özüm
@ozumyl
Görsel İletişim Tasarımı
2004
30 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Paylaşım, adalet… Bu duyguların kazandırmadığı bir tarih ,edebiyat musiki ve güzel sanat eğitimi olmadan, sırf bilgisayar aleti ve yazılım marifeti ile çağdaş insan yetişmez. Ortaya diplomalı duygusal ve toplumsal hafızası zayıf görgüsüz ve etrafına sevgi ve ilgisi sınırlandırılmış tipler çıkar,
Sayfa 144
Okur Takip Önerileri
bir hedef bulacaksınız, o uğurda çalışacaksınız, hedefinizi gerçekleştirmek için bir yol arayacaksınız, yol yoksa da o yolu yapacaksınız. hayattaki gayemiz budur.
duraklama anlarımızdan birinde “mutluluk hem hak hem de bir görevdir.” diyor. “sadece mutlu olmaya çalışmayacaksınız, toplumu da mutlu kılmaya çalışacaksınız.”
Güzel olana duyduğumuz tutku biz aşırılığa götürmez, akla dair şeylere duyduğumuz sevgi biz yumuşatmaz.
yap besteni, tut çeneni.
gençsin ama o kadarda değil.
söz gümüşse sükut altındır.
öğren tutmayı dilini.
özgürlük görelidir,
affetmekte özgürüm.
seni affediyorum,
şimdi gidiyorum.
Türk sözü, birçok ırkları, kabinleri birleştiren bir imparatorlukta, bir kavmin diğerleri üstünde tahakkümünü hatırlatır ve onları gücendirir diye düşünülüyordu.
Halbuki bu imparatorlukta yaşayan diğer ırkların, diğer milletlerin hepsi kendilerini, kendi milletlerinin adıyla tanır ve öyle anarlardı. Benim okuduğum asker mektebine Yemen’den, Kürdistan’dan, veya sarayla hısım akraba olan Çerkes köylerinden getirilen imtiyazlı çocuklar, hep milletleriyle övünürlerdi. Bize yukarıdan bakarlardı.
Fakat biz Türkler, kendimizi anlatmak için ırk hüviyetimizi hiç bir zaman dile getirmezdik. Irkımızı da bilmez, ya inkar ederdik. Milletimizin adı geçmek lazım geldiği zaman kendimize sadece:
-Osmanlı!
der, geçerdik. Hatta dilimizin adı bile Türkçe değil, Osmanlıcaydı. Tarihimizin de Osmanlı tarihi olduğu gibi. Reddedilen, inkar edilen Türk adına kimsenin sahip çıkmaması için her tedbir alınmıştı. Umumi kanaate göre Türk, kaba, görgüsüz ve kabiliyetisiz bir varlıktı.
Sayfa 56
Bir demokrasi yozlaştırmayalım en emin yolu toplumun not verme becerisini ortadan kaldırmaktır. Toplum verdiği notu aslında asla vazgeçmeyeceği bazı şeylerin kendisine ne derece temin edildiği kıtasından hareketle verir. Aslında toplumların vazgeçemeyecekleri en önemli şeyin yaşam hakkı sonra da kaliteli yaşamak olduğu kesindir. Bir toplumun elinden yaşam hakkını almaya kalkan hiçbir yönetim yaşayamaz ama toplumların elinden kaliteli yaşam akın alan yönetimlerin çok uzun süreler yönetimde kaldıkları tarihte ender görülen bir olay değildir.
Suriye, Filistin ve Hicaz’da:
- Türk müsünüz?
Sorusunun birçok defalarca cevabı:
- Estağfurullah! idi.
Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş ne de vatanlaştırmıştık. Osmanlı imparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi. Eğer medrese ve şuursuzluk devam etmiş olsaydı, Araplığın yukarı Anadoluya kadar gideceğine şüphe yoktu.
Gözleri Mustafa Kemal gününde açılmış olanlara, 1913 avuntuları ne karar gülünç gelir.
Kaçak göçmenin kaçak işçiye dönüştürülerek kaçak mal üretiminde kullanılması sürdürülebilir ekonomi ve sürülebilir kötülük açısından olan üstü bir avantajdır.
“Türk milleti zekidir, Türk milleti çalışkandır” da der Atatürk. Rahmetli Doğan Kuban Hoca derdi ki “Adam böyle olmadığını biliyor, böyle olmasını istiyor.”
Türkiye’de demokrasi hiçbir zaman olmadı, Atatürk’ün dahi diktatörlüğünden sonra pat diye ohlokrasiye geçtik.
Ben her gün cehaletim altında eziliyorum.