Kadriye

Ama belki de hiçbir anne baba evladını gerçekten göremez. Baktığımızda sadece kendi hatalarımızın bir yansımasını görürüz.
Sayfa 318Kitabı okudu
Reklam
babamın yüreğinde uzun bir süre boyunca var olan bu ağırlık -günümüz terminolojisiyle travma- oğlu olarak bana da, kısmen de olsa, aktarıldı. insanların birbiriyle bağ kurması böyle bir şeydir, tarih de böyledir. özünde "devamlılık" denen eylem, tam da bu ritüeldir. içeriği ne kadar rahatsız edici olup ona sırt dönmek isteseniz de bir parçanız olarak sizde devam edecektir. eğer öyle olmazsa, tarihin ne anlamı kalırdı.
insanların, muhtemelen herkesin, unutamadığı bir durumu başkalarına sözcüklerle pek de iyi ifade edemediği, yüreklerine ağır gelen deneyimleri vardır, pek çoğu bunları tam dile getiremeden yaşar ve ölürler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Edebiyatmış, edebiyat da zaten yoksulluğun bir arazı değil mi, geldiğin çevreden kurtulmanın en klasik yolu. Tepeden tırnağa her şeyim sahte, gerçek özüm, gerçek ben nerede peki?
Sayfa 149Kitabı okudu
Etrafımdaki her şeyin yanlış ve tamamen tesadüfi bir düzenlemenin sonucu olduğunu, benimse bunda hiçbir rolüm olmadığını keşfediyordum. Hepsi kaba saba, sefil, gürültücü ve hiç umrumda değil. Hakikat, kitap sayfalarında beyaz üzerine siyahla yazılıydı ve benim için biçilmiş kaftan gibiydi.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Her şey iç içe geçiyor, suskun kuşların istilasına uğramış bir ağacım.
Sayfa 136Kitabı okudu
İnsanın anne babasını sevmemesi, bunun neden olduğunu bilmemesi dayanılır gibi değil.
Sayfa 103Kitabı okudu
Kitaplar... kitaplar. Kitaplara inanıyordu, onları adeta yedirmek istiyordu bana, iki eliyle tutup kutsal kase taşır gibi getiriyordu: "Bunu daha önce okumamıştın değil mi?" Bilgime, istikbalime katkıda bulunduğunu hissediyordu. Kitapları kirletmememi, onlara saygı göstermemi istiyordu. Getirdiği kitapların beni kendisine daha da kapadığının, onlardan ve kafe-bakkallarından uzaklaştırdığının, çirkinliklerini görmeme neden olduğunun farkında değildi.
Sayfa 102Kitabı okudu
Tanrı Jeanne'ın, Roseline'in yüzüne gülüyor, anlattıklarına bakılırsa, beyaz leke mobilyalı odalarındaki, çiçekli, goblen perdeli salonlarındaki oburlukları, miskinlikleri bağışlanabilir, küçük günahlar, ufak tefek hoşluklar olarak görülüyor.
Doğumdan düğüne, ölüm döşeğine kadar her duruma dair mutlaka bir dua var; kaçak bir kürtajcıya giden yirmi yaşında bir kız hakkında, dönüşte yolda yürürken, kendini yatağına atarken aklından geçenler hakkında da bir tane olmalıydı.
Reklam
Hiç mutlu olmamış, dünyaya sadece acı çekmek için ufak bir gezinti yapmaya gelmiş olan birinin ölümü korkunç bir şeydir. Bir gülümseyişinin anısını saklamak bile çok zor.
o kendisini ne kadar sevdiğimi hiç bilmeyecek; hem onu yakışıklı filan diye sevmiyorum, Nelly; benden daha çok bana benziyor da, onun için seviyorum. Ruhlarımız her neden yoğrulmuşsa, ikimizinki de aynı.
Sayfa 100Kitabı okudu
bütün insanlar nerede olursak olalım hep aynıyız
Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi.
Halbuki sonbahar kocayemişleri, beyaz esmer bulutları, yakmayan güneşi, durgun mavili, bol yeşiliyle kuşlarla beraber olunca insana sulh, şiir, şair, edebiyat, resim, musiki, mesut insanlarla dolu anlaşmış, sevişmiş, açsız, hırssız bir dünya düşündürüyor. Her memlekette kıra çıkan her insan, kuş sesleriyle böyle düşünecektir.
Sayfa -18Kitabı okudu
160 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.