Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

eylül

Sabitlenmiş gönderi
Malo periculosam libertatem quam quietum servitium. (Tehlikeli özgürlüğü kölece rahatlığa değişmem.)
Reklam
344 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin
8.4/10 · 12,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Yirmi yaş dolaylarında öyle bir an vardır ki," dedi Bedap, "yaşamının geri kalan kısmı boyunca ya herkes gibi olmayı, ya da farklılıklarını erdeme dönüştürmeyi seçmen gerekir."
"Düşünceler baskı altına alınarak yok edilemez. Onlar ancak dikkate alınmayarak yok edilebilir. Düşünmeyi reddederek- değişmeyi reddederek. İşte bizim toplumumuzun da yaptığı bu!"
Sayfa 145 - BedapKitabı okudu
Reklam
"Geçip gider yeryüzünde En güzel nimetler bile, Zaman sınırlarını aşan düşüncelerimizle, Yaptığımız etki düşünenlere Bir tek o vardır, kalır sonsuzluğa"
Sayfa 180 - -GoetheKitabı okudu
VIII-Her Yönetim Biçimi Her Memlekete Gitmez
Özgürlük her iklimde yetişen bir meyve değildir, onun için her ulus ulaşamaz ona. İnsan Montesquieu'nun koyduğu bu kural üstünde ne kadar düşünürse, doğruluğunu o kadar anlar; ne kadar çürütmeye kalkarsa, yeni yeni kanıtlarla doğrulanmasına o kadar fırsat verir.
Rousseau'ya göre cumhuriyet ile monarşi arasındaki biricik fark
Monarşi yönetimini cumhuriyet yönetiminden her zaman aşağı durumda tutan en önemli ve kaçınılmaz eksiklik şudur: Cumhuriyet yönetiminde halk oyu, hemen her zaman yalnız aydın ve yetenekli kişileri yüksek görevlere getirir; bunlar görevlerini onurla yaparlar. Oysa monarşilerde yüksek görevlere erişenler çoğu kez birtakım insan taslakları, düzenbaz, entrikacı, aşağılık kimselerdir.
Çünkü salt isteklerin itisine uymak kölelik, kendimiz için koyduğumuz yasalara boyun eğmekse özgürlüktür.
İnsanın toplum sözleşmesiyle yitirdiği şey, doğal özgürlüğü ile isteyip elde edebileceği şeyler üzerindeki sınırsız bir haktır. Kazandığı şey ise toplumsal özgürlükle elindeki şeylerin sahipliğidir.
Reklam
Toplum sözleşmesinin özeti
"Her birimiz bütün varlığımızı ve bütün gücümüzü bir arada genel istemin buyruğuna verir ve her üyeyi bütünün bölünmez bir parçası kabul ederiz."
504 syf.
9/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
"İnsanlara dikkat et Zeus, demişti. Onlar yeryüzünün en güvenilmez mahluklarıdır." . . Avrupa'nın kalbi Berlin'den Ege'nin incisi İzmir'e uzanan bu hikaye, bir zeytin ağacı kadar güçlü kök salmış Ahmet Ümit'in kaleminde. Bu sıkı kökler Pergamonlu bir ailenin soy ağacına da sarılmış, onları baş kahramanı yapmış bu mizansenin. Ve ortaya bu muhteşem yapıt çıkıvermiş. Kitap, bir polisiye romanından çok daha fazlası. Ana temanın etrafında budaklanan yan konular sere serpile okurun önüne titizlikle sunuluyor. Almanya'daki göçmen karşıtlığı özelinden genele gidilerek faşizm ve özgürlük gibi zıt kavramlar çarpıştırılıyor satır aralarında. Esas kısımda ise kendimizi mitoloji rüzgârının esintisine bırakıyoruz. Yer yer hikayeye müdahil olan Zeus'tan dinliyoruz kendi köklerinin hikayesini. Belki de ona en zararı dokunan 'hilkat garibeleri' mahluklar olarak azametini hissediyor, boynumuz bükük okuyoruz baştanrının yakınmalarını. Tüm bunları yaparken ise yüzümüzde en ufak bir utanç belirtisi yok. Başkomiser Yıldız Karasu'nun peşine takılıp harika bir tragedyanın kollarına atıyoruz kendimizi. Ustalıkla kurgulanmış, ilmek ilmek işlenmiş bu kitabı okurken sürekli Ahmet Ümit'in ne kadar iyi olduğunu düşündüm durdum. Olayları birleştirmedeki yeteneği, biçemi olsun gerçekten bir ustadır benim gözümde. Kayıp Tanrılar Ülkesi her yönüyle muazzam bir eser.
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,4bin okunma
212 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.