Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melike

208 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Darlington Malikanesinde başuşaklık görevini yerine getiren Stevens’in, malikaneyi içindeki görevlilerle beraber satın alan Bay Faraday’in önerisiyle çıktığı bir yolculuk hikayesi. Stevens İngiltere’nin saklı kalmış kırlık yörelerini gezerken bir taraftan da kendi içinde saklı kalan hayat hikayesine yolculuk yapıyor. Stevens’in idealist düşünceleri bana etki alanı kavramını çokça hatırlama fırsatı sundu. Onun düşüncesine göre o bir başuşaktı ve dünya meseleleri hakkında bilgi sahibi olması beklenemezdi. Onun yapabileceği dünya meselelerini düşünen, bunlar için çabalayabilecek konumda olan büyük insanlara en iyi şekilde hizmet etmekti. Böylece daha güzel bir dünya için çorbada tuzu olacaktı. Bu öğretisini de en iyi şekilde uyguladı. Babasının ölüm anında işine döndü, belki de aşık olduğu ama farkında bile olmadığı kadının gidişinde başuşak kalmayı seçti. Peki Stevens’e kalan ne oldu? Yaşamında pek çok şeyi feda etmiş bir insan gururu ve memnuniyeti. Gerçekten memnun mu bu hayatından? Ona göre geriye dönüp dilediği gibi çıkmayan hayatına dair kendini suçlayıp durmanın bir anlamı yok. O da farkında ki verebileceği her şeyi büyük bir başuşak olabilme yolunda vermiştir. Artık verecek bir şeyi kalmamıştır. İhmal edilmiş bir hayattan yine de memnun olmaya çalışan bir adamın hikayesi. Belki kendi yaşantımızı sorgulamamıza vesile olacak hüzünlü bir roman.
Günden Kalanlar
Günden KalanlarKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20195,3bin okunma
Reklam
343 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Aziz Nesin bu kitabında da trajikomik bir hikayeyle zamansız eleştirisini okuyucuya aktarıyor. Yaşar Yaşamaz bir yanlışlık sonucu yaşamadığını öğreniyor ve kimliksiz oluşuyla birlikte hayatı yaşamadaki zorlukları başlıyor. Buradaki kimlik elbette sadece hüviyet anlamında değil, bir sıfata sahip olmak. Kimliğin yoksa işe giremezsin, evlenemezsin, çocuğunun senin olduğunu ispat edemezsin, mirastan hak talep edemezsin... Halbuki yaşıyorsun, kanlı canlı karşılarındasındır ama kimliğin yoksa yaşayamazsın kısaca. Bununla beraber vergi ödemek, hapse girmek, tımarhaneye kapatılmak için bir kimliğe ihtiyacın yoktur. Yani işlerine nasıl gelirse, onlar ne kadarına izin verirse sen de o kadar var olabilirsin. Belki bir başkaldırı bir isyandır Yaşar Yaşamaz’ın anlatısı. En sonunda hapishaneden çıkarken onun da bir kimliği vardır, hüviyeti değil ama o da onlardandır artık. Yaşayabilmek için. Kitap genel anlamda vermek istediği mesajlar bakımından doyurucuydu ancak bu mesajları bu kadar uzatarak, sanki hep aynı şeyi okuyormuş hissi yaratarak vermese de olur muydu? Bence güzel olurdu. Zaman zaman okumakta sıkıldım aralar vererek okudum. Yine de Aziz Nesin sevenler okuyabilir.
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz
Yaşar Ne Yaşar Ne YaşamazAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 200813,1bin okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Bir Can’a Dokunmak
Öncelikle kitaba adını veren “Öğretmen Olmak” kavramını bizlere kazandırdığı için İrfan Hocaya teşekkür etmek istiyorum. Çoğumuz bu kavramın Doğan Hocaya ait olduğunu düşünsek de aslında kitap boyunca İrfan Hocanın bu ve benzeri kavramı bir eğitmen olarak ustaca işlediğini söylemek gerek. Doğan hocanın ise karşımızdakini bir can olarak görmemize verdiği değeri ve anlamı da es geçmeyelim. İkilinin eğitime öğretmene dair sohbetine eşlik eder gibi hissetmek ve alanımla ilgili yeni farkındalıklar kazanmak bana keyif verdi. Birçok başlık altında aslında siz de bu konulardaki düşüncelerinizi kendi akıl süzgecinizden geçiriyor aynı zamanda da kıymetli hocalarımızın bakış açısını irdeliyorsunuz. Doğan hocanın psikoloji ile harmanladığı İrfan hocanın engin eğitim bilgisi ve tecrübesiyle ortaya yollar gösterici bir kitap çıkmış. Üniversitedeyken okumuştum ancak öğretmen olduktan sonra tekrar okuyunca çok daha anlamlı bir yere koydum bu kitabı. Öğretmen olabilmek ve karşımızdaki miniklerimizi bir can olarak görebilmek dileğiyle dolup taştım. Yaşayan değerimiz İrfan Erdoğan’a sağlıklı bir ömür dilerim, Doğan Cüceloğlu’na rahmet.
