Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
oğulcan keskin
oğulcan keskin
@ogulcankeskin
DEÜ İngilizce Öğretmenliği /İngiliz Edebiyatı Master
48 okur puanı
Ağustos 2022 tarihinde katıldı
Kitaptaki İngiliz dili ve Edebiyatı ile görüşler son derece sığ ve temelsiz, Tolkien , Shakespeare, Jane Austen ,Virginia Woolf ,Dickens ,Hardy gibi yazarların olduğu bir literatüre ,Almanlardan ,Fransızlardan ve hatta Ruslardan çok geri kaldı denmesini anlamsız buldum.
Tarihi detaylı öğrenmek isteyenler için
Türk Milliyetçiliği, Jön Türkler,İttihatçılar,Kemalizm,modern Türkiye’nin oluşumu konularına meraklı olanların ve özellikle yüzeysel değil detaylı eser arayanların okuması gereken bir kitap.İngilizce orijinali ülkemizde nadir bulunduğu için ve pdf formatında okumak istemediğim için çevirisini okumak durumunda kaldım, çevirisi de gayet akıcı ve anlaşılır, yani genel okuyucu kitlesini yormuyor ve çok fazla Osmanlıca kelime yok.
Kaynak kullanımı da oldukça zengin zaten kitap Feroz Ahmad’ın doktora tezine eklemeler yapılmış hali,özellikle İngiliz kaynaklarının,arşivlerinin kullanılması Türk kaynaklarının yazmadıklarını yazdığı için kitaba zenginlik katmış,karanlıkta kalan konuları açığa çıkarmış.Atatürk konusundaki biyografilerde de İngiliz arşivlerinin önemi yadsınamaz ve daha objektif biyografi okumak isteyenlere Mango ve Lord Kinross’un Atatürk biyografileri önerilir(özellikle anadilinde okumak) Kitap döneme ilginizi daha da artıracak yani 1908-1914 arasında kalmayıp öncesini ve sonrasını da merak edecek,Bernard Lewis,Şerif Mardin,Knight,Tunalıya gibi yazarların da kitaplarını okumak isteyeceksiniz.
Virginia Woolf’un “değişik” romanı
Orlando Virginia Woolf’un aykırı romanlarından biri, değişik bir tarzı ve konusu var yazarın bilinç akışı tekniği ile yazdığı zaten malum dolayısıyla bazen anlaşılması güç romanlarına denk geliyoruz ancak burada karakter de oldukça akıcı, çağlardan çağlara, ülkelerden ülkelere akan zamandan ve cinsiyetten bağımsız bir gün erkek olarak uyuyup ertesi gün Türkiye’de kadın olarak uyanan bir Orlando’muz var.
Kitap İngiliz, Türkiye konuya nereden girdi demeyin, Woolf’un konuyu birden Constantinople’ün tepelerine,gün batımındaki altın renkli haliçine Brussa’nın Uludağ’ına, Türkiye ve Türklere bağlamaması için hiçbir sebep yok.
Okur Takip Önerileri
Klişe Ama Eğlenceli Bir Tema
Eser aslında Batı Edebiyatı klişelerine dayanıyor, cimrilik konusundaki ne ilk ne de son eser olacak zira seneler sonra Charles Dickens’ın A Christmas Carol eserindeki meşhur cimri Scrouge ile tanışacağız.
Moliere’in bu komedyası, okurunu (ve elbette tiyatro seyircisini) oldukça eğlendirecek nitelikte ancak tek üzücü yanı Moliere’in bu oyun sırasında fenalaşıp öldüğü gerçeği.
Eserdeki tesadüfler zinciri ve ilişki üçgenini oldukça beğendim, bir solukta alınıp okunabilecek akıcı bir eser,tiyatrosuna da bir gün mutlaka gidilmeli.
Bir Elizabeth Dönemi Peri Masalı
İngilizce’nin en büyük avantajlarından biri şüphesiz 1600’lerin dilinin de günümüze oldukça yakın olması ve Shakespeare’i orijinal dilinden okuyanları asla yormamasıdır.
Shakespeare’in bu eğlenceli eserindeki satırları okurken, insanların aşk konusunda ne kadar mantıksız ve çelişkili davrandıklarını görüyoruz.Oyundaki aşk üçgenleri hatta dörtgenleri okuyucunun kafasını karıştırsa da eğlenceli bir durum ortaya çıkarıyor.
