Sems bir gezgindi ancak öncesi vardi.
O siradan bir gezgin degildi. Şems, yollara düsen bir dervis olmadan önce, iyi bir egitim almisti. Arapçayı ve Farsçayı çok iyi biliyordu. Bu dillerin edebiyatina hâkimdi. Ayrica astronomi, astroloji, mantik ve fikih alanlarinda da derin bir bilgisi vardı. Felsefeye de hakimdi.
(St)Burda enterasan olan zamanın tasavvuf ehlinin büyük bir kısmı pozitif ilim ehli olması yada zanaatlarında ileri derecede ehil olması. Yani günümüzde çok örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Böylelikle sözleri bir yere veya makamı değil tamamen bağımsız olmasını sağlamıştır
Kitabın başında bu soru ile başladım:
Kitap günümüzün yaşamına mı zıt yada yastığımız hayat mı aslımıza zıt.
Sonunda şu sonuç ile bitirdim:
Ben doğru bildiklerim yanlışmış:
1- Acele ile zamanın sahibine karşı geliyormuşum.
2 - sabır beklemek değil proaktif durumu düzeltmek için öne adım atmakmış (aklıma hep nedense hendek savaşı geldi - gelenlere karşı aktif önlem)Tabi dahası var tabi.
Kitabın geçmişsen atıf yapması çok güzel oldu. O an durum ile yorum yapılması
Konu başında güzel sözler konuşulmasıda ayrı bir hoş olmuş.
Tek takıntım kitap sonunda şemsinin şehadeti konu yapılmaması. Ön sözde geçtiği için merakla o noktaya kadar bekledim
Kayıp babasıyla doğacak çocuğu arasında kalmış bir kadın... Hayatın anlamını arayan bir insan: Karen Kimya... Yıllara direnen bir sevgi; Şems-i Tebrizi ve Mevlâna Celaleddin-i Rumi... Günümüzden yedi yüz küsur yıl öncesine uzanan gerilim dolu, heyecan yüklü, mistik bir serüven dolu bir kitap... İngiltere'de yaşayan, İngiliz bir anne ve Türk bir babanın çocuğu Karen Kimya'nın yolu bir iş seyahati sebebiyle Konya'ya düşer. Hem işinde hem de özel hayatında çözmesi gereken dünyevi sorunlarıyla boğuşan Karen, Konya'da gizemlerin ortasında bulur kendini.Kapıları sırlara açılan bir kent... Sırların mucizelere dönüştüğü geceler. Mucizelerin hakikat sayıldığı zamanlar... Yedi yüz yıl öncesinden gelen bir fısıltı... Kitabı uzun zaman önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Şu an bahsederken bile o duyguları tekrar yaşıyorum. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
Baktığına herkes bakar, ama senin onda gördüğünü herkes görmez.
Herkes âşık olabilir ama hiç kimse
senin gibi sevmez.
Tek fark sensin, seni özel kılan da
sevdiğin değil, Sevgin.
Şems-i Tebrizi
Kalp midir insana sev diyen,
Yoksa yalnızlık mıdır onu körükleyen?
Sahi nedir sevmek;
Bir muma ateş olmak mı,
Yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Şems-i Tebrizi
"Anladım ki: İnsanlar susanı korkak, görmezden geleni aptal, affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar. Oysaki, biz istediğimiz kadar hayatımızdalar. Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar."
Seni, incinirsin diye gönlümde saklayamam,
Alçalırsın korkusu ile gözümde de tutamam,
Seni gözümde, gönlümde değil canımda saklayayım ki
Son nefesimde bana son yar olasın.