Tamamlayıcı tedavilerin büyük çoğunluğu, insan sağlığını ve mutluluğunu artırmak için beden ve zihin dengesini yeniden kurup iç enerjisini temizlemeye çalışır. Reiki'nin de bir iyileştirme yöntemi olarak yararı budur.
Doğanın ve yaşamın işleyişine şahitlik ettikçe, çiçeklerin arıları kendilerine çekebilmek için güzelleşmelerini gördükçe, aynı çiçeklerin yok olarak besledikleri doğada nasıl form aldıklarını, her bitişin bir başlangıcı doğurduğunu seyrettikçe Yaradanla buluşursun.
Bir keşiş ustasına şöyle der:
– Yol nedir?
-Ne kadar güzel bir dağ, diye cevaplar onu usta.
- Dağdan bahseden kim, ben sana yolu sordum, der keşiş.
- Şu dağ kadar uzaklara gitmedikçe, o yola asla ulaşamazsın, diye cevaplar usta.
Bir orman yangınında sadece ateşe odaklanır, onu besleyen ağaç ve havayı görmezden gelirsen, yangını söndüremezsin.
Başta zaman ve emeğin olmak üzere kaynaklarını bu uğurda kaybedersin.
Yangını söndürmek için onu besleyen unsurları ortadan kaldırdığında ateşle savaşın biter.
İstemediğin sonuçlardan özgürleşirsin.
İçeride cennet varsa, dışarısı da cennet olur. Cennet sana birileri tarafından ikram edilmez.O içeride yaşanan bir haldir ve bu hali gittiğin her yere taşırsın.İster ülke değiştir ister kıta değiştir, hiç farketmez..
"Yaşamda hatalar yoktur, yalnızca dersler vardır. Olumsuz deneyim diye bir şey de yoktur, yalnızca kendi bilgeliğini kazanma yolunda olgunlaşmak, öğrenmek ve ilerlemek için fırsatlar vardır. Güçlükten güç doğar. Acı bile mükemmel bir öğretmendir."
"Objektif gerçeklik veya 'gerçek dünya' diye bir şey yok. Hiçbir şey mutlak değil. En büyük düşmanının yüzü en iyi arkadaşının yüzü olabilir. Birine trajedi olarak görünen bir hadise bir başkasına sınırsız olanaklar sunabilir. Hep neşeli ve iyimser olan insanları sürekli bedbaht olanlardan ayıran şey, yaşam koşullarının nasıl yorumlandığı ve değerlendirildiğidir."
Bugün eminim ki bizler yazgımızın efendileriyiz, bizden önce belirlenmiş olan bu görev gücümüzü aşmıyor; onun getireceği acılar ve güçlükler benim dayanıklılığımın üzerinde değil. Kendi nedenlerimize inandığımız ve aşılamaz bir kazanma azmimiz olduğu sürece zafer bizden esirgenmeyecektir.
En iyi yöntem ölü bir bedenden ders almak. Ölü insanlar yaşayanların bilmedikleri sırlara sahipler.
Yaşayan insanlar yüzme bilmiyorlarsa boğulurlar. Bu çok gariptir, çünkü öldükleri zaman tekrar yüzeye çıkarlar. Yaşarken dibe battılar; öldüklerinde yukarı yükseldiler. Belli ki ölü insan yaşayanın bilmediği bir şeyler biliyor. Ne oldu? Niye nehir ve deniz ölü insana karşı farklı davranıyor? Ölü insan tamamen kendini bırakmış durumda. Yüzmüyor bile. Hiçbir şey yapmıyor.
En iyi yüzücü sadece suyun yüzeyinde kalır. Başarılı yüzücü, ölü bir beden gibi, kendini akıntıya bırakır, nehirle beraber. Her nehir denize akar, o yüzden kutsal bir nehirde olup olmadığın konusunda endişelenmene gerek yok. Kutsal veya değil, her nehir eninde sonunda denize kavuşur. Sen nehrin yüzeyinde kal yeter. Ve ben buna güven diyorum – varoluşa güven, böylece nereye giderse gitsin doğru yola, doğru amaca varacağına dair güven. O senin düşmanın değil. Doğaya güven, çünkü o seni nereye götürürse evin orasıdır.