Oyunun sonunda aşıkların kaderini Romeo Juliet’in sonuna benzetebiliriz, ailelerin tıpkı Romeo Juliet’teki trajedi sonrası barışması da iki eseri benzettiğim bir nokta oldu.
Kitap, Türk Milliyetçiliğinin ne şartlar altında,hangi zorunluluklardan ve problemlerden dolayı ortaya çıktığını,dönemin fikir önderlerinin Milliyetçilik konusunda yaşadığı ikilikleri, Türkiye çıkışlı Osmanlıcılık ile Rusya’da doğanların benimsediği Pantürkist ideoloji arasındaki farkı dönemin dergileri, şiirleri kısacası edebiyatı yoluyla öğrenmek için bire bir.
Eser,genç kalemler,islam mecmuası,Türk derneği,Türk yurdu,Türk ocakları dergileriyle yürütülen, Jön Türk döneminin daha çok Edebi mücadelesi üzerine duruyor.Eser akademik bir dille yazılmış genel okuyucuya hitap etmiyor özellikle Edebiyat ve Tarih öğrencilerinin kaynak olarak kullanabileceği bir eser.
Kitap ülkemizde henüz Türkçeye çevrilmedi ancak dili oldukça sade ve akıcı,okumak için İngilizcenizin “advanced” seviye olmasına gerek yok.İngiliz Edebiyatı öğrencilerinin roman analizi dersinde karşılaşabileceği bir eser, klasik İngiliz Edebiyatı eserlerinin aksine bu post modern,post colonial eseri, sömürülen taraftan,Karayip kökenli bir yazarın bakış açısından okuyoruz.Solomon karakterinin Afrika’daki karanlık ve üzücü geçmişi, ülkesinin geri kalmışlığı ve şahit olduğu vahşetler onu uzak kıyılara yani Birleşik Krallık’a göçe zorluyor.Kitaptaki ana karakter Dorothy’nin pesimistik ruhsal durumunun yanı sıra Hindistan gibi eski İngiliz sömürgelerinden insan profilleri de kitapta karşımıza çıkıyor, bugünkü Londra’nın kozmopolit çeşitliliği kitapta da yansıtılmış.
Kitabı şans eseri Nutuk ile eş zamanlı okudum,bunu belirtme sebebim şüphesiz çok iyi bir okur ve dahi olan Mustafa Kemal Atatürk’ün H.G.Wells’in geleceğe dair olan görüşlerine kitabında yer vermesidir.H.G Wells bu eseriyle bilim kurgu edebiyatının öncülerinden olmuştur,insanlık Atatürk’ün atıfta bulunduğu tek Dünya devleti düşüncesiyle dış bir saldırıya karşı birleşemese de, Marslılar karşısında İspanyol istilasına uğrayan Amerikan yerlileri konumuna düşse de bir salgın bu sefer Mary Shelley’nin The Last Man romanındakinin aksine insanlığı yok etmeyip kurtaracaktır.Kitabın İngilizce orijinal dili,karmaşık cümleler içermeyen akıcı ve sadedir.”Intermediate” düzey İngilizcesi olanlar da rahatlıkla okuyabilecektir, İngilizce öğrencileri ,İngiliz Edebiyatının bilim kurguya yaptığı temel katkıları görmek için,bu konudaki
klişelerin kökenini öğrenmek için bu eseri okuyabilir.
Son iyi Roma İmparatorlarından Marcus Aurelius’un,barbarlara karşı giriştiği seferlerin ortasında yazdığı hayata dair düşünceleri ve tavsiyelerini aslında kendine tavsiyelerini okuyoruz.Aurelius Roma’ya hakim olan stoa felsefesini anlamamız için bizlere güzel bir miras bırakmış. Kitap başlarda uzun bir teşekkür listesini anlatıyor, Aurelius’un kimden neyi öğrendiğini kime ne borçlu olduğunu okuyoruz, bu kısım genel okuyucu için çok ilgi çekici değil.