Öğretmen Olmak
Öğretmen OlmakDoğan Cüceloğlu · Final Kültür Sanat Yayınları · 20136,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
258 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bu kitapta Beyaz Diş’in hayatı üzerinden kendimize dersler çıkarabiliriz. Ne kadar zalim de olabiliriz ne kadar insan da. Onun kendini insanların yerine koyduğu, doğasını insanların doğasıymış gibi düşünüp eleştirdiği şeyleri bügun hayatımızın her yerinde görüyoruz. Kaos, acımasızlık, karmaşa. Halbuki onun doğası gereği et yemek ve öldürmek var peki ya bizim doğamız, insanın doğası nedir? Güzel bir sorgulama. Beyaz Diş aslında melez bir kurt-köpek. Zaman zaman onun kurt genlerini zaman zaman da köpek genlerini görüyoruz yani aynı insanda olduğu gibi zıtlıklar. Beyaz Diş’i bir kurt da yapabilirsiniz ama doğası gereği daha acımasız halini onu bir köpek de yapabilirsiniz sevgili ve sadakatli halini. İnsan sahneye ne zaman girse bir kurttan daha vahşi olabiliyor ama yine de Scott gibilerin de varlığını görerek içimize bir parça su serpiliyor. Okuduğumun çok çok azını anlatabildim bu yüzden kitabı listenizin başlarına çekip çok daha fazlasına ulaşmayı ertelemeyin. Bir alıntıyla bitirmek istiyorum. “Onun hamurunu yoğurup Doğanın düşündüğünden çok daha acımasız bir şey haline gelmesini sağlayan, bu ortamdı, bu adamlardı.”
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076,7bin okunma
302 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Müfid, Pervin ve Sacid. Hayatları bir yerde ortak yola bağlanmış ancak seciyelerince birbirlerinden tamamen ayrı üç insan. Pervin'in başıboş hayatı içinden kurtulmaya çalışması ama her defasında o hayata daha da batması, gidip gelen ruh halleri ve durmadan değişen düşünceleri arasında Müfid ve Sacid ikilisinde kararsızlıkları, doyumsuzlukları...Hem haline üzülüyor hem de -daha çok- sinirleniyoruz. Müfid karakterinin fiziki cılızlığı yanında ruhi dolgunluğunu, Sacid karakterinin ise güçlü, kuvvetli görüntüsünün altındaki yavan duygularını işlemiş yazar. Her zamanki Safa kalemi, her zamanki zıtlıklarla var oluş, enfes. Beni en çok etkileyen karakter Müfid oldu. Onun şüpheleriyle verdiği mücadeleyi çok derinden hissettim. Anlık aldanışları ile sevgi kırıntısının bile iyileştirici gücü yanında şüphenin zerresinin bile insanı ölüm döşeğinde dahi rahat bırakmadığını Safa çok gerçekçi yansıtmış. Bu kitaptan aldığım mesaj, şüphenin ne kadar yıkıcı bir duygu olduğu. İnsan ne olursa olsun bilmeye, şüphenin kollarından kurtulmaya her şartta mecbur. Aksi halde acı aldanışlarla yaşamaya çalışmak ölümden beter. Ve şüphe ister doğru yönde olsun ister asılsız olsun, bir kez şüphe edilen artık ne yapsa aklanamaz. Safa kalemini sevenlere tavsiyedir.
Peyami Safa
Peyami Safa
Şimşek
Şimşek
Şimşek
ŞimşekPeyami Safa · Ötüken Yayınları · 20221,751 okunma
Reklam
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İstanbul’a gönül bağlılığı olanlar koşun doluşun
Yedi Meşaleciler grubunun en genç üyesi Ziya Osman Saba’nın, cânım edebiyatımızın, güzel mi güzel öykü kitabı. Aynı zamanda Saba’nın otobiyografisi bile diyebiliriz, içinde kendi hayatına dair izleri okuyoruz. Kitaba ismini veren öyküden hareketle aslında diğer bütün öykülerde de Saba bize geçmişin fotoğraflarını göstermeye, kare kare yaşanmış bir hayatı resmetmeye çalışmış. Sadece hatıraları okuyup geçmiyoruz, onlar gözümüzde bir albüm gibi işleniyor. 47 yıllık kısa ömründe geçmişe duyduğu hasreti öykülerine dökmüş, her hikayede eski bir fotoğraf karesini yaşatmaya çalışmış, İstanbul’a sevdalanmış artık onsuz yapamaz olmuş, hüznün garanti edildiği bu kitabın daha çok okunduğunu görmeyi o kadar isterim ki. Tertemiz edebiyat akan, okunması az ama muhakkak daha çok konuşmamız gerektiğini düşündüğüm Saba hikayeleri benim için hep özel kalacak. Mutlaka okuyun derim
Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi
Mesut İnsanlar FotoğrafhanesiZiya Osman Saba · Can Yayınları · 2018570 okunma