İnsan kimi zaman, bu kadar gazete, radyo, televizyon la binlerce farklı görüş duyacağı hayaline kapılıyor. Sonra bakıyor ki, durum bunun tam tersi: bu megafonların gücü o anın hakim görüşünü genişletip yaymaktan başka işe yaramıyor, o ka dar ki, başka hiçbir ses duyulmaz oluyor. Görüntü ve sözcük bombardımanı eleştirel düşünceyi her zaman besleyemiyor.
Sayfa 94Kitabı okudu
Mektuplar dinledim radyoda‚
sürgünlerden mektupları‚
sürgünlere mektupları.
Hepsi iyiler.
Ben iyi değilim ama.
Bir kuşku içimi kemirir yer.
Radyo bana bir haber vermedi sizden‚
acı da olsa
tek bir haber.
Sayfa 37Kitabı okudu
İnsan yanlış çalan bir saat, aksayan bir kadran, parazit dolu bir radyo istasyonu gibi bozuk, çaresiz sapıp duruyordu durmadan.
Leyla Erbil
"Bütün radyo dalgaları yayını durdu mu? Hepsi de mi?"
"Hepsi de şef. Ya hepsi öldüler ya da çıkıp gittiler. İnsanların yaşadığı her gezegenden elektromanyetik yayılır..."
"Sömürme, her türlü yayın yoluyla yapılmaktadır. Gazeteler, kitaplar, sinema, radyo, tv ve benzeri bütün yayın organları, fakir halkın kapitalizmden yana olması için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Din istismarı ve yalan haberlerle fakir halkı aldatarak, onların uyanmasını engellemektedirler."
Belge Yayınları
“Çünkü radyo dinlerken daha güzel şeyler görüyorum.”
Radyo mikrofonunu kıllı eline almış kağnı gıcırtısı kadar (monoton) ve (profesyonel) bir ahenkle hırıldayan ucuz çakallar,ellerindeki dolma kalemleri ha bire <<düşük,kuyruk!>> diye kağıt üzerinde koşturan emekli domuzlar ve burunsuz köstebekler,insanlara,bu türlü,insanlıktan istifa ve masum hayvanlığa iltica hissini verecek kadar alçalmadı mı?
Bunların arasından bir küçük sincap olsun,ağaç tepesinden:
–Arslanım;iyi,güzel,doğru,haklı ama niçin,ne yüzden,hangi gayeyle ve nasıl?
Diye sorabildi mi?..
Yabancıların elindeki demiryollarının, limanların ve fabrikaların devletleştirilmesi tamamlanmıştı. Casuslardan çok korkulduğundan, yabancılarla temas kurulması istenmiyordu. Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak askeri güvenlik bölgeleri konusunda çok duyarlı olduğu için yabancıları buralardan uzak tutmaya gayret gösteriliyordu. Atatürk'ün Yalova'daki yazlık evine ya da İzmit Donanma Komutanlığına fazla yaklaşan yabancı denizciler tutuklanabilirdi. Casusların iletişim kurmak için telsiz kullanabileceklerini düşünen mareşal İstanbul' da radyo antenlerinden yararlanılmasına karşı çıkıyordu. Yurtiçindeki potansiyel muhalifler çok yakından gözleniyordu. 1932 yılında Marksisdere büyük bir darbe indirildi ve şair Nazım Hikmet (Ran) tutuklanıp 1934 yılına dek hapse atıldı. Cumhuriyet Halk Fırkası'nın Genel Sekreteri Recep Peker ile 1931 'den Atatürk'ün ölümüne dek İçişleri Bakanlığı görevini sürdüren Şükrü Kaya baskıcı politikayla en yakından ilgisi bulunan kişilerdi.
14'lerin MBK'den tasfiyesindeki nedenlerden biri:
Bununla birlikte Ondörtler'-in atılışında doğrudan doğruya rol oynayan olay, Türkiye Ülkü ve Kültür Birliği kurulması teklifidir. Bir çeşit süper bakanlık şeklinde düşünülen bu kuruluş, Milli Eğitim Bakanlığının, Beden Eğitimi ve Vakıflar, Din İşleri, Basın ve Radyo Genel Müdürlüklerinin yerini alacaktı. Teklif edilen yeni kurumun gayeleri
Sayfa 158Kitabı okudu
radyo istasyonu
Öldünüz. Birbirinizi öldürüyorsunuz. Öldürüldüler. Öldük.
Gömülme törenlerimize hemen başlanabilir
N.Pakdil
Sayfa 94
Yaşam konusunda bir fikrin vardı; içinde bir inanç, bir beklenti yaşıyordu; eylemlere, acılara ve özverilere hazırdın. Ama yavaş yavaş anladın ki, dünya hiç de senden eylemlerde ve özverilerde bulunmanı istemiyor; yaşam kahraman rollerine ve benzeri şeylere yer veren bir kahramanlık destanı değil, insanların yiyip içmeler, kahve yudumlamalar, örgü örmeler, iskambil oynamalar ve radyo dinlemelerle yetinip hallerine şükrettikleri rahat bir orta sınıf evidir. Kim bunun başka türlüsünü ister, kim gönlünde yiğitliği ve güzelliği barındırır, büyük yazarları ve ermişleri baş tacı ederse, o bir aptaldır, bir don Kişot'tur.
Aynı radyo istasyonunda , aynı gece..
"biraz zaman geçsin her şeyi unutacaksın, biraz zaman geçsin her şey seni unutacak."
M.Aurelius
Sayfa 31