Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şenül Korkusuz

372 syf.
·
Puan vermedi
ÜÇ MAYMUNU OYNAYANLARA AGOTA KRİSTOF'TAN MASALLAR
Agota Kristof Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan adlı kitabı, kısaca tek kelimeyle şöyle özetleyebilirim: “Sert” Evet bir bıçak gibi yüreği deşen, can acıtan, ve bu işlemi kitap boyunca mütemadiyen devam ettiren bir üçleme. Bu kitabı okuduktan sonra kitabı göklere çıkarıp en çok okunanlar listesine kitabın adını yazdıran biz okurlar üzerine de
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,129 okunma
Reklam
296 syf.
·
Puan vermedi
İçsel bir yolculuk
Jose Saramago’nun Ressamın Günlüğü kitabını iyi ki onca olumsuz yorumu dikkate almadan okumuşum. Kitap bir ressamın anılarını yazdığı içe yolculuk kitabı. Yazarın en önemli şaheseri “Körlük” kitabında olduğu gibi bir olay çevresinde gelişen akıcı bir dille okuyucuyu sürükleyen bir kitap hayaliyle bu kitaba hiç başlamayın. Lakiiin kendiyle sık sık
Ressamın Günlüğü
Ressamın GünlüğüJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2018387 okunma
448 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
DÜNYA HAFIZASININ KIRILMA ANLARI
Her insanın yaşamında kırılma anları vardır. Bir saniye öncesi ile sonrası arasında hayatınızın, düşüncelerinizin ve duygularınızın yönü değişir. Değişim için kimi zaman uzun bir süre gerekir kimi zaman da bir ‘an’ yaşamımızdaki köklü değişimi nur topu bir sürpriz gibi kucağımıza bırakılıverir. Bu edilgen bir eylemdir, işi yapan özne belli
Kırılma
KırılmaAndrés Neuman · Üç Nokta Yayınları · 2022209 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
504 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
HER BİBLİYOFİL MUTLAKA OKUMALI
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Irene Vallejo’nın Papirüs - Antik Dünyada Kitapların İcadı kitabını okuduğumda benim hayat felsefemi özetleyen yukarıda paylaştığım Ataol Behramoğlu’nun bu muhteşem dizleri geldi aklıma. Bu dizlerin temelinde her şeye duyulan merak
Papirüs
PapirüsIrene Vallejo · Bilgi Yayınevi · 202366 okunma
264 syf.
7/10 puan verdi
90'ların karanlık yüzü
Bir Murathan Mungan hayranı olarak son kitabı 995 km’yi büyük bir heyecanla aldım okudum. Mungan, siyasi,sosyal kimliğini gizleyen bir yazar olmadı hiçbir zaman ama onun siyasi bir polisiye yazması da beni ters köşe yapmadı dersem yalan olur. Kitap iki bölümden oluşuyor ilk bölüm Mungan’ın belirttiği gibi romanın çıkış noktası olan Musa Anter
995 km
995 kmMurathan Mungan · Metis Yayınları · 2023775 okunma
Reklam
456 syf.
·
Puan vermedi
·
37 günde okudu
AKSAYAN DEVRİM
Seyatte olduğum için çok az bir kısım kalmasına rağmen kitabı bitirip sevgli @ipekdadakcı’nın #dünyakladikleriokumakulübü’nün kitaba dair toplantısına dahil olamadım ama kitap beni çok yordu. Açlık, sefalet, burjuvalara acımasızca yapılan kıyım ezilenin gücü eline geçirince uyguladığı zulum ve en fenası "CEHALET" tahammül sınırlarımı
Çevengur
ÇevengurAndrey Platonov · İthaki Yayınları · 2022161 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
MELALİ ANLAYAN BİR YAZAR
Polot Özlüoğlu’nun son kitabı “Sahi Benim Adım Neydi” kitabını okuduktan sonra aklıma Mehmet Rauf’un Eylül romanındaki şu muhteşem cümleler geldi: “Evet her şey çürüyor, her şey... İnsanlar çürümeyecekler mi? Eylülde, sanki bahara hasret çeken hazin bir tazelik, sanki üzerine çöken kışın, kendini mahvetmek isteyen sonbahara rağmen devam etmek,
Sahi Adım Neydi
Sahi Adım NeydiPolat Özlüoğlu · İthaki Yayınları · 202353 okunma
347 syf.
