"Bu romanı salt çocuklara değil, öğretmenlerle anababalara da yazdım."
-
kitapta iki tane ilkokul çocuğunun mektuplarını okuyorsunuz. aziz nesin bu eserinde, mizahıyla, küçüklerin gözünden büyüklere karşı eleştirilerde bulunuyor. her fırsatta yalan söylenmemesini tembihleyen babanın yalan söylemesine, yurtsever olun, vatana hizmet edin, öğütlerinde bulunan insanların bencilliğine ve dalkavukluğuna, kopyayı ayıplayanların öğrencilikte yaptıklarına, sürekli okulda birinci olduğunu söyleyip evlatlarını yeren babalara, eğitim sistemindeki ezberciliğe ve katılığa, tutumu övenlerin savurganlığına, 'bu çocuk bu lafları nereden öğreniyor' diye yakınan babanın ev içinde söylediklerine, insanların patronlarını sevmemelerine ve hakkında çok kötü konuşmalarına rağmen onlara nasıl da iyi muamele ettiklerine, gösterişe ve riyaya tanık olan ve yetişkinlerin zıtlıkları içinde kafaları karışan bu iki ufaklık, birbirlerine mektuplarında yakınıyorlar.
-
gerçekten de her ne kadar çocuk romanı olsa da düşündüren ve herkesin mutlaka okuması gereken bir roman olduğunu düşünüyorum. ayrıca yazarın son sayfalardaki iletileri çok hoştu, tamamen uygun bir başlangıca ve bitişe sahip olan bir başucu eseri.
"Çok zaman, bu hikâyedeki küçük kız gibi, içinde bulunduğumuz mutluluğu bilemeyiz. Ancak ondan uzaklaşınca, mutluluk içinde yaşadığımızı anlarız. Demek ki, yine en iyi ev, bizim kendi evimizdir."
"Eşeğin konuşması, insanın yük taşıması normal değildir. Ama bazı insanlar, eşeğin konuşmasına had hayranlık duyarlar. Oysa eşeğin yük taşıması, insanın da konuşması doğru olandır."
" 'Zincirlenmişsin,' dedi Scrooge titreyerek. 'Nedenini söyler misin?'
'Hayatımda ördüğüm zincire sarılıyım,' diye cevap verdi hayalet. 'Her halkasını, her santimini kendim ördüm. Tamamen kendi hür irademle kuşandım. Bu zincirlerin sana yabancı gelmemesi gerek.' "