Elimden alınır ya da kaybederim korkusu icimden gelenlerin bir adım önündeydi hep. Çok sonra anladım ki ben aslında sahip olduğumu zannettigim tüm sevdiklerimi en baştan kaybettim.
Arkamda bıraktığım otuz küsür sene şunu öğretti bana: Doğup büyüdüğü yere ait değil insan. Acı çektiği ya da çok mutlu olduğu yere de ait değil insan. İnsan, olmak isteyip de olamadığı yere ait. Şey gibi bir his işte bu; çok çok susamak gibi.
“Kendini okyanusta bir damla sanma. Bir damlanın içindeki koca okyanusun ta kendisisin.”
Yanında oturan Kacey’e baktım. O sadece bir okyanus değil, evrenin tamamı.
“İnsan, babası hayattayken, sanki tüm babalar hayattaymış gibi bir yanılgıya; babası öldüğündeyse sanki sadece kendi babası ölmüş gibi bir küskünlüğe meyillidir.”