Büyük salonun kapıya yakın bir duvarının önünde birden bire durdum. O andaki hislerimi, bilhassa aradan bu kadar seneler geçtikten sonra, anlatmama imkan yok. Yalnız orada kürk mantolu bir kadın potresinin önünde, mıhlanmış gibi durduğumu hatırlıyorum.