Şenül Korkusuz

diplomasi nedir?
Kamusal yatırımlara fon bağışı yapanlardan kuşkulanmak için hayal gücünün zengin, içtiğin içkinin fazla olmasına gerek yoktur. Nükleer karşıtı ilkelerse, Amerika'nın senin bölgende nükleer silah bulundurmasını engellememiştir. Diplomasi, diye düşünür gülümseyerek, hayır derken evet diyebilme sanatıdır.
Reklam
NÜKLEER ENERJİDEN VAZGEÇMEK KOLAY MI?
nükleer enerjiyi desteklemeye devam ediyor, diye düşünür Watanabe. Ülkenin büyümesinin gerekli koşulu olduğunu ileri sürerek, yasalar, bütçeler ve raporlarla onu kutsuyorlar. Büyümeye duyulan bu yüce bağlılık, bir çıkar şebekesinin yanı sıra, hatırlamanın reddine yönelik bir savunma mekanizmasına hizmet etmenin peşindedir elbette, diye düşünür Watanabe. Geçmişi görmezden gelmekle, onun yol açtığı yıkım hafifletilebilirmiş gibi.
Sayfa 136 - ÜçnoktayayınlarıKitabı okudu
504 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
HER BİBLİYOFİL MUTLAKA OKUMALI
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Irene Vallejo’nın Papirüs - Antik Dünyada Kitapların İcadı kitabını okuduğumda benim hayat felsefemi özetleyen yukarıda paylaştığım Ataol Behramoğlu’nun bu muhteşem dizleri geldi aklıma. Bu dizlerin temelinde her şeye duyulan merak
Papirüs
PapirüsIrene Vallejo · Bilgi Yayınevi · 202379 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Klasik Eser
Pierre Bayard’ın “Okumadığımız Kitaplar Hakkında Nasıl Konuşuruz?” adlı denemesi aym mizah damarından beslenir. Bu eserde bizi okuma konusunda ikiyüzlü olmaya iten nedenleri analiz eder. Bize sorulduğunda sohbetin dışında kalmamak için çocuksu bir korkuyla blöf yapar, neredeyse yalan söylediğimizin farkında olmadan evet deriz, hiç elimize
Sayfa 421Kitabı okudu
ÖZGÜRLÜK GERÇEK SANATÇININ OKSİJENİDİR
Çağdaş sanatçı orijinal olmakla yükümlüdür; yeni ve daha önce görülmemiş bir şey sunmaldır. Eseri geleneklere ve normlara karşı ne kadar ezber bozucu olursa o kadar iyi eleştiriler alır. Her yaratıcı kendi üslubunca kalıplara başkaldırmaya çalışır, diğer herkes gibi. Bir dizi romantik fikre sadık kalırız: Özgürlük gerçek sanatçının oksijenidir ve kendi başına yeni dünyalar kuran, gelenekçilikten azade bir dil kullanan, anlatının keşfedilmemiş biçimlerini araştıran edebiyat eserleri bizim için önemlidir.
Sayfa 406Kitabı okudu
Reklam
504 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Papirüs
PapirüsIrene Vallejo
9.6/10 · 79 okunma
kitap isimleri
Kitap isimleri, onlara asırlar boyu kayıtsız kalındığı uzun bir yolculuğun ardından küçük şiirlere dönüştüler: Kitapların barometresi, gözetleme deliği, anahtar deliği, reklam panosu, neon ışıkları oldular; kitabın içindeki müziği tanımlayan sol anahtarları oldular; bir cep aynası, bir kapı eşiği, sisin ortasındaki bir deniz feneri, bir önsezi, yel değirmeninin kanatlarını döndüren rüzgâr oldular.