Eser,Aurelius’un “memento mori” felsefesiyle bolca kendisine ölümü hatırlattığı hayatın iyilik yaparak doğa felsefesine uygun şekilde yaşanmasını, doğaya uygun olanın kötü olamayacağını anlattığı bir düşünceler silsilesiyle devam ediyor.Geçmişin ve geleceğin olmadığı sadece şu anın yaşandığı genç veya yaşlı ölen bir kişinin kaybettiği şeyin aslında aynı olduğu sadece şu kısacık anı kaybettikleri irdeleniyor.Ün ve şöhret peşinde koşmayıp bir isim bırakma hevesinde olmanın anlamsızlığı ve hayal kurmanın gereksizliği kitapta en çok şaşırdığım düşünce yapıları oldu.Stoa felsefesi , Romalıların intihara neden bu kadar meyilli olduğunu gösteriyor, kitaptaki ölüm ve hiçlik teması okuyucuyu karamsarlığa sürükleyebilir,aynı zamanda hayata dair kitaptan alınacak çok fazla ders de var.
Kitap Roma medeniyetine ilgi duyanlar için medeniyetin krallık döneminden 1453’e kadar özet bilgiler içeriyor.Konuya başlangıç seviyesinde ilgili olanların mutlaka okuması gereken, Montesquieu’nun siyasi düşünce yapısı hakkında da ipuçları bulduğumuz bir eser.Dipnotlar birçok Latince kavramı açıklamış ve okuyucuya kolaylık sağlamış ancak bu kitap bol bol duraksayarak artıdan araştırma yapılarak okunmalı.
İsminden de anlaşılacağı üzere yazarın öznel ifadeleri,öznel düşünceleri kitapta oldukça yer kaplıyor, Attila’nın büyüklüğünden bahsedip kendi milletinin Doğu Roma’ya yaptıklarını anlattıktan sonra kitabın son kısmında yazar ayarı kaçırıp işi oryantalist bir sığlıkla Türk düşmanlığına getiriyor.Türkleri, Hunlar gibi yağmacı,talancı üstüne üstlük “kadınları da kendileri gibi çirkin bu yüzden Rum güzellerine tutkun insanlar ” olarak tanımlıyor.Elbette yazarın hangi bilimsel araştırmalara göre bu ithamları yaptığı ve bu ithamların Fransız ırkçılığının bir ürünü olup olmadığı tartışmalı.
Romalıların Yücelik ve Çöküşünün Nedenleri Üzerine DüşüncelerMontesquieu · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019253 okunma
İngiliz Edebiyatı okuyanlar bilir ki çoğu eserde Türklere olumlu veya olumsuz atıflar yapılır, bu eserde dönemin etkisiyle “barbar Türk” algısına maruz kalıyoruz.Mary Shelley, eşi Percy Shelley’nin Lord Byron ile olan dostlukları birçok eserlerini doğrudan etkilemiştir, Lord Byron’ın Yunan hayranlığı, Yunanistan’da hayal kırıklığına uğrayıp o antik Helen medeniyetini bulamasa bile açıktı.Bu eserin içeriğini etkileyen isimlerden biri Lord Byron’ın anti-Türk tutumudur.Eser tam da Yunan bağımsızlık savaşı esnasında yayımlanmıştır ve doğal olarak anti-Türk içerikler barındırıyor, kitaptaki Yunan uygarlığı kendi sınırlarıyla yetinmeyip “Constantinople’ü” de “kafirlerin” elinden kurtarmıştır ama bu Dünyanın sonu olacak bir kehanetin de gerçekleşmesine sebep olur,Türklerle olan ağır savaşlardan sonra İstanbul kaynaklı bir salgın meydana gelmiştir ama bu salgın o bölgeyle sınırlı kalmayıp kitap boyunca karakterlerin peşinden gidecektir.Dünyada kalan son adam fenomenine, yıllar sonra Wells’in yazacağı The war of the Worlds eserinde de atıf yapılmaktadır.Gotik edebiyat etkisinde yazılan roman genel olarak karamsar,kitabın İngilizcesi akıcı ve anlaşılır,yeni kelimeler öğrenmek isteyen İngilizce öğrencileri için de faydalı.
Hardy Pesimizminin Zirvesi
Klasik bir Thomas Hardy romanı yani mutlu son bekleyenleri en baştan Jane Austen’a yönlendirmek gerekiyor,Tess romanındaki kadersizlikler burada sanki dozunu artırarak devam ediyor zaten yazar da en karamsar romanının Jude the Obscure olduğunu söylüyor.Hardy’nin Wessex’inde “Far From the Madding Crowd” eseriyle biraz güneş açsa da genel olarak hep karanlık ve kasvetli bir ortam var.Bulunduğu toplumsal sınıfı aşıp istediği eğitimi alamayan,zoraki bir evlilik yüzünden kuzenle aşk yaşamak gibi yanlış düşüncelere saplanan bir “loser” kaybeden adam portresi görüyoruz.