·
Puan vermedi
ÇAĞDAŞ SEVGİNİN ANOTOMİSİ
Nihayet Lawrence Durrell'in İskenderiye Dörtlüsü'nü bitirdim, ne yalan söyleyeyim ben de bittim. İlk kitap Justine şiir gibiydi beni kendine hızla aldı, ikinci kitap Balthazar’da ise roman akmak bilmedi çünkü ikinci kitap şiirin uzayan kısmı gibiydi. Birinci kitapta İskenderiye’nin arzu yüklü, gizemli dünyasında akan nehir ikinci kitapta
Clea
CleaLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022233 okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
EGZOTİK BİR ROMAN
Lawrence Durrell'in İskenderiye Dörtlüsü'nün ilk kitabı Justine'inde sarı sıcak bir havayı iliklerinize kadar hissederken incecik bir tülün ardından flu bir bir biçimde İskenderiye'nin mistik atmosferinde Justine' nin yörüngesinde, Nessim, Balthazar, Clea, Melissa, Pursewarden ve anlatıcı yazarımızın yanacaklarını bilerek
Justine
JustineLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022557 okunma
560 syf.
·
Puan vermedi
ŞAHANE BİR KLASİK
Yeni kitaba başlamak için kütüphanemin raflarında göz gezdirirken uzun zamandır klasik okumadığımı fark ettim o sırada Thomas Hardy'nin Tess romanı masum kapağı ile bana göz kırptı ben de o tatlı masumiyete karşı koyamadım ve kitabı okumaya başladım ve iki günde heyecanla bitirdim. Bitirdiğim gece üzüntüden, sinirden uyuyamadım, kitap ben de
Tess
TessThomas Hardy · Martı Kitabevi · 20131,567 okunma
Reklam
1850 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
NAPOLİ YERİNE İSTANBUL YAZSAYDI YADIRGAR MIYDIK?
Gerçek kimliğini gizleyen Elena Ferrante'nin altı yılda tek bir roman olarak yazdığı 17000 sayfalık dev eseri Napoli Romanları genel adıyla yayınlanan dört ciltlik eseri; kelime anlamı Türkçe’ye genellikle “oluşum romanı” olarak çevrilen 'Bildungsroman' olarak tanımlayabiliriz. Bu tarz romanlarda, genellikle genç bir karakterin
Napoli Romanları Seti
Napoli Romanları SetiElena Ferrante · Everest Yayınları · 014 okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Bakmak" ve "Görmek" aradındaki derin yarığın farkında olarak mı yoksa bunun büyük önem taşıdığının farkına varmadan yaşayan gafillerden misiniz? Doğduğumuz andan itibaren iki farklı bakış açısı tayin ederiz kendimize: birincisini seçenler çevrelerinde gelişen her olay ve olguyu anlamdırmaya çalışarak "görme"yi seçenlerdir, ikincisini seçenler ise kensine verileni sorgulamadan "kaydetmeyi-ezberlemeyi" buna bağlı olarak "bakıp geçme" yi seçenlerdir. Ben çocukluğumdan beri sorgusuz sualsiz kabullenmeyi bir türlü içime sindiremediğimden iç huzuru da kolay yakalayamayanlardanım. Gördüğüm insanların bilhassa öğrencilerimin bakışında, gülüşünde, konuşmasında ya da suskunluğunda, öfkesinde, kıskançlığında ya da sınırsız şefkatinde farklı derinde yatan anlamlar olduğunu düşünür bilinçaltındaki veya yaşanmışlıklarındaki buzdağının görünmeyen yüzünü anlamaya gayret ederim böylelikle "yarınki yüzlerini" tahmin ederim. Javier Marias'ın "Yarınki Yüzün"ün ilk cildi olan  'Ateş ve Mızrak' kitabı bana yalnız olmadığımı hatta kitabın daha da ileriye giderek İspanyol çevirmen Jaime Deza'nın, insanların içyüzünü, maskelerin altında saklananı görmek konusunda özel yeteneğe sayesinde İngiliz Gizli Servisi’nde "insan tercümanı ya da yorumcusu" olarak çalışmaya başlamasını anlattığını okuyunca kitaptan çok çok etkilendim.  Eğer siz de benim gibiyseniz bu kitabı çok seversiniz, ama bir serüven peşinde koşmayı seven sabırsız, meraklı bir okuyucu iseniz bu kitaptan nefret edersiniz.
Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak
Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve MızrakJavier Marias · Metis Yayınları · 2013235 okunma
456 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
içe yolculuk
Nermin Yıldırım'ın "Ev" adlı romanı yoğun olduğunuz bir dönemde zihninizi dinlendirmek için, kalabalık bir yolculuk ortamında kulaklığınızı takıp ortamdan uzaklaşmak için güzel bir roman ancak kendinizi geliştirmek, zihninizi yorarak hayatınıza anlam katmak isterseniz bu kitap öyle çoook övüldüğü gibi muhteşem bir kitap değildi
Ev
EvNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20203,491 okunma
264 syf.
7/10 puan verdi
TEKİNSİZ BİR DÜNYA
Beni burada takip edenler bir  Murat Gülsoy hayranı olduğumu elbette bilir.Murat Gülsoy'un yazarlığının yanında eleştirmenliğine ve entellektüel birikimine de hayranım. Bu yüzden seminerlerine katılırım, Ayfer Tunç'la "Diyaloglar" ının sıkı bir takipçisiyim. Kızım onun yaratıcı yazarlık kurslarından çok memnun kaldı kısaca
Belirsiz Bir Ânın Kıyısında
Belirsiz Bir Ânın KıyısındaMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2021273 okunma
856 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
SARSAN, HIRPALAYAN BİR KİTAP
Son raddede isimlerin önemi yoktu, onlar ambalajdı ve eğer eğitimsiz insanların içerikleri daha kolaylıkla tanımlamalarına yarıyorlarsa, adalet ve adaletsizlik, özgürlük ve baskı, özgürleşmiş toplum ve sınıfçı toplum demek yerine Tanrı ve şeytandan bahsetmek aynı şeydi.                                  Dünya Sonu
Dünya Sonu Savaşı
Dünya Sonu SavaşıMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 202178 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
YÜREĞE DOKUNAN BİR HİKAYE
Eseri okuduktan sonra Magda Szabo’nun edebiyatımıza Iza’nın Şarkısı olarak çevrilen eserinin orijinal isminin “Pilatus” olduğunu öğrendiğimde küçük bir araştırmaya giriştim. Pilatus’un, Yahudilerin binlerce yıldır beklediği kurtarıcı Hz. İsa’nın halkı isyana teşvik etmek suçuyla yargılandığında mahkemeye başkanlık ettiğini, karısı Procula’nın rüyası üzerine “Ben İsa’nın kanını almam! Siz ne yaparsanız yapın!” diyerek yargılamada bulunmadığına inanıldığını ama verilen kararda sözlerinin etkili olmadığını öğrendim. [2] İza ile Pilatus arasındaki bağı düşündüğümde ise görünüşte anne ve babanın ölümüne neden değilmiş gibi görünse de romanın sonunda annenin ölümünde büyük rolü olduğunu, babasının ölümünü ise hızlandırdığını, herkesçe mükemmel bir insan olarak görülse de eşi Antal ve gözlem gücü yüksek yazar sevgilisi Domokos tarafından terk edilmesinde bencil kişiliğinin rolü olduğunu düşündüm. Yazımı kitabın arka kapağında yer alan 1946 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Herman Hesse ‘in sözleri ile tamamlamak istiyorum: “Magda Szabo’yu keşfettiyseniz altın bir balık yakaladınız demektir. Yazmakta olduğu bütün kitapları alın, ileride yazacaklarını da.” Altın balığı kaçırmamak dileğiyle…
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,452 okunma
Reklam
552 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
HERMANN HESSE BONCUK OYUNU
