Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sadi Çelebi

Sadi Çelebi
@sadicelebi
Bir yer var doğrunun ve yanlışın ötesinde… Seninle orada buluşacağız… (Rumi)
İş İnsanı
Yüksek Lisans
Afyonkarahisar
Elazığ
15 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Tek taraflı yönlendirilmiş ve beyin yıkama üzerine kurulmuşsa, düşünmeyi öğretmeyip hazır çözümler servis ediyorsa, insanları yalnızca işlevleri için hazırlıyor; ufuklarını açıp özgürlüklerini genişletmiyorsa eğitim de insanlık dışıdır.
Reklam
Yalan bir cevap, sahte bir ilaç kadar tehlikelidir. O, iyileştirmez ancak bizim gayretimizin önüne set çeker, sahte bir inanç uyandırır.
“Bütün mucizeler tabii ve bütün tabiat mucizevidir” (Gazzali)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Izdırap çekerek yükseldiğimiz ve zevk alarak köreldiğimiz bir gerçekse bunun yegane sebebi bir ruha sahip oluşumuz ve tam da bu nispette hayvan atalarımızdan ayrılışımızdır. Ne insan Darwin’e göre biçimlenmiş ne de kainat Newton’a göre kurulmuştur.
Her tekrarlananın her zaman bir anlamı yoktur ve kırlangıçlar baharda tekrar geliyorsa da baharı getiren onlar değildir.
Reklam
Bence en aşağılık insanlar, kendi yaptıkları yanlış seçimlerin maliyetini başkalarına yükleyen insanlardır.
Sayfa 103Kitabı okudu
Her zaman şunu düşünmüşümdür; insanlar arasındaki barışı ve dengeyi sağlayan unsur çekincedir. Evet, dünyadaki dengeyi sağlayan eğer böyle bir denge var ise, çekincedir.
Dünyayı krallık yönetimiyle ilk tanıştıranlar Putperestler oldu, İsrailoğulları bu geleneği onlardan aldı. Bu, puta tapmayı yaymak isteyen Şeytan’ın en verimli icadıydı. Putperestler ölen krallarını kutsallıkla onurlandırdılar, onlardan sonra gelen Hristiyanlar da yaşayan krallarına aynısını yaparak bu tasavvuru bir adım ileriye taşıdılar. Büyük bir görkem içinde toprağa karışan bir solucana verilen kutsal efendi sıfatı Tanrı’ya ne büyük saygısızlık!
… vicdanın saikleri açık, net, bir örnek olsaydı, onlara itirazsız boyun eğilseydi, insanın başka yasa koyucuya ihtiyacı olmazdı; ama hal böyle olmayınca, sahip olduklarının bir kısmından, diğer insanların korunmasını sağlayacak araçlarla (Yönetim, Denetim, Cezalandırma) donatmak üzere vazgeçmeyi gerekli gördü ve bunu, onu iki kötüden daha az kötü olanı seçmeye sevk eden öngörüyle yaptı.
Birçok insan kendisini mutlu etmeyecek bilgiye karşı kayıtsız kalır. (Nietzsche)
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Dersim olayı zannedildiği gibi “Alevilerin sünnilere veya devlete karşı bir isyanı” ya da “yöre halkının Cumhuriyete yönelik bir başkaldırısı” olmuyordu. Tam aksine, dış güçlerce Mustafa Kemal’i başarısız kılmak, Türkiye Cumhuriyetini yıkmak (ve Mustafa Kemal’in Musul ve Kerkük’ü geri alma girişimlerini bu iç karışıklık sayesinde erteletmek) için kandırlıp, kiralanmış veya kasıtlı olarak taciz edilip kışkırtılmış bazı aşiret reislerinin veya bir kısım dedelerin başlattığı “kendi derebeyliklerini koruma” kavgasıydı. Dersim Seyit Rıza İsyanı, Mustafa Kemal’in hastalığının arttığı bir sürece rastlıyor, İsmet İnönü Hükümeti döneminde başlayan isyanlar Celal Bayar hükümetince bastırılıyordu. VE HER NE HİKMETSE İsmet İnönü, Dersim’in ıslahını sürekli savsaklıyor ve hatta Meclis konuşmasında “Dersim’de huzur ve asayişin tamamen sağlandığını” söyleyip Atatürk’ü oyalıyordu.
Popper’ı anlamamış bir Popper’cı Celal Şengör! Popper’a göre bir iddianın bilimsel olması için YANLIŞLANMA POTANSİYELİni içinde barındırması gerekir. Örneğin Popper’a göre Marx’ın tarih teorisi, Freud’un psikanalizi veya dindeki cennet ve cehennem kavramları bilimsel iddialar değildir. Popper bunların doğruluğu ya da yanlışlığı noktasında bir yorumda bulunmaz. Bunlar doğru olabilir veya yanlış olabilir sadece bilimsel değildir. Batlamyus’un Dünya merkezli astronomisi ise bilimseldir zira yanlışlanma potansiyeline sahiptir, nitekim yanlıştır. Dolayısıyla Popper için “bilimsellik” ile “doğruluk” eşanlamlı değildir. Celal Şengör ise Popper’in bilimsellik ile kastettiğini yanlış anlamış, bilimsel olmayanın ciddiye alınmaz olduğunu iddia etmiştir. Şengör’e göre canlıların Tanrı tarafından yaratıldığı fikri test edilemeyeceği için Popper’ın bilimsellik kriterini karşılamaz dolayısıyla bu iddia aklı başında kimse tarafından ciddiye alınmamalıdır. Oysa Popper, militan ve dogmatik ateistlerin aksine bir iddianın bilimsel olmamasının o iddiayı anlamsız kılmaya yetmeyeceğini düşünür.
