Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ATSIZ'DA ASKERLİK-ORDU-SAVAŞ-DİSİPLİN 31 Ağustos 1962 tarihinde çıkan Millî Yol dergisinin 31. sayısını elimize alınca, İzmirli Türkçü gençler olarak ne kadar heyecanlandığımızı hatırlıyorum. Orta sayfada Atsız'ın "30 Ağustos ve Türk Ordusu" başlıklı yazısı yer alıyordu. Yazıyı defalarca okumuş, birbirimize aktarmıştık. O
susarak söylüyorum
Ocak 29 Anton Çehov 1860'da bugün doğdu. Hiçbir şey söylemiyormuş gibi yazdı. Ve her şeyi söyledi.
Reklam
... Oysa bir gaz tenekesiyle bir şişe mavi Gelişigüzel mi güzel bir ocak Suların ortasında sevgili öfkemle benim Yanacak bahar erişinceye değin Soğuktan morarmış kanatlarını ısıtsın diye martılar Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin
Sayfa 14 - Papirüs YayıneviKitabı okudu
Ocak 6
Bekleyen toprak Türkiye 2009 yılında, daha önce vatandaşlıktan çıkarılmış olan Nazım Hikmet'i vatandaşlığa geri aldı ve hem en sevilen hem de en nefret edilen şairinin Türk olduğunu kabul etti. O bu güzel haberi öğrenemedi: yarım yüzyıl önce ömrünün büyük kısmını geçirdiği sürgünde ölmüştü. Toprağı onu bekliyordu, ama kitapları yasaktı ve kendisi de. Sürgündeki dönmek istiyordu: Giderayak işlerim var bitirilecek. ... Oldum yıldızlarla haşır neşir ama sayısı bir tamam sayılamadı. Kuyudan çektim suyu ama bardaklara konulamadı. Asla dönmedi.
Muvelleh sıfatı verilen dervişlere bakıldığında, terimin Kalenderiler ve Haydariler gibi tasavvufi meşrepleri itibariyle muhalif karakterli dervişleri tasvir ettiği anlaşılmaktadır. Kapsamla ilgili belirsizlik, terimin bütün muhalif karakterli derviş gruplarını kapsayıp kapsamadığı, bütünü kapsamıyorsa hangi derviş gruplarını içine aldığı
Sayfa 77 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Muvelleh Kavramı: Veli mi, Deli mi?
Savaş kötü bir şey olsaydı bugün Anadolu bizim elimizde kalmazdı. Çünkü biz Anadolu'yu savaşla, su gibi düşman kanı akıtarak, kendi kanımızı da cömertlikle sel gibi dökerek aldık... Savaş kalkarsa dünyadan kahramanlık, fazilet ve fedakârlık da kalkar ve insanların yalnız doymak ve cinsî ihtiyaçlarını kovalamaktan başka gayesi olmayan hayvanlardan hiçbir farkı kalmaz." (Orhun 12, 1 Ocak 1943: 1).
Reklam
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Muvelleh Kavramı: Veli mi, Deli mi?
Hal ve tavırları itibariyle alışılmış olandan farklılıkları bulunan muhalif sufileri tanımlamak bir sorun olmuştur. Esasında bu sufileri nitelemek için üzerinde uzlaşılmış bir terimin olmadığını da vurgulamak gerekir. Fuad Köprülü, Abdülbaki Gölpınarlı gibi bazı araştırmacılar Kalenderi, Haydari gibi derviş zümrelerini
Sayfa 73 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR
Ateş Kültü
“Ateş Türkler için temizdi, temizleyiciydi; kötü ruhları kovardı. Bugün de ateşin temizleyici özelliği Hıdırellez’de yakılan ateşle yaşamaya devam ediyor.Ateşin üzerinden atlayarak geçirilen dönemin olumsuzluklarından arınma, baharda yeni döneme arınmış bir şekilde girme isteği yenileniyor.Ateş kültünün aileyi ilgilendiren noktaları ise Ocak Kültü ile ilişkilendirilmiştir. Ateşin ruhu olduğu gibi ocağın da bir ruhu vardı. Bu ruh içinde yandığı ailenin ocağının korunmasından sorumluydu. Ocak bir ailenin birliği, yemeğinin piştiği anlamına geliyordu. Tam tersi de ailenin yok olması demekti. Ocağın sönmesi, ocağa incir ağacı dikilmesi gibi deyimler bu kültle doğrudan ilişkiliydi.
Sayfa 116Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.