Ters köşe olduğum bir kitap diyebilirim. sol kesimin Abdülhamid için görüşlerini biliyorum, hatta günümüzde bir espri var; “sen Abdülhamid’i savundun” diye… Ne yalan söyleyeyim hiç böyle bir kitap beklemiyordum. Daha önce yazarın yine sarayla ilgili engereğin gözü kitabını okumuştum, ve oha bunlar doğru olamaz demiştim. Abdülhamid’i anlatan bu kitabında da aynı şeyleri bekliyordum. Ama her romanını severek okuduğum yazar bu eserini yazarken bence Abdülhamid’e hayran olmuş. Abdülhamid’in saltanatından önce Avrupa seyahatinden, tahta çıkmasından, uyguladığı sansür, kurduğu hafiye teşkilatı, sürgüne gönderilmesi, orada yaşananlar, maiyeti, çocukları, hanımları, annesi ve onun rahatsızlıkları ile ilgili pek çok bilgi akıcı şekilde anlatımış. Bazı yerlerde gözlerim doldu, bazı yerlerde ağzım açık kaldı. Çok büyük sultanmış Abdülhamid. Kitap yayınlanmadan birkaç gün önce yazarın yayınevinin instagram sayfasında bir açıklaması vardı; “ bu kitabı ne sağcılar ne solcular kimse yalanlayamaz, çünkü kaynaklarım çok sağlam” demişti. Kitabın sonunda da yerli yabancı pek çok kaynak ismi verilmiş. O kaynaklardan bende bir kaç tane seçtim, ilerleyen zamanlarda okuyacağım. Okudukça ne kadar cahilim diyorum. Ben “kaplanın sırtında” kitabını çok beğendim, tavsiye ederim.
Bu sosyal medya bizi medya maymununa dönderdi,bunu z kusagindan bir kardeş yapsa çok görmeye kendimde bir sebep bulamazdım ama bir lise arkadaşım daha annesi öleli iki hafta olmamış storyler atıyor falan yahu biz hangi toplumda yaşıyoruz kesinlikle kınama amacım yok sadece bu yozlaşma sosyalleşme ile karıştırılıyor,hayir git sosyalleş ama bunu göstermeye ne gerek var, benim kızgınlığım bu duruma
...
Benim babam ölünce biz ailecek iki sene kendimizi toparlayamadik bizde mi bir tuhaflık var anlayamadım?