Sayfa 406Kitabı okudu
TATLI EYLEMSİZLİK -SANSÜR-
İmparatorlar korumaları altındaki yazarları etkilemeyi başardılar ancak Ovidius'un erotik şiirlerini veya Cremutius Cordo'nun cumhuriyetçi vakayinamesini yok etme girişimlerinin başarısız olmasından anlaşılacağı üzere, koydukları yasaklar nadiren başarıya ulaştı. Dağıtımcıların ve yayıncıların olmadığı antikçağda kitap dolaşım sistemi, iktidarın sansürünün başa çıkamayacağı kadar kontrol edilemez bir yapıdaydl. Kitap kopyalamak üzere eğitilmiş köleler ve profesyonel yazmanlar sayesinde yasaklı eserleri gizlice çoğaltmak kolaydı. Tacitus'un zaten fark etmiş olduğu üzere, bu zulmün en güçlü etkisi temelde başkalarını, o kadar cesur olmayanları korkutmak ve bizzat yaratıcılığı zayıflatmak oldu. Otosansür her zaman sansürden daha etkili olmuştur. Tarihçi buna inertiae dulcedo (tatlı eylemsizlik) adını koymuştu ve risk almaktan geri durmayı, fikir ayrılıklarından ve endişe verici durumlardan kaçınmak için yürürlükte olan değerlerin dengesini bozmamaya kendiliğinden razı gelmeyi, yaratıcı zihinleri Pençesine alan tehlikeli bir korkaklığı kastediyordu. Tacitus, asilerin bile boyun eğip sessiz kaldığı baskıcı bir dönemin tanığıydı. Yazılarında şöyle der: "Kuşkusuz büyük bir sabır gösterisi sergiledik. Sessiz kalmak gibi unutmak da elimizden gelseydi sesimizle birlikte belleğimizi de kaybedecektik." Yazıları kanayan bir yaraya parmak basar ve bir gerçeği görmemizi sağlar: Her çağda mücadele etmemiz gereken şey sadece iktidar sahiplerinin sansürü değil, aynı zamanda kendi içimizdeki korkulardır.
Sayfa 395Kitabı okudu
HER ÇAĞIN İDOLLERİ VARDI
Müzik dünyasındaki idollerini görünce çığlık atan, ağlayan, baygınlık geçiren gençler Elvis veya Beatles ile ortaya çıkmadı. Aglında bu olgu Rock'n' Roll ile değil, klasik müzikle birlikte ortaya çıkmıştır. 18. yüzyılın kastratoları o tarihte bile ne zaman sahneye çıksalar seyirciyi galeyana getiriyorlardı. 19. yüzyılın medeni konser
Sayfa 380 - BilgiyayıneviKitabı okudu
EDEBİYAT DÜNYAYI KURTARABİLİR
Nico Rost günlüğünde şöyle der: "Tifüsten, bitlerden, açlıktan ve soğuktan bahsetmeyi reddediyorum." Bütün bu zorlukları bilmekte ve bizzat yaşamaktadır ancak Nazilerin tutukluları umutsuzluğa düşürmek ve hayvanlaştırmak için bu eziyetlerde bulunduğunu düşünmektedir. Rost dikkatini bu mezbahanın dişlilerine vermek istemez; bir ivedilik duygusuyla, kafasında herhangi bir kuşku olmadan, bir can simidi arayarak edebiyata tutunur. Bir fikre olan inancı sayesinde en zorlu koşullardan sağ çıkmayı başarmıştır. Viktor Frankl'ın tüm kariyerini adadığı araştırmanın el yazısı notlarını Auschwitz'deki dezenfeksiyon odasında elinden almışlardı. Onu hayata bağlayan şey bu notları yeniden yazma isteği oldu. Tüm bu kişiler, hayal güçlerinin yardımıyla ve kelimelere duydukları inançla hayatta kalmayı başaran Şehrazatlar gibiydiler. Frankl sonraları Auschwitz'deki entelektüellerin çoğunun, fiziksel güçleri daha iri yapılı diğer tutuklulardan daha zayıf olmasına rağmen, paradoksal bir biçimde kamptaki hayata daha iyi dayandıklarını yazar. Yahudi kökenli psikiyatrist, sonuçta kendi içlerine sığınıp kendilerini bu korkunç ortamdan soyutlamayı başarabilenlerin daha az acı çektiğini söyler. Kitaplar tarihin büyük felaketlerinden ve kendi hayatlarımızın küçük trajedilerinden kurtulmamıza yardım ederler. Karanlık konuları keşfe çıkan bir diğer yazar olan Cheever'ın yazdığı gibi: "Edebiyattan daha büyük bir bilince sahip değiliz... Edebiyat lanetlilerin kurtuluşu olmuştur, âşıklara ilham kaynağı olup yol göstermiştir, umutsuzluğu yenmiştir ve bu yüzden belki dünyayı da kurtarabilir."
