“Hâlâ dağıtacak ekmek ve balık var mıydı? Hangi açlığı doyurmaları gerekiyordu, mideninkini mi, yoksa ruhunkini mi? Kendinden başka her şeye sahip olan modern insan neye açlık duyuyordu? Ruh, neyin açlığını duyuyordu? Şanın, zaferlerin, yargıların, ayrılıkların mı, yoksa sadece önünde diz çökebileceği bir eşiği keşfetmenin açlığını mı?”