Yeni-ateistlerin bu tutumlarının arkasında dinin sadece yanlış ve uydurulmuş bir inanç sistemi olmadığı, onun aynı zamanda toplum ve birey yaşamı için son derece tehlikeli öğretiler içerdiği fikri yatmaktadır. Yeni-ateistlere göre dinler, topluma zarar veren, uygarlaşmayı engelleyen, özgür düşünceyi yasaklayan ve en önemlisi de bilimi baltalayan kurumlardır. Bu noktada Dawkins, Dennett, Harris ve Hitchens gibi yazarların, dinlerin insan uygarlığına kazandırdığı hastane ve üniversite gibi kurumlar göz ardı ettiklerini görürüz. Bu literatürde, Amerika Birleşik Devletleri'nde dinin, köleliğin kaldırılmasında oynadığı rolden veya Nikaragua gibi Latin Amerika ülkelerinde din adamlarının diktatörlere karsı halkı mobilize etmesinden de bahsedilmez. Yine dini kurumların sanata yaptıkları destekten -söz gelimi büyük Alman bestekâr Bach'in 27 yıl boyunca Leipzig'deki Aziz Thomas Kilisesi tarafından istihdam edildiginden- söz edilmez.
Şark İstiklal Mahkemesi Savcısı Ahmet Süreyya Örgeevren 1957’de yayınlanan hatıratında; “Şeyh Said ile duruşmaları birlikte yapılan ve sayıları sekseni geçen sanıkların, büyük bir inat ve ısrarla Kürtlük davası gütmediklerini söylediklerini” çok net bir şekilde ifade etmiştir. Kürt ve Türk yazarların iddialarının aksine Kürt aşiretleri isyana katılmadılar. Bu husus mevcut belgelerle de sabittir.
Türkiye’nin ağırlığı 35 kilogramda tutulmalı, Türkiye’nin ağırlığı eğer bu kilonun üzerine çıkarsa, başına gaileler açarak yeniden 35 kilograma indirilmeli! W.Churchill (Ülkemizin jeopolitik ve jeostratejik önemi yüzünden bu coğrafyada güçlü bir Türkiye istemediği için ifade etmiştir)
Çocuklara Ceza Vermeli miyiz?
Ceza, olumsuz hareketlerini gizleme konusunda çocuğu daha dikkatli ve sinsi davranmaya iter. Sürekli cezalandırılan çocuklar daha hilekar hale gelirler, daha az dürüst ve daha az sorumlu davranırlar.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Evrenin Potansiyeli
Allah tüm tasarımların ezeli sahibir, o, yaratıcı tasarımcıdır; bilim insanları ise keşfedici tasarımcılardır.
Kalbimizin atışına sözümüz geçmez ama yıldızlara ulaşır zihnimiz.
Eğer evren düzensiz, kaotik bir yer (fizik yasalarının olmadığı) olsaydı, insan bebeklikteki şaşkınlığından hiçbir zaman çıkamazdı.
“Neden hiçbir şey yerine bir şeyler var?” (Leibniz)
Dinde Tek Kaynak Kurandır
Kuran’a bakınca şunu görmekteyiz ki Allah’a ve elçisine itaat iki ayrı kavram değildir. Bu yüzden “Allah’a uymak için Kran’a, elçiye uymak için ise Kuran dışında başka kitaplara (hadisler) uymalı” görüşü hatalıdır. Kuran ayetlerinin gösterdiği gibi “Allah ve elçisi” tek bir hukuk ve itaat kaynağına karşılık gelir.
Söyleyeceklerim belki anlaşılmaz gelebilir ama güzelliğin bu derecesi içimde sevinçle birlikte bir acı duygusu yaratıyor. Belki de insan olmanın sınırlarının aşıldığını hissediyorum. Varoluşsal bir boşluğa düşüyorum. İnsan böyle bir şeyi nasıl yaratabilir, nasıl yaratabilir? Tanrı’nın sesi bu!
Sayfa 276 - Schubert’in Serenad’ı için Nadia’nın yorumu.Kitabı okudu
Reklam
Bilgi ne garip bir şeydi. Şişede hapsedilmiş bir cin gibi yıllarca duruyor, senin gelip kapağını açacağın günü bekliyordu.
Sayfa 213Kitabı okudu
Galiba zeka ile kurnazlık ters orantılı. Biri azalırsa öbürü artıyor.