Tarih boyunca döngüsel bir süreçle tekerrür eden acımasızlığın, hırsın, açgözlülüğün hunharca sergilendiği savaşlarda ağızlarının kenarında milyonlarca masumun kanıyla zafer naralarıyla boy gösteren sözde kahramanların methiyeler yüceltildiği tarih sahnesinde kendini yalnız hisseden aydınlar,  diktatörlüklerin birey üzerinde tahakkümü ile nefes alamayan düşünürler kendilerine farklı farklı yollar çizmişlerdir. Kimi Albert Camus, Sartre gibi isyan etmiş varoluşsal bir direniş göstermiştir, kimi Tevfik Fikret gibi fildişi kulesine çekilip derin bir küskünlük hissiyle kendilerini toplumdan soyutlamışlardır kimi de Ahmet Haşim gibi olmayan zamanlarda, olmayan mekanlara göç etmeyi arzulamaşlardır. Olmayan zamanlarda, olmayan mekanlarda, hayali idealize edilmiş karakterle kurgulanmış metinler de aslında ütopyalardır. Herman Hesse de Bocuk Oyunu romanıyla bir ütopla kurgulamış sonra da o ütopyayı eleştirecek kadar da cesur davranmıştır.
Boncuk Oyunu
Boncuk OyunuHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 2020696 okunma
128 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
Aylak Adam romanı bir anlamda 14 sene sonra yazacağı “Anayurt Oteli” adlı romanının da yazılmasına vesile olmuştu. Kendisini Aylak Adam adlı romandaki B. karakterine çok benzeten bir kadın olan Serpil Gence adlı tiyatro oyuncusu bir hanım Yusuf Atılgan ile mektuplaşmaya başlamış, bu mektuplaşmalar Serpil Gence ile Yusuf Atılgan arasında duygusal bir bağ da oluşturmuştu. Yazar, Anayurt Oteli adlı eserini büyük ölçüde Serpil Gence’nin anlayabileceği şifreler ile yazmış, Anayurt Oteli yayımlandıktan üç sene sonra da bu bayanla evlenmişti. Bu nedenle Yusuf Atılgan, bu romanını yalnızca kendisi ve Serpil Gence’nin çözebileceği şifrelerle yazmış ve bu romanını da Serpil Gence’ye ithaf etmiştir.
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202330bin okunma
376 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiir nedeniyle çar tarafından Sibirya’da hapse mahkum edilir. Hapis cezasını bitirdikten sonra anılarını kaleme aldığı “Ölüler Evinden Anılar” adlı kitabı yazar. Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını ama yanıldığını burada anladığını belirtir. yazar, “kara halk” olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları çözümlemeye ve kendi iç dünyasının derinliklerine inmeye başlar. Dostoyevski hapishanedeki bir köpeğin yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. köpek mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar. Köpek şaşkın şaşkın ona bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. o günden sonra köpek Dostoyevski’yi her gördüğünde ondan kaçar. Ruhu köleleştirilmiş bu köpek bir sevgi açıdır. Bu durum insanlar için de geçerlidir. Hayatları boyunca haksızlığa ve kötü davranışlara uğramış sevgi açları iyi bir davranışla karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını bilemezler. Bazen kötü davrandığınız insanlar size tapar, bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder. Böyle insanların gözünde onları aşağılamanız onlar için bir beklentidir. Sizi gözlerinde yüceltirler. Eşit ve iyi davrandığınızda ise onların gözündeki değeriniz birdenbire düşer..