Sayfa 268 - BilgiKitabı okudu
Reklam
WERTHER ETKİSİ
Goethe'nin acıklı romanı, 1774 senesinde yayımlandığından beri, aşk acısı çeken pek çok genç Avrupalının romanın başkarakterini taklit ederek kendilerini vurmalarına neden olmuştur. Yazar, kitabının her baskısıyla birlikte toplumsal —ve ölümcül— bir olaya dönüşmesini kaygıyla izlemişti. Bazı ülkelerde yetkililerin halk sağlığı gerekçesiyle kitabı yasaklayacak kadar ileri gittikleri biliniyor. Goethe bu romanı yazarken gerçek hayatta intihar eden bir arkadaşından ve ergenlik yıllarındaki kendi ölüm fantezilerinden ilham almıştı. Yazar, elli yılı aşkın bir süre sonra, Şiir ve Hakikat adlı otobiyografisinde, bu intihar dalgasını önlemeye yarayacaksa keşke Werther kendisi yerine onu vursaydı diye itiraf eder. Ancak yazarın bu edebi şeytan çıkarmayla kurtulmayı başardığı hayalet, okurlarına musallat olmayı, bazılarını ölümcül etkisinin altına almayı sürdürmüştür. İki yüz yıl sonra, 1974'te, sosyolog David Phillips, gizemli bir yansıtma refleksiyle intihara meyilli davranışlar sergilemeyi tanımlamak için "Werther etkisi" terimini icat etmiştir. Kurmaca bir karakter bile bulaşıcı bir etkiye yol açarak benzer vakaları tetikleyebilir. Bir diğer harika ama rahatsız edici roman, Jeffrey Eugenides'in yazdığı Bakir İntiharlar (Virgin Suicides), taklit ölümlerin altında yatan psikolojik muammayı ele alır.
Sayfa 240 - BlgiKitabı okudu
RAHATSIZ EDİCİ ROMANLAR
O harika ve rahatsız edici romanların yazarı Flannery O'COnnor şöyle der: "Sadece eğitici kitapları okuyan kişi güvenli ancak cesareti olmadığı için umudun bulunmadığı bir yol izlemiş olur. Bu kişi tesadüfen iyi bir roman okursa, içinde bir şeylerin değiştiğini çok iyi anlayacaktır.” Belli bir rahatsızlık duygusu kitap okuma deneyiminin bir parçasıdır; insanı tedirgin eden bir deneyim rahatlatan bir deneyimden daha eğiticidir. Geçmişin tüm edebiyat eserlerini kozmetik bir ameliyat için bıçak altına yatırabiliriz ancak o zaman bu eserler bize dünyayı açıklayamaz olur. Ve bu yolda ilerlemekte ısrar edersek, gençlerin okumayı bıraktığını ve Santiago Roncagliolo'nun dediği gibi başlarını derde sokmadan bir yığın insanı öldürebildikleri PlayStation'a kendilerini verdiklerini görürsek şaşırmayalım.
Sayfa 238 - BilgiKitabı okudu
sözün gücü
MÖ 5. yüzyılda tanınmış sofistlerden Gorgias şöyle diyordu: "Söz, çok güçlü bir hükümdardır; küçücük ve tümüyle görünmez bir vücuda sahip olmasına rağmen en tanrısal işleri başarır: Korkuyu yok eder, acıyı yok eder, neşelendirir, şefkat duygularını güçlendirir." Yunanların bu fikirleri bana göre İncil'in en güzel cümlelerinden birinde yankılanır: "Yeter ki bir söz söyle, iyileşmeme yeter."
ATİFON PSİKANALİZ VE TERAPİYİ İLK BULAN KİŞİ
On hatipten bir diğeri olan Antifon, psikanalizin ve konuşma terapilerinin öncüsü sayılabilir. Mesleğinde edindiği deneyimler Ona bir söylev yeterince etkileyiciyse insanların ruh halini değiştirebileceğini, onları duygulandırabileceğini, mutlu edebileceğini heyecanlandırabileceğini, sakinleştirebileceğini öğretmişti. Bunun üzerine yenilikçi bir
Sayfa 230 - BilgiKitabı okudu
ARİSTOFANES VE CHARLİE CHAPLİN'İN KAHKAHA İLE İSYANI
Aristofanes, Charlie Chaplin gibi isyankâr ve otoriteye meydan okuyan bir mizah anlayışına sahiptir. Aslında bu ikisinin mizah anlayışları açısından aynı ailenin üyesi olduklarını, Şarlo yumuşak huylu bir kuzenken Aristofanes'in alaycı büyükbaba olduğunu düşünmüşümdür hep. Her ikisi de sıradan, ezilmeleri kolay insanlarla ilgilenmişlerdir;
Sayfa 217 - BilgiKitabı okudu
181 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.