Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet DURMAZ

Mehmet DURMAZ
@okurmusunbeni
Okur-Yazar-Müfettiş
İstanbul
Bilecik, 1984
305 okur puanı
Nisan 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
736 syf.
9/10 puan verdi
·
31 günde okudu
GÜLÜN ADI Umberto Eco İtalya'da, Bologna Üniversitesinde hocalık yapmış, profesör, filozof, tarihçi, estetikçi, Orta Çağ uzmanı bir bilim insanı. 1980 yılında kaleme aldığı Gülün Adı, yazarın ilk romanı. Öyle bir ilk romandı ki edebî yönü teknik yönünden kesinlikle aşağı değildi. Türü için; tarihsel gerçeklikler üzerine inşa edilmiş bir polisiye romandı, diyebiliriz sanırım. Kitaptaki olaylar İtalya’da, 1327 yılının Kasım ayı sonunda bir manastırda geçmekte. İmparatorluk temsilcileri ile Papa’nın uzlaşma toplantısı öncesinde, sorgucu rahip William ve çömezi Adso, bir cinayeti soruşturmak için görevli olarak bir manastıra giderler fakat bu cinayeti soruştururlarken bambaşka olaylarla karşılaşırlar. Papa ile İmparator arasındaki atama yetkisi savaşı, Hristiyan tarikatlar arası görüş ayrılıkları, cinayetler, sapkın mezhepler ve daha birçok dinî olayı ve diyalogları şaşırarak okurken şunu düşündüm: Demek ki mezhepsel farklılıklar, dinî-siyasi çatışmalar, ikililikler sadece bize mahsus değilmiş. Manastır ve etrafında gelişen olaylar, yedi günlük zaman dilimine bölünerek yazılmış. Her gün farklı bir vukuat olması merakınızı diri tutuyor fakat bazı cümlelerin anlaşılmazlığı ve uzunluğu sabrınızı zorluyor. Kitabın bana en önemli katkısı, polisiye bir serüvenin yanında Orta Çağ ve de Ortaçağ Hristiyanlığı hakkında çok şey öğrenmem oldu. Bana eşlik eden dostlarım, Aysun ve Çılga ile yorucu ama güzel bir yolculuk yaptığımızı düşünüyorum. Tarihî, dinsel ve polisiye kurguları sevenlere tavsiyemdir.
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,5bin okunma
Reklam
211 syf.
8/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Batının ve doğunun iki efsanesi; biri Antik Yunan'da, diğeri İran'da anlatılagelen iki efsane; Kral Oidipus ile Rüstem ve Sührab... Bu efsaneler, onları okuyanların hayatlarına ne kadar sirayet edebilir acaba? Bunun yanında romanda, "ilk aşk" ve "baba" temaları da hâkimdi. Orhan Pamuk'a bu kitapla başlama sebebim, tavsiyelerin bu yönde oluşu ve 1000kitapta en çok okunan, en çok inceleme ve eleştiri konusu yapılan kitabı olmasıydı. Sevdim mi? Evet. Yazarı ilk kez okumamdan mı kaynaklı bilmiyorum; cümle yapısı ve tercihleriyle, dolambaçlı anlatımıyla kitaba odaklanmakta epey zorluk çektim. Roman kısa fakat üç kısma ayrılmış. İlk kısmı çok durağan, atlatabilirseniz okuması keyifli olacaktır. Katılmadığım, absürt bulduğum yerler olsa da beğendiğim bir kitaptı. Gerçeğin içine biraz olsun masal tadı da girsin istiyorsanız tavsiyemdir.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,3bin okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Çehov, dört perdelik bu tiyatro eserinde Rusya'da aristokrat bir ailenin düşüşünü, Rus halkının yaşadığı içsel bunalımları ve mutluluk arayışını yalın bir dille anlatıyor. Vişne Bahçesi kadar sevmesem de; tiyatro metinleri sevenler ya da Çehov'un düşünce dünyasını görmek isteyenler okumalı diye düşünüyorum. "Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki bir çığ yürüyor üstüne hepimizin; sancılı, güçlü bir fırtına patlamak üzere, hem de çok yakında."