Ölüler Evinden Anılar
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,6bin okunma
400 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bir başka tutunamayanın hayatı daha
Romandaki Guguk kuşu, romanda, özgür ruhu temsil eden bir sembol şeklindedir. Guguk kuşunun bu rolünü anlamak için guguk kuşunun doğadaki hayatını anlamak gerekmektedir. “Dişi guguk kuşu doğada yumurtalarını başka bir kuşun yumurtalarının yanına bırakır. Bunun için seçtiği bir yuvayı uzun süre gözetler. Yuvanın sahibi kuş uzaklaşınca, hemen yuvaya gizlice bir yumurta bırakır. Bu arada yuvadaki yumurtalardan birini de yok ederek durumun fark edilmesini önler.” Romandaki Ken Kesley de tıpkı bir Guguk Kuşu gibi toplumun dışına atılmış bireylerinin yerine geçmiş bir adamdır. Romandaki Ken Kesley, dünyaya geldiklerinde başka bir kuş, yuvaya aykırı yabancı bir tür oldukları anlaşılınca dışlanan guguk kuşlarını temsil etmektedir Çağdaş düzen de yavrularını yiyerek, tüketerek, onları yola getirmeye çalışarak, düzene uymayanı evcilleştirmek için çok çeşitli sistemler üreterek ayakta durabilmektedir.
Guguk Kuşu
Guguk KuşuKen Kesey · Nemesis Kitap Yayınevi · 20181,617 okunma
800 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
KEVİN CARTER’İN HAZİN SONU
Mark Z. Danielewski’nin Yapraklar Evi’nde yer alan Navidson karakteri gerçek yaşamdan Kevin Carter’ın hikayesinden esinlenilerek yazılmıştır. Kevin Carter Güney Afrika iç savaşında fotomuhabiri olarak çalışan bir fotoğrafçıdır. Bu görevdeyken birkaç arkadaşıyla birlikte Bang-Bang Club isimli fotoğrafçılık kulübünü kurar. İç savaşın acı
Yapraklar Evi
Yapraklar EviMark Z. Danielewski · Monokl Yayınları · 2018132 okunma
400 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
TÜRK FİLMİ SEVENLERE TAVSİYE
Nobel edebiyat ödülü alacak kadar iyi bir roman olduğunu düşünmüyorum ama sürükleyici bir roman; ne zaman başladım, ne zaman bitirdim bilemedim; kitap akmış gitmiş. Klasik Türk filmlerini hatırlatan, platonik bir aşkın hikayesi, alt metinde ise 1960’dan 1980’lere uzanan Peru tarihi olayları da bu aşk hikayesine eşlik ediyor. Ayrıca 1960’ların çılgın hippileri ile de kısa bir süre geçiriyorsunuz, bu bölümleri okurken gidip bir duş alasım geldi desem yalan olmaz. Ayrıca yazar okuyucuyu; Lima, Paris, Londra, Tokyo, Madrid gibi şehirlerde turistik bir geziye çıkarmayı ihmal etmemiş. Bir bakıyorsunuz, Paris’in ünlü bistrolarında kahve içiyorsunuz, bir bakıyorsunuz Londra’nın en zengin aileleri ile at çiftliklerinde lüks bir hayatın içindesiniz. Tokyo’da mafyanın uyuşturcu, seks ve illegal hapları üçgeninde hırpanmış, kullanılmış ve psikolojisi altüst olmuş Hınzır kızla kendinizi berbat hissederken, onu bitmeyen aşkla seven Ricardo’nun şefkati ve vefasıyla korunmuş kollanmış hissediyorsunuz. Kitap, sinematografik bir yapıya sahip, yazarın betimlemeleri o kadar ince detayları barındırıyor ki kendinizi o mekanda, o zamanda, o karakterle dip dibe hissediyorsunuz. Kitap okur gibi değil de film seyreder gibi hissediyorsunuz kendinizi, işte bu yüzden bu kitabın mutlaka filminin çekileceğini düşünüyorum. Keyifle, kendinizi hiç yormadan bir kitap okumak isterseniz bu kitaba şans verebilirsiniz diye düşünüyorum.
Hınzır Kız
Hınzır KızMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 2019143 okunma
Reklam
288 syf.
4/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitabın ismi ile müsamma bir ruh halindeyim: Keşke okumasaydım...
