Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seralla

109 syf.
7/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
İnsanlığımı Yitirirken, yazarın otobiyografisinden yola çıkarak yazdığı bir romandır. Kitabın baş karakteri Yozo'nun çocukluktan gençliğine kadar anlattığı hatıratını, bu geçen yıllar içerisinde insanlığını kaybetme noktasına nasıl geldiğini okuyoruz. Yozo varoluşsal krizlerle erken yaşta tanışmış, hayatı, toplumu, insan ilişkilerini ve kendisini sürekli sorgulayan bir karakterdir. Bu sorgulayışların sonucu onu içsel bir yalnızlığa iter. Yozo yaşamaktan ve insanlardan daha çocuk yaştayken korkmaya başlar ve insanların arasında var olabilmek için kendisine arkasına saklanabileceği bir soytarı karakteri yaratır. Yalnızca bu karakterin ardına saklanarak insanlar arasında var olabilmektedir. En büyük korkusu ise bu maskesinin bir gün düşmesi ve gerçekte yaşadığı korkaklık ve yalnızlık duygusunun fark edilmesidir. Şiddetle korktuğumuz her şeyin gerçekleşme olasılığını daha çok artırdığımız düşünülürse Yozo'nun maskesinin bir gün düşeceğini tahmin etmemiz zor değil. Yozo hayata bağlanamamış, yaşamayı becerememiş bir karakterdir. "Yaşamım utançlarla doludur. İnsan yaşamının ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yok." diyor. Roman, 1948 yılında yayımlanıyor ve yazar kısa bir süre sonra intihar ediyor. Romanın otobiyografik özellikler barındırdığını düşünürsek kitabı Dazai'nin intihar mektubu olarak yorumlayabiliriz. Nitekim, romanın her satırındaki utanç, öfke ve umutsuzluk ile kelimelere dökülen ağır depresyonu net bir şekilde görebiliyoruz.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · Sel Yayıncılık · 202034bin okunma
Reklam
268 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitap, Otuzlu yılların Ankarasının bilinmeyen bir semtinde bir apartmanda oda tutan birbirinden farklı karakterdeki insanların birarada yaşama hikayesini konu alıyor. Kitap, adını roman boyunca öğrenemediğimiz karakterin apartmanda bir oda kiralamasıyla başlıyor ve karakter orada tanıdığı ve hikayelerine ortak olduğu insanları kendi gözlemleriyle anlatıyor. Roman diyalogların fazla olması sebebiyle kolay okunuyor ve akıcı ama bana bir romandan çok tiyatro metni okuyormuşum hissi verdi. Bolca karakter var, birçoğu yüzeysel anlatılmış, derinleşememiş. Dönemin insan profilini ve yaşam kültürünü olduğu gibi yansıtması açısından değerli bir roman ama yazarın anlatım dili sanatsal bir metin olmaktan çok uzaktı. Kitabı çok beğenerek okuduğum söylenemez.
Ayaşlı ile Kiracıları
Ayaşlı ile KiracılarıMemduh Şevket Esendal · Bilgi Yayınları · 20215,9bin okunma
280 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kitap, TED videolarını da referans alarak, topluluk önünde konuşmanın sırlarından bahsediyor. TED videolarının bu kadar popüler olmasının sırrı neydi; şans mı yoksa uzun saatler süren çalışmalar mı? Yazar Gallo, bu kitabı yazdığına göre belli ki şansa inanmıyor. Peki topluluk önünde etkileyici konuşmanın, kitlelere ulaşan ve insanların kolay kolay unutamayacağı bir konuşma yapmanın sırrı nedir? İşte kitapta yazarın dokuz başlıkta topladığı bu sırları okuyoruz. Uzun araştırmaların ve deneyimlerin, gerçek hikayelerle desteklenerek sunulmuş olması bu kitabı çok değerli kılmış. Oku kenara at kitabı değil. Zaman zaman iletişim konusunda sıkıntı yaşandığında tekrar karıştırılacak bir başucu kitabı. Bu kitabın okuyucuya en büyük katkısı cesaret olacaktır. Kitabı bitirdiğinizde hem akılda kalıcı sunum yapmak hem de bir insanın sıkılmadan sunumunuzu dinlemesi için ne yapmanız gerektiği bilgisiyle donanıyorsunuz ve bu bilgi okuyucuya eminim ki cesaret verecektir. Kitabı topluluk önünde konuşan veya konuşmaya hazırlanan herkese tavsiye edebilirim. İçinde yer alan başlıkları fikir vermesi için buraya bırakıyorum: sır #1: içinizdeki ustayı çıkarın sır #2: hikaye anlatma sanatında ustalaşın sır #3: sohbet edin sır #4: bana yeni bir şey öğretin sır #5: ağızları açık bırakan anlar yaratın sır #6: neşelenin sır #7: 18 dakika kuralına bağlı kalın sır #8: çoklu duyusal deneyimlerle zihinsel bir resim boyayın sır #9: şeridinizde kalın
Ted Gibi Konuş
Ted Gibi KonuşCarmine Gallo · Aganta Kitap · 20152,760 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
144 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Aslı Erdoğan'dan okuduğum üçüncü kitap oldu. Dili her zamanki gibi sade ama basit değil, yoğun ama zor değil. Bunu nasıl başarıyor gerçekten çözemedim. Yaşadığım yüzyılda beni en etkileyen yazarların başında geliyor. Kitaba gelecek olursak, kitap baştan başa tam bir Rio. Ama medyada gösterilen görkemli karnavalların düzenlendiği, futbol başarılarının kutlandığı gösterişli karelerin aksine tekinsiz, eli silahlı adamların sokaklarda rahatlıkla gezdiği, hastalıkların, ölümün, uyuşturucunun, fuhuşun yaşam tarzı olduğu, insanların sefalet içinde kimliksiz yaşadığı gerçek Rio...Romanın baş karakteri olan Özgür, Rio'nun tekinsiz sokaklarında var olmaya hatta belki içten içe yok olmaya çalışırken bir yanda da Kırmızı Pelerinli Kent adını verdiği romanını yazmaya çalışıyor. Varlıklı bir aileden gelen Türk kızı Özgür, Rio'da parasız ve tek başına, favela adını verdikleri gecekondu tarzı bir mahallede yaşamını anlamlandırmaya çalışıyor. Romanın ruhsal olarak ağır bir havası var ama yazarın dili kitabın rahatlıkla okunmasını sağlıyor. Bu kitabı entelektüel birikimi yüksek, yetişkin ve belli bir duygusal olgunluğa erişmiş kişilere tavsiye edebilirim. Herkesin beğenebileceği bir kitap değil.