Üç Kız Kardeş
Üç Kız KardeşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20167,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Atalarının Tanrısı London'un 11 öyküsünün yer aldığı Atalarının Tanrısı, bugüne dek okuduğum kitaplarının en sığ olanıydı diyebilirim. Sanırım bunun sebebi, yazarın öykücülüğe adım attığı hikâyelerden oluşması. Öykülerin hepsi, o dönem Jack London'un da katıldığı ve "altına hücum" diye adlandırılan altın ve maden arayışını konu alıyor. Beyaz Diş ve Vahşetin Çağrısı kadar olmasa da kar, kış kıyamet ve çetin şartlar yine kendini hissetiriyordu. London serisini tamamlamak isteyenler okuyacaktır muhakkak. Ama yeni başlayacaklar için yazarın başka kitaplarını öneririm. Kitapla kalın
Atalarının Tanrısı
Atalarının TanrısıJack London · Yordam Edebiyat · 2019168 okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kanuni Sultan Süleyman devrinde, Osmanlı'nın iskan politikası ile yeni yeni otorite kurmaya başladığı Sırp diyarı Belgrad, esrarengiz ölümlerle çalkalanmaktadır. Bütün bu ölümlerin ortak özelliği vardır; ölüler boyunlarından ve omuzlarından ısırılmış vaziyettedir ve gayrimüslimdir. . Müslümanlarla Hristiyanların iç içe yaşadığı bu Sırp diyarında Papaz Geron, yaşananlardan Türk halkını sorumlu tutar. Amacı, hem ortamı huzursuz kılarak ahaliyi kışkırtmak hem de Osmanlı halkının buradan çıkmasını sağlamaktır. . Belgrad'da çobanlık yapan Arslan Batu, payitahta Sultan Süleyman'ın huzuruna çıkarılır, genç adam durumu Padişah'a anlatır. Padişah onu güzelce dinler ve ona dede yadigarı gizemli bir hançer verir, kendini yetiştirmesi için de akıncı beyi Karacabey'e emanet eder. Ardından hadiselerin iç yüzünü öğrenmek üzere yola düşerler. . Çıktığı yolda ve yolculuklarında tek değildir Arslan Batu, Zembilli Ali Efendi’nin rahle-i tedrisinde yetişen Fatıma da vardır. İlim tahsil etmiş, büyülere, kadim sırlara hakim olmuş genç bir kızdır Fatıma. Onlar kapıları teker teker açadursun, kader de nakış nakış örerek onların kalplerini birbirlerine açacaktır. . Kitap akıcıydı. Merak unsuru ile birlikte, yazarın tarihçi kimliğinden olsa gerek, yormayan güzel bilgiler de vardı diyalog aralarında.Özellikle kitabın sonlarına doğru aksiyon,savaş sahneleri artıyor.Hem kadim hikayeleri;cadıları,iblisleri hem de hançerin sırrını öğrenmek için sayfaları hızla çeviriyoruz.Birkaç sorunun cevabını ise sanrım ikinci kitabı bekleyerek göreceğiz . Tarihi ve fantastik kitap sevenlere rahatlıkla tavsiye ederim.
Hançer-i Süleyman
Hançer-i SüleymanFurkan Çırak · Otantik Kitap · 20215 okunma
Reklam
120 syf.
8/10 puan verdi
Merhaba değerli arkadaşlar. Bir Çehov klâsiğiyle geldim. Yazar bizi bu defa Ukrayna bozkırlarına götürüyor. Anlatılanları dokuz yaşındaki bir çocuğun gözünden dinliyoruz. . Okumak için küçücük yaşta annesinden ayrılan bir çocuğun gözünden bozkır, yolculuk boyunca görülen yerler ve karşılaşılan insanlar vardı öyküde. . Bir Altıncı Koğuş kadar içine çekmese de hikâyesi, küçük yaşta eğitim için uzaklara giden biri olarak; benim de hatıralarım gözümün öne geldi. Bu kitapta, yazarın yoğun betimlemelerine ek olarak şiirsel bir anlatımı vardı. Sevdim. . Çehov'un o klâsik hikâye anlatımını seviyorsanız, tavsiye ederim.
Bozkır
BozkırAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,533 okunma
176 syf.