Mevlana’dan, mitolojiden bilge sözler ve hikayeler iliştirilmiş, bilindik bir Türk filmi kıvamında aşk romanı . Nörobilim üzerine bilgilerde üzerine tuz biber olmuş. Bir de hatırı sayılır yazar, şair ve film ismi de geçince entelektüel yükü ağır bir izlenimi verilmeye çalışılmış lakin oldukça sığ bir kitap olmuş. Sözde feminist bir dille yazılmış ama kadın alttan alta hep aşağılanmış, kadın aşık olduğunda nasıl salaklaşır, nasıl kul köle olur, nasıl onca aşağılanmaya rağmen sevmeye devam eder üzerinden uzun methiyeler düzülmüş. Bir önceki okuduğum kitap biraz yorucu olduğu için, kafam boşalsın diye okudum ama dolu kalsa daha iyiydi diye düşünüyorum. Peki sevmediysen niye okudun kardeşim diye soruyorsanız cevap çok basit: Ayşegül Koçabıçak’ın bundan önce yazdığı üç hikaye kitabını okudum ve çok sevmiştim ona binaen bu kitabı da severim ümidiyle başladım. Anlaşılan yazar hikayecilikteki başarısını roman yazarlığında pek de gösterememiş.
Keşke Koleksiyoncusu
Keşke KoleksiyoncusuAyşegül Kocabıçak · İthaki Yayınları · 202090 okunma
968 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
42 günde okudu
Nietzsche
Büyük bir filozof muydu yoksa amansız bir deli miydi? Hitlerin hoyrat fikirlerinin hamîsi miydi? Uzun yıllar bu sorulara yanıt aranmış, farklı cevaplar verilmiş. Bu eser tüm bu sorulara objektif bir biçimde cevap veren, yazarın yorumlarının da dahil olduğu 847 sayfa olan çok kapsamlı bir eser. Nieztsche’nin biyografisi oluşturulurken, hayatı,
Nietzsche
NietzscheJulian Young · İş Bankası Kültür Yayınları · 2015139 okunma
483 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Soluk soluğa bir polisiye
“Gereon Rath’ın İkinci Vakası” birici kitaba göre daha iyi bir kitaptı bence. Yine kitabı soluk soluğa heyecanla okudum. Ancak “tarihi polisiye roman” tâbirini hak ettiğini söyleyemem. Kominist ve aşırı milliyetçi grupların adî bir suç üzerinden çatışmalarının altındaki siyasi çekişme keşke daha detaylı anlatılsaydı. O zaman “tarihi polisiye” ismini daha çok hak ederdi. Polis teşkilatı içendeki çekişmelerin ve siyaset-polis ilişkisinin işlenmesi de daha derin olabilirdi.
Sessiz Ölüm
Sessiz ÖlümVolker Kutscher · İletişim Yayınları · 201843 okunma
168 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Dostoyevski’nin diğer kitaplarını gözününde bulunduracak olursak oldukça vasat kalıyor bu kitap. Kısaca ehven-i şer diyebiliriz. Sırada Dostoyevski’nin diğer kitapları var. Aslında bir çoğunu okudum ama Dostoyevski biyografisini okuduktan sonra hepsini tekrar okumaya karar verdim. Ne de olsa Dostoyevski’nin nazarımda yeri bambaşkadır.
Ev Sahibesi
Ev SahibesiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210,4bin okunma
277 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
PETERSBURG ‘LU USTA
Bu kitabı okumadan önce Dostoyevski’nin eserlerini bilmenin yetmeyeceğini, Dostoyevski’nin hayatına, yaşam felsefesine ve o dönemin Rusya’sının sosyal, siyasi yaşamına vakıf olmak gerektiğini biliyordum. İşte bu yüzden Coetzee’nin 200 sayfalık kitabını okumadan Joseph Frank'in beş ciltlik, 856 sayfalık anıtsal çalışması; “Dostoyevski Çağının
Petersburg'lu Usta
Petersburg'lu UstaJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 2020135 okunma