Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Küresel dünya devletlerinin bayrağını değiştirmesine gerek yok artık savaşlar sadece silah ve patlayıcılarla değil, en mantıklı savaş toplum ahlakını , yapısını ve inancını bozmaktır. Batılılaşma bunun en büyük ayağıdır.
Sonra bir şans daha verecek hayat sana. Sonunun geldiğini zannettiğin o anda, son bir ışık göreceksin kalbinin odalarında. Hiçbir şeyin bitmediğini, her şeyin yeniden başladığını en çaresiz anında anlayacaksın. Bu sefer herhangi birinden olmayacak umudun. Evrenin senin için çalıştığını hissedeceksin. Her kulun kaderiyle bir kesişme noktası vardır, tam da o noktada nasibinde olanı bulacaksın. Sen tüm dünya karardı zannettiğinde, hiç görmediğin kadar parlak ışıklar sana müjdeler vermek için orada bir noktada bekliyor olacak. Kaybettiğini sandığın savaşlar bir öğretmen gibi, sana neler kazandığını gösterecek. Kendini evrensel adalete bırak, o mutlaka seni sonsuz bir ışığın içinde yeniden parlatacaktır. 💜🪻
Reklam
Bilişim teknolojileri ve biyoteknolojinin 21. yüzyilda insanlığın önüne çıkardığı zorluklar muhtemelen önceki yüzyılda buhar makinelerinin, tren yollarının ve elektiriğin çıkardığı zorluklardan çok daha büyük. Ve medeniyetimizin muazzam yıkıcı gücünü hesaba katarsak daha fazla başarısız modeli, dünya savaşını ya da kanlı devrimleri kaldırmayı göze alamayız. Bu defa başarısız modellerin sonu nükleer savaşlar, genetiğiyle oynanmış canavarlar ve biyosferin tamamen iflası olabilir. Bu yüzden Sanayi Devrimi 'nin zorlukları karşısında gösterdiğimiz çabanın fazlasını göstermemiz gerekiyor.
Birincisi Dünya bizler için oldukça küçük bir yer haline geliyor. Maddi kaynaklarımız alarm veren bir hızda tükeniyor. Gezegenimize iklim değişikliği gibi feci bir hediye sunmuş durumdayız. Yükselen sıcaklıklar, kutuplardaki buz tabakasının azalması, ormanların yok olması, aşırı nüfus yoğunluğu, hastalıklar, savaşlar, kıtlık, su kaynaklarının yetersizliği ve hayvan türlerinin büyük bir kısmının yok olması; tüm bunlar çözülebilir problemler olmasına rağmen henüz bir çözüm oluşturulmuş değil.
Büyücüler iyi olabilir lakin savaşlar kan ve kılıçla kazanılır
Victorian GreyjoyKitabı okudu
Savaşlar, haksız savaşlar çılgınlık, alçaklık, kötülük ve zayıflığın en aşağılık mertebesidir.
Reklam
Safevi şahı ile Osmanlılar arasındaki ezeli rekabet, Kanuni'yi hayatı boyunca Doğu ve Batı'daki topraklarında savaşmaya itti: İranlılar imparatorluğun sınırları için büyük bir tehlike arz ediyorlardı. Sultan pek çok defa batıdaki teşebbüslerini doğuda baş gösteren ayaklanmalar ve doğrudan açılan savaşlar yüzünden ertelemek zorunda kalmıştı. Hepsinin başrolünde İran şahı vardı. Doğudaki durumu sağlama almadan batıya yönelemiyor, barış sağlanmadan ya da savaş kesin bir zaferle mühürlenmeden diğer sınıra doğru ilerleyemiyordu. Ferdinand'ın Kanuni'ye gönderdiği elçisi Ogier Busbecq'in içinde bulunduğu durum da konuya ilişkin bir örnek teşkil ediyordu. Eğer Ferdinand Safevilerle bir anlaşmaya girecek olursa, Osmanlılarla yapacakları ateşkes çok kısa süreli olacaktı. Bir kardinalin Şarlken'e söylediği gibi, İran faktörü Avrupa'nın cankurtaranı olmuştu. Kardinal, eğer Tanrı İran Şahı Tahmasb gibi bir düşman göndermeseydi, Avrupa ve Hıristiyanlık âleminin mahvolacağını söylüyordu.
Ne zaman fetihler olmuşsa fatihlerde olmuştur, bir devlette devrimler yapıldığında devrimciler olmuştur, her seferin komutanı olur diyorlar. İnsan aklı buna şöyle karşılık verir gerçekten de ne zaman fatihler ortaya çıkmışsa savaşlar da olmuştur, ama bu savaşlara fatihlerin yol açtığını ve savaş kanunlarını bir tek kişinin eylemlerinden çıkarılabileceğini ispatlamaz.
Aşklar savaşlar şiirden çıkmış (Yani derinden derinden) Putlar ikonlar evimde belirmiş (Yani derinden derinden)
❝ FEDAİ'NİN DOĞUŞU
Toprak çığlığın dostu olmuş Hayat şehitlerle vurulduğunda Alışkanlıklarla yürüdük yorgun düşüp döndük Toprak toprağım fedai fedaim Rüzgarımı zeytin dalıyla resmettim İsteğimi göz kirpiklerimden döktüm Kutsal saydığımın izinden parlar yolum Ve yayılan güneşin ışıltılarında Şimdi Filistini seven nerede İzini feda
Sayfa 40 - E-KitapKitabı okuyor
Reklam
Siz ey, ölü şehirlerin insanları, kendinize acıyın bir parça. Gitmeyin artık savaşa. ey askercikler Geçmişteki savaşlar'yetmedi mi? Ne olur, kendinize acıyın bir parça
Sayfa 145Kitabı okudu
Savaşlar, ihanetler ve yalanlar insana aitti.
Ortasında hapsolduğumuz güncel olaylarla kaygılarımız arasında çift yönlü bir neden-sonuç ilişkisi vardır. Nasıl savaşlar, krizler ve politik olaylar "endişe"yi yaratıyorsa, taşıdığımız türlü kaygılar da bu çalkantılara neden olmaktadır. Başka bir deyişle, kaygılarımız ve sonu gelmeyen sarsıntılar aynı sebepten kaynaklanır. Sebebin/Batı toplumunda yaşanan köklü değişimler olduğu su götürmez bir gerçektir. Faşizm ve Nazizmin güç kazanmalarının tek nedeni Mussolini ve Hitler'in iktidar hırsı değildir. Bir ulus ekonomik yokluğa yenik düşmüşse ve psikolojik olarak da boşluğun ve bunalımların eşiğindeyse, totaliter rejimler her zaman boşluğu doldurmak için harekete geçerler. İnsanlar artık dayanamadıkları endişelerden kurtulmak uğruna özgürlüklerinden vazgeçmeye dünden razıdırlar.
Sayfa 36 - Kuraldışı Yayıncılık, İstanbul 1997Kitabı okuyor
İnsanlık tarihinin aynı zamanda bir savaşlar tarihi olduğunu söyleyebiliriz...
Sayfa 217Kitabı okudu
Her ay kazandığınızdan daha az mı harcıyorsunuz? Her hafta spor salonuna mı gidiyorsunuz? Her gün kitap okuyup yeni bir şeyler mi öğreniyorsunuz? Gelecekteki sizi tanımlayan şeyler bu tür küçük savaşlar olacak.
Sayfa 21 - Pegasus YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.