8/10 puan verdi
Merhaba değerli arkadaşlar. Tasavvuf, felsefe, rüyalar ve metafizik olaylar bağlamında, merak unsurunun ön planda olduğu güzel bir kitap okudum. . Rüyalar, ilk insan var olduğundan beri "sır" hüviyetini korumakta olup, kurgunun içinde karşımıza çıktığında bambaşka bir boyut kazanmaktadır. Rüya yoluyla geçmişe gidebildiğinizi, geleceği görebildiğinizi ve bir başkasının rüyasına girebildiğinizi düşünün; ne büyük bir ayrıcalık ve lütuf değil mi? Ama tabii bunun acı veren tarafları da var. . Adı, kitabın başından itibaren merak edilen "Hiç" ve yollarının sonradan kesiştiği "Buket" -yazarın ifadesiyle, tesadüf olmayan tesadüfler vardır.- üzerinden giden kitap, bir süre sonra telekinezi ve polisiyenin de işin içine girmesiyle farklı bir aksiyon sunuyor. . Hallac-ı Mansur'un Ene'l Hakk Öğretisinin, kurgunun ana omurgasını teşil etmesi, kitabı daha çok sevememi sağladı. Bu konular gerçekten uzun araştırma gerektiren riskli konular ve @gulbaharbilgiin üstesinden gelmekle kalmamış; bilgi veren, donanımlı ve akıcı bir kitap ortaya koymuş. . Tasavvufa, polisiyeye ve metafizik aleme dair kurgular, benim gibi sizin de hoşunuza gidiyorsa kesinlikle tavsiye ederim.
Benim Adım Hiç
Benim Adım HiçGülbahar Kurtoğlu · Feniks Kitap · 201926 okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
Merhaba değerli arkadaşlar. Bu sıralar ilkleri deneyimliyorum sanırım. Murakami de ilk okuma deneyimim oldu. Yazarın ilk kitabı olduğunu bilerek başlamıştım. Gayet akıcı ve yalın bir dile sahipti. . Yirmili yaşlarda üniversiteli bir gencin hayatından kesitler okuyoruz romanda. Novella desek daha doğru olur. Çarpıcı bir konusu yok hatta bir konu yokAma gelişi güzel bir hikâyenin bile iyi bir üslûpla çekici olabileceğini görüyoruz. . Beni en etkileyen kısmı, son 10 sayfasıydı diyebilirim. Yazar, roman yazmaya nasıl karar verdiğini, ilk ve ikinci kitabını yazarken bulunduğu şartları, yaşadığı "mucize" nevinden olayları anlatıyor. Sırf bu kısmı için bile kitap okunmaya değer. .
Ayşe
Ayşe
sayfasında görüp onun tavsiyesi ile okumaya karar vermiştim, kendisine teşekkür ederim. Yazarın "...." kitabını mutlaka okumalısın dediğiniz varsa yorumda belirtirseniz sevinirim. . Murakami kitaplarına başlangıç için tavsiyemdir.
Rüzgarın Şarkısını Dinle
Rüzgarın Şarkısını DinleHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20205,3bin okunma
147 syf.
9/10 puan verdi
Merhaba değerli arkadaşlar. Sıcacık, içimizden bir eserle geldim. Yazardan okuduğum ilk kitaptı. O sebeple küçük bir araştırma yaparak başlamam iyi oldu. Yazarın Almanya'da, tedavi için gittiği hastanede, ölmeden önce yazdığı son kitabı olduğunu öğrendim. . Yunanistan'dan Ürgüp'e Dimitrios Katsikas adında bir adam gelir. 1924'te göçe zorlanan büyükleri tarafından gönderilmiştir. Bir zamanlar yaşadıkları topraklara olan hasretini bir nebze olsun gidermek ve geri dönüp hislerini anlatmak düşüncesindedir. . Ürgüp'te konuğu olduğu evde Mustafa Güzelgöz, nam-ı diğer Eşekli Kütüphaneci ile tanışır. Evine konuk olduğu gibi hikâyesine de konuk olacaktır. Peki kimdir bu Eşekli Kütüphaneci? Bu adam öyle güzel bir adamdır ki, ona göre kitap sevgisi herkeste doğuştan vardır fakat uykudadır. . Uykudan uyandırmak için eşeğine yüklediği kitaplarla köy köy dolaşır, kadınından erkeğine, çocuğundan yaşlısına herkese kitapları ulaştırır. Öyle ki bir adamdır ki, kurduğu futbol takımına şöyle der: İyi futbol kafada başlar ayaktan çıkar. Eğer okumazsanız gol de atamazsınız. Okumayı teşvik eder. Görev yaptığı kaymakamlığın kütüphanesinde, hiçliğe mahkûm edilen kitapları temizler, günyüzüne çıkarır. Tabii her devirde olduğu gibi, güzellikleri de cezasız kalmayacaktır. . Kitap hem sıcak, samimi hem de yalın, akıcı bir üsluba sahipti. Gerçek bir hayat hikâyesi olması da cabası. Değerli kitapsever arkadaşım @cemresbookbike tavsiyesiyle okudum. Kendisine teşekkür ediyorum, iyi ki okumuşum. Gerçek ve içimizden bir hikâye okumak isteyen herkese tavsiyemdir.