Hardy romanlarındaki aşk üçgenleri ve kuzen ilişkileri incelenmesi gereken ilginç vakalar.
Kitap şüphesiz en kapsamlı Atatürk biyografilerinden bir tanesi ,atamızın(her ne kadar Atatürk bu ifadeden hoşlanmasa da) çocukluğundan ölümüne kadar yaşadıkları,yaşattıkları,devrimleri,mücadeleleleriAtatürk’ün sıfatlarından başka sade insan yönü bu kitapta bulunuyor,kitaptaki akıcı ve öz Türkçe kullanımı da takdir edilesi.Yazarın oldukça objektif,seneler süren çalışmalarla,zengin kaynak kullanımıyla sunduğu bir eser.Uzun bir yolculuğa çıkıp Atatürk’ü her yönüyle anlamak isteyenler bu kitabı okumalı.Kitabın son kısmı ise oldukça duygusal ve çarpıcı.
Kitap,7. Sınıflardan itibaren her öğrencinin okuyup anlayabileceği, ödev olarak verilmesi gereken bir eser.Çankaya,Fikrimizin Rehberi,Lord Kinross, Mango gibi yazarların biyografileri öğrencilere uzun ve ağır gelebilir ancak bu eser Atatürk’ü gençlere tanıtmak için çok iyi bir başlangıç eseridir.
Ali Fuat Paşa’nın entelektüel yönünü,aile yapısını,düşüncelerini Mustafa Kemal’le geçirdikleri genç subaylık anılarını,bilinmeyen maceralarını,dönemin istibdatına ve padişahına bakış açılarını görmek için kesinlikle okunması gereken akıcı ve özet bilgiler içeren bir eser.
İngilizlerin “Fly-on-the-wall” dedikleri yani fark edilmeyen gözlemci kavramıyla tanışacağımız bu eserde Orwell, refah ve gelişmişliği ile bilinen Batı Avrupa medeniyetinin bir başka yüzünü, alt tabakadan insanların dünyasından, realist,mizahi yönü güçlü,hikaye zenginliği bol anılarla gösteriyor.
Kitap oldukça sade ve anlaşılır bir İngilizce ile yazılmış bunun yanı sıra Dickens ve Hardy eserlerindekine benzer şekilde İrlandalıların, Güney Londralıların ve çeşitli yerel unsurların argo İngilizce kullanımına da rastlayacağız.
Kitaptaki kölelik göndermeleri,karın tokluğuna çalışan insanların varlığı,İngiltere’de dilenciliğin bile kanunlara bağlı olması modern kölelik sistemine bir sitem olarak değerlendirilebilir.İnsanların düşünme fırsatı bile elde etmemesi için saatlerce çalıştırıldığı bir sisteme sitem söz konusu.Eser,yazarın daha sonraki yıllarda yayımlayacağı Hayvan Çiftliği ve 1984’te daha net göreceğimiz fikir dünyasını yansıtmaktadır ama o kitaplardaki karamsarlığa göre oldukça eğlencelidir.
Kitap, değerli tarihçiler Erol Şadi Erdinç ve İlber Ortaylı ile yapılan söyleşi ve belgeler olarak iki kısımdan oluşuyor.İttihat ve Terakki belgelerinin çevirisiz Osmanlıca olarak yayınlanması kitabı tam anlamıyla okuyabilecek kitleyi oldukça daraltmış.İttihat ve terakki ile ilgili daha önce pek fazla fikri olmayanlar için başlangıç seviyesinde özet bilgiler içeriyor, detaylı bilgiler için ise kitapta konu ile alakalı öneriler yapılması hoş bir detaydı, kısa sürede okunabilecek akıcı ve bilgilendirici bir eser.
Kitap ekler ve İnönü ile yapılan röportaj olarak iki ayrı kısımdan oluşuyor, Abdi İpekçi’nin kaliteli soruları ve konu üzerinde sorularını çeşitlendirmesi sayesinde akıcı bir röportaj ortaya çıkmış.Kitabın ekler kısmında Atatürk’ün silah arkadaşları ile siyasi uyuşmazlıklarının sebepleri özet şeklinde,alıntılarla anlatılmış. Lord Kinross’tan ve Şevket Süreyya Aydemir’den yapılan alıntılar önemliydi , bu alıntılar okuyucuya daha detaylı bilgilenmesi için gerekli kitap önerilerini de yapmış oldu.
