Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

buse su

aşk mı kariyer mi sorusuna son noktayı koymuş
demek işin var diye gitmek zorundasın! ah, en kötü hastalığı budur işte aşkın; yoksulu, pasaklıyı, ikiyüzlüyü benimser de, işi gücü olanı benimsemez. işin varken sevişmeye kalkışırsan eğer, bu, evli olup kadın peşinde koşmaya benzer.
Reklam
gün ağardı
karanlığa rağmen aşk bizi buraya getirdiyse, aydınlığa rağmen bir arada tutabilmeli bence.
hava ve melekler
iki üç kez sevmiştim seni, yüzünü görmeden, adını duymadan önce. hani taparız ya meleklere, bize göründüklerinde: kimi bir ses, kimi belirsiz bir alev gibi. gene senin bulunduğun yere geldiğimde, gördüğüm çok güzel, görkemli bir hiçti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ateşli Hastalık
ona yar olmayacağını bile bile sana el koyarken, aynı kafadaymış benimle dünya; çünkü senden başka her şey her zaman benim olacağı yerde, yalnız bir saatliğine benim ol yeter bana.
Aşıkların Sonsuzluğu
her gün gönlünü veremezsin ya bana; verebiliyorsan eğer, asla vermemişsin demek.
Reklam
Aşıkların Sonsuzluğu
aşkımın, tümü benim değilse hala, hiç sevgilim olmayacaksın demek; ne soluğum kaldı, ne bir kere ah edecek halim yoluna, ne de bir damla gözyaşım var artık dökecek. olan servetimi harcadım senin uğruna, hıçkırık, gözyaşı, yemin, mektup, hepsi bitti; yine de daha fazlası düşmeyebilir bana, çünkü herhalde anlaşmamız böyleydi. bilmem aşk armağanına sınır koymuş muydun o zaman; öyleyse birazı benim olacak ve başkalarına düşecek kalan; sevdiğim, asla mümkün değil tümüyle benim olman.
Ermişlik Katına Ulaşma
bizi biz yapan aşkımız; sen ne dersen de; dilersen o bir sinek olsun, ben de bir sinek; üstelik birer mumuz ikimiz de, hem ölür hem kıyarız kendimize kartal'ı da buluruz biz, kumru'yu da birbirimizde. anka kuşu bilmecesi daha anlamlı bizimle; ikimiz bir olduğuna göre, biz oyuz işte.
türkü
hadi git, kayan bir yıldız yakala, adamotundan çocuk yapmayı bir dene, geçen yıllar nerde şimdi, söyle bana, şeytanın ayağını kim yarmış, bilsene. deniz kızlarının şarkısı nasıl dinlenir, hasetin iğnesinden kim sakınabilir; bilen kim var, hangi rüzgar doğru insanın işine yarar.
abi özal dört sayfa mektup yazılacak biri değil ya canını sıkmayaydın
Şimdi bu tesisin sahibi mi aranıyor?... Ne bugünkü beyanlar ne de sizin arşivinizdeki mektup <Özal'ın bu eserleri kendisine mal eder görünen mektubunu amaçlıyor> sanki bir meçhul ortada varmışçasına bir hakikati ortaya çıkarmışçasına sarfedilen gayretler, bu tesisi bir sahip bulmaya yetmez. Eser, milletindir.
İsmet Paşa kalabalığa doğru konuşuyordu. Yeni önder Demirel'e bir salvo atışı daha yapmak gereğini duydu ve AP önderinin Bediüzzaman Nursi'nin adamlarından biri olduğunu söyledi. İnönü konuşurken, kalabalığın ta gerilerindeydim. Bir ağacın gölgesindeydik. Önümde de iki köylü İsmet Paşayı dinliyordu. İsmet Paşanın bu sözleri söylemesinden hemen sonra, biri ötekine baktı ve kalk gidelim anladık dedi. Bu tür suçlamaların aranılan hedefi bulmadığı, amacı çok saptırdığı ortadaydı. Aydın kesimler, siyasal kadrolar dışındaki egemen güçler, Demirel'i tanımadıklarından ötürü ne denli kuşkucu olurlarsa olsunla öndere kar­şı bu tür suçlamaların halk arasında fazla değeri olmuyordu.
Reklam
o zaman senin çardağına çıkarken karıştırırken şarapla kendimi sana varsın gün geçtikçe her şeyde biraz kahır biraz bakır çalığı olsun lokmamızda bana soru sor artık beni kurtarma, konuştur beni yaz geceleri patlayan sağnaklara bağışla
gürültülü bir intihar başlasın akşamla dinsin sen soyundukça geceye karışan hüzün
Osmanlı Hariciye Nazırı olan Ali Paşa 1862 Eylülünde Paris ­sefirine bir mektup yazarak Avrupa’daki diplomatik durum hakkındaki görüşlerini açıklamış ve o sırada milli birlik mücadelesi için­de olan İtalya için şöyle demişti: Aynı dili konuşan, aynı dinden olan bir tek ırkın yaşadığı İtalya birliğe ulaşma yolunda pek çok güçlükle karşılaşmak­tadır. Şu anda elde ettiği tek şey anarşi ve asayişsizliktir. Eğer farklı milli emellere serbestlik tanınsa Türkiye’de neler olacağını bir düşün... Durumu biraz olsun istikrara kavuş­turmak için yüz yıl ve oluk oluk kan akması gerekecektir.
Sayfa 104Kitabı okudu
Eğer Irak, Suriye, Filistin ve Kuzey Afrika kıyılarının sakinleri antik çağlardan beri Arap idiyseler, o zaman Müslüman halifelerinin savaşları fetih değil, Arap kardeşlerini Pers ve Bizans emperyalist baskısından kurtarmaya yönelik kurtuluş savaşlarıydı.
firavunculuğu savunacağız
Bir kimlik Mısır’ı pan-Arap hatta pan-İslamik davalara, diğeri top­rağa dayanan Batı stili yurtseverliğe çekiyordu. Bu İkincisini genel­likle Egiptizm ya da diğer Arap ülkelerince sözcüğün küçültücü an­lamda kullanılmasıyla firavunculuk denilir. Arapçası tafar’undur ki, bu da yaklaşık olarak firavuncu gibi davranmak demektir.
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.