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,6bin okunma
448 syf.
8/10 puan verdi
Merhaba değerli arkadaşlar. Ayfer Tunç'la tanışma kitabım oldu Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura. Kitabın en güzel tarafı, birçok duyguyu aynı anda hissettirebilmesi oldu bende. Yazı ve Tura; Yazı bölümünde Umut, Tura bölümünde ise Sanem tarafından anlatılan bir hikâye. İkisinin ağzından yaşadıkları duyguları, hayatları, umutları, sevinçleri, hüzünleri, aile bağları ile ilgili ayrıntıları okuyoruz. Yazı, tekli bölümler halinde (1,3,5..), Tura, çiftli bölümler halinde (2,4,6...) ilerliyor. Bir nevi, birbirlerini hem sayı hem de karakter olarak tam(an)layan? bir kitap. . Kitapta altı çizilmelik epey sarsıcı cümle mevcuttu. Ancak kitaba bütün olarak baktığımda, fazla tekrara düşülmüş gibiydi yahut bana öyle geldi. Demem o ki, 447 sayfalık kitaptaki bu olaylar 247 sayfada anlatılmaz mıydı diye düşünmeden edemedim. . Yoğun melankoli hali ve aşk, okuyucuya çok iyi sirayet ediyordu. Ve finali çok güzeldi. Yazarın diğer kitaplarını da inceleyeceğim. Fakat okumayı düşünenlere tavsiyem, bu kitapla başlamasınlar.
Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura
Aşıklar Delidir ya da Yazı TuraAyfer Tunç · Can Yayınları · 20182,801 okunma
Reklam
104 syf.
9/10 puan verdi
Merhaba değerli arkadaşlar. Çehov'dan bir tiyatro eseriyle geldim. Yazarın hem kısa öykülerini hem de oyunlarını seviyorum. Gözünüze sokulmadan, karakterleri gözlemleyerek verilen mesaji alabiliyorsunuz. . Vişne bahçesi aristokrat, zengin bir ailenin çocukluk anılarının geçtiği ve vakti zamanında gülüp eğlendikleri çiftliklerinde bir bahçedir. Bu soylu ailenin son fertleri tüm servetlerini tüketmişlerdir. Ellerinde kalan çiftlikleri ise borçları sebebiyle satılmak üzeredir. Bir dönem hor gördükleri ne varsa başlarına gelmeye başlar. Ailenin zor günleri anlatılır. . Çehov, 19. yüzyıl Çarlık Rusyası'nda; aristokrasinin çöktüğü, köleliğin yeni kalktığı, hâsılı ekonomik ve sosyal olarak Rusya'da değişimlerin olduğu bir zamanda yazdığı eserinde, bu değişim sürecini sorgular. . Vişneye zaafımdan dolayı, yazarın bu eserini daha çok sevdim Tiyatro eserleri okumayı seviyorsanız, tavsiyemdir. Huzurlu bir hafta sonu dilerim. Kitapla kalın.
Vişne Bahçesi
Vişne BahçesiAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201615,8bin okunma
382 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Merhaba değerli arkadaşlar. Belki birçoğunuzun okuduğu, belki de gerek dilinin ağırlığı, gerekse derinlikli eser olması sebebiyle öteleme ihtiyacı hissettiği, yerli başyapıtla huzurunuzdayım. Başyapıt diyorum, zira yerli yapıtlar içinde İnce Memed'le birlikle en iyisi olduğu kanaatindeyim. . Hiciv ve mizahı, üslubun kıvraklığı, akıcılığı, kelime derinliği, yansıttığı düşüncelerle Saatleri Ayarlama Enstitüsü harika bir yer bıraktı bende. Yazar, insan-zaman-saat üçlüsüyle toplumumuzun doğu ve batı arasında bocalayan ilişkilerini irdeliyor. Batı özentisini mizahi bir üslûpla eleştiriyor. . Bir kitapta alegorik anlatım, mistisizm ve metafizik öğeler olduğunda masalsı bir dünya ortaya çıkıyor. Ve ben o dünyanın içinde gezinmeyi ve onu okuyarak yaşamayı çok seviyorum. Hatta bazen öyle oluyor ki, bu dünya uğruna, kitabın verdiği mesajı arka planda bırakmayı bile yeğliyorum. . Kitabı burada anlatıp nezdinizde büyüsünün kaçmasını arzu etmem. Dilinin ağırlığı sizi endişelendirmesin. Başladığınızda usul usul kapılarını açtığını göreceksiniz. Tavsiyemdir.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,6bin okunma
148 syf.
