Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günümüz çalışanıysa, sistemi oluşturan mozaiğin yalnızca çok küçük bir parçası. Üstelik çoğu kez sistemin bütününden ya da sistem içerisindeki yerini hiçe indirgeyen böylesi bir dünyanın insanda yarattığı kopukluk bazen davranış bozukluklarına neden olmaktadır. Aslında çağdaş toplumların en önemli ruh sağlığı sorunu da budur.
Disiplin askerin sade­ce dış görünüşünde değil, ruh ve inançlarında da var olmalıdır.
Sayfa 79 - İnkılâp Kitabevi 8.BaskıKitabı okudu
Reklam
Ruh bedende an, ten bedende zaman yaşanır.
Bir yerden ruh çekildi mi, eşyanın zerre kadar kıymeti kalmıyor..
Sayfa 160
Biz ruh hamurumuzu Büyük Doğu teknesinde ve onu yoğuran ellerde idrak ettik ve başka hiçbir tarafa gönül ve kafa nisbeti kabul edemeyiz.
Reklam
AKIL:Tamam. Bitti! Buraya kadar! Gidiyorum ben! RUH: Ayıp oluyor ama yani böyl… BEDEN: Siktir git lan!
Sayfa 149 - Doğan KitapKitabı okudu
Oyun bütün çocuklar için dünyanın hengâmesinden kopup özgür,aktif,uyanık ama stressiz oldukları bir ruh halidir.Bu video oyunları bile olsa öyle aslında.
“ İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir. “
Sayfa 27 - ÖtükenKitabı okuyor
“ Acizleri, layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar! “
Sayfa 25 - ÖtükenKitabı okuyor
Reklam
Günaydınn
*~●。。。Kadınlara, aşkın bir yaşam çözümü olduğuna inanmaları öğretilmişti; öteki yarılarını, yani kendi kimliklerinin vazgeçilmez tamamlayıcısı olan ruh eşlerini aramaları gerekiyordu. Yüksek kültürden ucuz romanlara dek tüm edebiyatımıza asırlardır hâkim olan mit buydu. Fakat işin ilginç yanı, aşk hikayeleri asla mutlu sonla bitmiyordu. Sevgililer akıl almaz bir tutkuyla can veriyorlar ---Tristan ve İsolde hikayesi gibi--- ya da kadınlar terk ediliyor ve saf aşklarının yasını tutuyorlardı --- Elizabeth Smart'ın Merkez İstasyonu'nda Oturup Ağladım adlı kitabındaki gibi. Bu tür bir aşkın, gerçek dünyada yaşayanlarla pek ilgisi yoktu.
Sayfa 307 - Everest Yayınları Çeviren Özlem Sevim GayretliKitabı okuyor
"Tüm akıl hastalıklarının temelinde meşru acıları yaşamayı reddetmek yatar." diyor Jung. Sanki acı çekmemek için şeytanla anlaşma yapan insan karşılığında insanlığını veriyor. Hazzın ve acı çekmeyişin karşılığında gerçek mutluluğu, duyguları, empatiyi ve ruh sağlığını veriyor.
Hz İsa mı olalım?
Öteki kişi kötü davrandığında neden nazik olalım? Böyle bir öğüt, kendi doğrularımızı söylemek, zor konuları gündeme getirmek, farklarımızı tanımlamak ve kırmızı çizgi belirlemek gibi zorlu işle çelişkili görünebilir. Aslında, nezaket ve ruh zenginliği bunların her birine zemin hazırlar.
Sayfa 147
"Epiktetos'un söylediği gibi: Bir cesedi sırtlanmış küçük bir ruhsun sen." Dokunduğum her şey ölmeye mahkum. Ben de. Çevremiz, dünya ve evren zamanla bozunur, dengesini kaybeder. Bir daha eski haline dönemez. Atomlarımızdan başlayarak bir saniye öncesinden çok farklıyızdır. Geçmiş artık değiştirilemez. Fakat geçmişe dokunduğun sevgi, bilgi ve ilgi sonsuza kadar yankılanır. Sadece yıldırım, deprem, sel, kurşun, hastalık öldürmez. Sözler de öldürür. Sözler de bizi öldürdü. Sussuzluk bir çiçeği kurutmaz, bazen fazla güneş de kurutur. Bir çiçeğe ruh veren kokusudur. Ya insana ruh veren nedir sevgi bilgi ve emek dışında. Şimdi karanlık bir öykünün sayfaları içinde nerede biteceğini bilmeden yürüyen cümleleriz. Henüz son nokta konulmadı.
Bugün her zamankinden daha çok O'nu arıyoruz. Çünkü O'na olan ihtiyacımız gün geçtikçe artıyor. Umuyor ve diliyoruz ki, Efendimiz o diriltici soluğuyla bunalımın ve cinnetin eşiğine gelen bu hasta çağımıza el atsın, dokunsun, bir ruh üflesin. Toplumumuza, hayatımıza, ilişkilerimize, kalbimize, evimize, ailemize girsin. Çekip çevirsin dünyamızı, değiştirsin.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.