Kırmızı Pelerinli Kent
Kırmızı Pelerinli KentAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 20121,293 okunma
126 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Genç Werther'in Acıları mektup tarzında yazılmış bir kitap. Werther'in evli bir kadına olan karşılıksız aşkı ve bu süreçte yaşadığı ruhsal bunalım anlatılıyor. Bu kitap Goethe'den okuduğum ilk kitaptı. Yazarın genel dil ve anlatımı çok etkileyici ama bu kitapta çok gösterememiş gibi hissettim. Yer yer anlatım çok etkileyiciyken yer yer üstünkörü bir anlatım tercih edilmiş. Hikayede kopukluklar vardı. Hikayenin içine çok giremedim. 'Bu mu acı, hani melankoli?' diye sorgulayarak okudum. Yazar aşkı da aşk acısını da hissettirememiş bence. Daha önce Victor Hugo'nun
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
adlı kitabını okumuştum. Yazar, okuyucuyu karakterle birlikte adım adım idama götürmüştü. Karakterin içinde yaşadığı tüm çaresizliği, sıkıntıyı ve bunalımı okuyucuya yaşatmıştı ama bu kitaptan aynı etkiyi yakalayamadım. Hiçbir iz bırakmayan kitaplar listemde yerini aldı. Yazarın diğer kitaplarına bakacağım.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,1bin okunma
Reklam
279 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Cehenneme Övgü 1980'li yıllarda yazılmasına rağmen hala güncelliğini koruyan bir düşünce kitabı. Yaşadığımız toplumla ve daha da önemlisi kendimizle yüzleşmeye açık bir çağrı niteliğinde. "İnsan özgür mü?", "İnsan toplum içinde ne kadar özgür olabilir?", soruları kitabın genel anlatımını oluşturuyor. Bu kitap insanın varoluşunu sorgulatıp kendini anlamaya bir adım daha yaklaştıracak cinsten bir kitap.
Cehenneme Övgü
Cehenneme ÖvgüGündüz Vassaf · İletişim Yayınları · 20209,9bin okunma
155 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Kitabın adından da anlaşıldığı üzere idama mahkum edilmiş bir mahkumun son gününü karakterin kendi ağzından okuyoruz. Victor Hugo, bu kitabı 1829 yılında idam cezasına çok sert bir tavırla karşı çıkmak amacıyla yazmış. Kitapta yazdığı ön söz en az kitap kadar çarpıcı söylemlerden oluşuyordu. Yazar, dönemin sosyal ve politik durumunu tumturaklı cümlelerden uzak bir biçimde anlatmış. "Yargılayanlar ve mahkûm edenler ölüm cezasının toplumdan kendisine zarar veren ve daha sonra da zarar verebilecek olan birini uzaklaştırmanın önemi nedeniyle gerekli olduğunu söylüyorlar. Sadece bu söz konusu olsaydı, müebbet hapis cezası yetecekti. Öldürmek neye yarar? Hapishaneden kaçılabileceğini söyleyerek itiraz edeceksiniz, öyle değil mi? Nöbetçileriniz görevlerini iyi yapsınlar. Demir parmaklıkların sağlamlığına güvenmiyorsanız, hayvanat bahçelerini açmaya nasıl cesaret ediyorsunuz? Zindancının yeterli olduğu yerde cellata gerek yoktur. İnfazların gösteri haline dönüşmesinin beklenen etkiyi yaratmadığını, halkı eğitmediğini, içindeki bütün duyarlılığı ve erdemi yok ettiğini ileri sürüyoruz. Bu infaz kime örnek olur? Bu adamın boynunu kestiğiniz darbenin sadece onu öldürdüğünü, babasının, annesinin, çocuklarının bu durumdan hiç etkilenmeyeceğini mi sanıyorsunuz? Hayır, onun kellesini uçururken bütün ailesini de öldürüyorsunuz. Ve yine masumları yok ediyorsunuz. Size bütün bu adamların yaşamasının bize ne zararının dokunacağını soruyorum. Fransa'da herkesin solumasına yetecek kadar hava yok mu?"
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo · Can Yayınları · 2018120,7bin okunma