8/10 puan verdi
Merhaba değerli arkadaşlar. Yeni Dünya, Sabahattin Ali‘nin 1936-1942 yılları arasında farklı dergi ve gazetelerde yayınlanmış 13 öyküsünün yer aldığı sıcacık, içimizden bir eser. . Daha evvelde söylemiştim; her ne kadar roman gibi sık tercih ettiğim bir tür olmasa da, aktif dinlenme sağlaması bakımından seviyorum bu tarz okumaları. . Sabahattin Ali'nin romanlarından sonra hikâyelerini de merak ediyordum. Sevdim mi? Sevdim. Güzel mi? Güzel. Ama ömrü vefa etseydi, daha çok roman yazmasını isterdim/ isterdik sanrım. . Sait Faik öykülerinde insana, tabiata ait durumlar, kesitler karşımıza çıkarken; Sabahattin Ali'nin öykülerinde olaylar ön planda idi. İkisi de gerçekçi, toplumcu bakış açısı ile yazarken; Sait Faik'in gerçeğin içinde kullandığı gerçeküstü imgelemi seviyorum. . Velhasıl, öykü seven herkese tavsiye ederim. Bu karanlık dünyada, içimizi aydınlatan kitaplarda buluşmak dileğiyle. Huzurlu hafta sonları dilerim.
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202027,1bin okunma
188 syf.
9/10 puan verdi
Merhaba değerli arkadaşlar. Shakespeare'den bir aşk hikayesinin anlatıldığı tiyatro eseri ile geldim. Bir intikam tragedyası desek daha doğru olur sanırım. Dört yüz yıldır güncelliğini koruyan nadir eserlerden biri Hamlet. . Çünkü aşk, intikam, ihanet, hüzün yüzyıllardır değişmez gerçeği dünyanın. Ve bu değişmez gerçekler, şiirsel ve etkileyici anlatımla bir araya gelince sanat şaheseri meydana geliyor. . Hamlet, Danimarka Kralı'nın oğludur. Kral'ın, kardeşi Cladius tarafından kalleşçe öldürülmesiyle yerine geçeceğini öğrenen Hamlet, bu durumu kabul edemeyip intikam planları yapar. . İntikam ateşiyle yanıp tutuşmasına karşın Hamlet, iyilik yapmaktan da geri durmaz. O, hem aşık hem filozof hem de deli ve en önemlisi yüreği insani hislerle dolu bir insan. . Tiyatro eseri seviyorsanız efendim, bu en uzun Shakespeare oyununu, bu şairane dokunuşlarla bezeli trajediyi, hüzünlü eseri sizlere tavsiye ederim. Kitapla ve huzurla kalın.
Hamlet
HamletWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202045bin okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
Merhaba değerli arkadaşlar. Dostoyevski'den uzun bir öykü ile geldim. Yazardan ilk defa bir öykü okudum ama akıcı ve son derece ibretlikti. . Rusya'da Liberalizm'in konuşulmaya başlandığı dönemlerdir. Halk ile soylular arasında asırlardır süregelen statü farkının hümanizm(insanseverlik) ile aşılabileceğine inanan iyi niyetli ama tecrübesiz soylu Ivan Ilyic Pralinskiy, kendine inanmayan eski kuşak üstlerine bunu göstermek, aynı zamanda da egosunu tatmin etmek ister. . General ivan Ilyic Pralinskiy davet edilmemesine rağmen, himayesinde çalışan yoksul bir memurun düğününe katılır. Amaç, sınıf ayrımı diye bir şey yok, 'Bakın görüyorsunuz, ben çok mütevazı bir insanım' havası vermek, amiyane tabirle, ucuz kahramanlık oyunlarına girişip övülmektir. Tabii işler hiç de öyle hesap ettiği gibi olmayacaktır. . Tam bir trajikomik hikâyeydi. Tavsiyemdir.
Tatsız Bir Olay
Tatsız Bir OlayFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20205bin okunma
80 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.