendisinden bir şey mutlaka bulacaktır. Herkes aslında biraz Oblomov’dur. Ama ‘Neden bu kadar safsın neden bu kadar iyisin be Oblomov’ deyip kızdığım, kendi kendime delirdiğim yerler de oldu. Yine de en sevdiğim kitapların/klasiklerin içinde yerini aldı. İyi ki okudum!