Arkadaşım Lucile Blake'in sahip olmadıklarına üzülmek yerine elindekilerle mutlu olmayı öğrenmeden önce,bir trajedinin eşiğinde tir tir titremesi gerekmişti.
Başarısızlığı nasıl yorumlamamız gerektiği öğretilmediği yada yanlış öğretildiği için,ilk başarısızlıklarımızı düzeltilebilir bir sonuç olarak görmeyip,onu kimliğimiz haline getirerek gücümüzü içeriden bağlıyoruz.
Bir çok insan düşmeden düşünmez! Başı belaya girmeden kafası çalışmaya başlamayan bu insanlar ancak dizleri kanarken öğrenir. 'Acılı öğrenme' sevenler,hayatın zorluklarını iki kat yaşarlar.
Başarı üniversitesi yerine hatalar fakültesinden mezun olmayı severler.
İnsanlar güç peşindeydi ama bu isteklerini gizlemeyi seçiyorlardı.Bu yüzden oyunlar oynuyorlardı.Gizli entrikalar kurup insanları manipüle ederken iyi,hatta aziz gibi davranıyorlardı.