Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rabia Nihal.

Rabia Nihal.
@rabias2
𝓚𝓲𝓽𝓪𝓹𝓵𝓪𝓻 𝓲𝓷𝓼𝓪𝓷ı𝓷 𝓻𝓾𝓱𝓾𝓷𝓪 𝓲𝓵𝓪ç𝓽ı𝓻. wattpad.com/user/rbnhl1
Öğrenci
Mezun
İzmir
Sivas, 17 Ekim 2004
256 okur puanı
Şubat 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Reklam
889. Bu üç rakam yan yana sıralanıp da benim ismimin yanında telaffuz edildiğinde bir söz vermiştim ben. Ona güzel bir hikaye yazacaktım. Ve önce 889'a verdiğim sözü tuttum, onu o kapıdan çıkardım. Fakat benim uğruna asıl güzel hikaye yazmam gereken kişi kendimden başkası değildi. Ben Kumru'ya güzel bir hikaye borçluydum ve şimdi, tam şu nokta benim kendime, içimdeki Kumru'ya gülümsediğim ilk andı.
Bundan çok uzun zaman önce bir başına bir çocuktum ben. Büyüdüm ve bir başınalığım bitmedi bir türlü. Sonra onlar geldi, önce birlikte bir enkazın altında kaldı ruhlarımız sonra tek tek aldık birbirimizin yüklerini o soyut enkazın altından da birlikte çıktık, sevmeyi ve sevilmeyi de birlikte öğrendik. Önce birer yabancıydık, sonra dost olduk. Bazen kazandık, bazen kaybettik ama en sonunda hep yan yana geldik...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Dedim size evet der diye!" Ağaçların arasından neşe ile bize doğru koşturanlar her zamanki tanıdık yüzlerdi. Nisan, Eren, Bulut, Araz ve Beste, babam... Sevdiğim herkes buradaydı. Eksik kalan her yanım artık daha anlamlıydı. Ben her şeyi çok geç öğrenmiştim aslında, aile olmayı, dost olmayı, sevmeyi ve sevilmeyi. Ama hepsini en güzel şekilde öğrenmiştim.
Sevdiğim adam karşımda durmuş, benden onunla evlenmemi istiyordu ve bu benim kurabileceğim en güzel hayalden bile daha güzeldi. Başımı kaldırdım, onun o güzel gözlerine uzun uzun baktım ve sol gözümden bir yaş akarken verdim cevabını... "Evet. dedim ona, "Evet.'' Uraz'ın korku dolu gözleri bir anda parladı elleri ellerimi daha sıkı tuttu ve dudakları dudaklarımı buldu. Bu benim hayatımın en mutlu anıydı ve şuna emindi, bu onun hayatının da en mutlu anıydı.
Reklam
"Kumru..." dedi, "Şurada, az ileride çok güzel bir ev buldum. Deniz manzaralı.'' "Ev mi buldun?" dedim, "Neden?" "Bizim için." "Bizim için mi?" Uraz başını salladı. Dolu gözlerle bana baktı ve koyu saçlarındaki kahve ton güneşin turunculuğu ile aydınlanırken başını salladı.
"Kumru..." "Efendim?" "İyisin, değil mi?" Başımı salladım. "İyiyim. Abinle konuştun mu? Geliyorlar mıymış?" "Geliyorlar," dedi Uraz, "Şu ilerideki restaurantta yemek yiyeceğiz zaten. Nisan'lar da geliyor." Başımı salladım. "Sen..." dedim kaşlarımı çatarak, "Telefondayken bana bir şey soracağını söylemiştin. Neydi o?"
Şimdi bir günbatımının tam ortasında, bir deniz kenarında ve Uraz'ın yanındayım. Gözlerim denizde, kalbim olması gereken yerde ve ellerim Uraz'n ellerinde... "Çok daha güzel..." diye mırıldandı Uraz kendi kendine. "Neymiş o?" "Senin manzarayı izleyişini izlemek," dedi, "Manzaradan çok daha güzel." Gülümsedim. Gözlerimi bir kez daha denize çevirip derin bir nefes aldım ve denizin kokusunu içime çektim.
Bir devir böyle kapandı ve içimdeki hayat öfkesi böylece sönüp gitti. Hayat öfke duymak için çok kısaydı. Affetmek nefes almak kadar gerekliydi... Ben onu duyduğum bütün öfkeyi azad ettim. Onu affettim, geçmişi affettim, çocukluğumu affettim. Aslında yalnızca anneme değil, çocukluğuma da çiçekler götürdüm ben. Bir nevi kendimle de vedalaştım o gün. Eksik yanımla, yorgun yanımla vedalaştım.
Reklam
"Anne..." dedim titreyen sesimle, elimdeki manolyaları toprağının üzerine bıraktım. "Ben seni affettim..."
O her şeye rağmen beni bu dünyaya getiren kişiydi. Ne yaşamış olursak olalm, bana ne hissettirmiş olursa olsun ben ona dair kötü anlarımın tamamını silmeye ve onu hafıza sarayımın içinde iyi hatırlamaya hazırdım. Ben onu affetmeye hazırdım. Öyle de yaptım. Kendimi toparlamam tam iki haftamı aldı. Onun haberini aldığım gece yarışmayı kazandığımızı öğrendim umurumda bile olmadı. Kendimi şimdiye ve geleceğe kapatıp yalnızca geçmişi hatırladım bir iki hafta geçirdim. Sevdiklerim hep yanımdaydı. Şimdi elimde çiçeklerle bir mezar taşının başındayım. Sevdiklerim yine yanımda. Babam, Uraz, Nisan, Eren, Bulut, Araz ağabeyim ve Beste abla... Üstelik hepsi benim için, ben burada olduğum için burada. Ellerimdeki çiçekler ise benim ona teşekkürüm, bunlar ona onu affettiğimi söylemek için gelirken getirdiklerim.
Bu ani bir vedaydı, hızlı ve beklenmedik bir veda. Hayatımda olmak istemeyen birini kaybetmiştim ben. Onu her şeye rağmen seviyordum, doktorum onay verseydi hayata döndürebilecek kadar seviyordum onu. Oysa bana kalırsa onu bu hayattan alıkoyan yegane şey içindeki kin ve öfkeydi. Belki benim sevgim onu yaşatabilirdi ama bunu da o istememişti...
Haberi alan herkesin eve koşması, Uraz'ın odamın kapısını kırması, Nisan, Eren, Bulut, Araz Abi ve Beste Abla ile koşturarak içeri girmeleri ve orada, odamın ortasındaki halının üzerinde çaresizce kıvrılmış yatarken beni ayağa kaldırmaları, beni sarıp sarmalamaları... "Biz yanındayız,'' dediğini hatırlıyorum Uraz'ın gözyaşları içinde, "Ben yanındayım Kumru'm."
Hani derler ya, "Bir saniyede değişir her şey." diye. Bir bakmışsın kameraların ışıklarının önünde eve dönmenin sevincini yaşıyorsun, bir bakmışsın kayıpsın... Nasıl oldu, ne hissettim, nasıl bir tepki verdim hatırlamıyorum bile. Tek hatırladığım kendimi odama kilitleyip hüngür hüngür ağladığım an ve sonrası...
3.292 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.