Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mavi

115 syf.
·
Puan vermedi
#Ecel #CengizYantır #CiniusYayınları #Sevtaplaokuyoruz Kaderimiz daha biz dünyaya gözlerimizi açmadan yazılıdır alnımıza. Sonucu değiştirmek mümkün olmasa da bazen aklı ve gücü ile sonuca ulaşma yollarını değiştirebilir insan. Ece de kötü kaderi ile doğmuş bir bebekti. Doğumunda ölen annesi Ece'nin de kader yolunu çizmişti aslında. Annesinin eceli olarak içten içe hep ondan nefret etmiş babası ölünce, teyzesi tüm iyi niyetiyle ona sahip çıkmaya çalışsa da kocası ile ilgili gerçekleri görememiş, anlayamamıştı. Anlatsa da kimseyi inandıramayacağını bilen Ece çıkış yolunu üniversitede buldu. Hem çalışıp hem okumayı seçti. Başarılı bir avukat olmak isterken, beklenmedik sürpriz olaylar Eceyi bambaşka dünyalara götürdü. Akıcı dili, güzel düşünülmüş olay örgüsü ile bir nefeste okuyup, bitireceğiniz bir kitap. Ece'nin hayatına, yaşadıklarına ortak olmak isterseniz tavsiyemdir, okuru bol olsun.
Ece’l
Ece’lCengiz Yantır · Cinius Yayınları · 202240 okunma
Reklam
115 syf.
·
Puan vermedi
Ece’l
Ece’lCengiz Yantır
9/10 · 40 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
382 syf.
·
Puan vermedi
#okuduklarımdan İnsan, zaman ve saat... Aslında gün içinde ve ömrümüzün sonuna kadar bir şekilde kendisiyle yarıştığımız "Zaman"ın farkına varmaktı Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü okumak. Kitabın baş kahramanı Hayri İrdal'ın hayatını anlattığı eserdir. Ustası Nuri Efendi için söylenecek tek şey ise "zaman filozofu" Kitaptaki diğer karakterlerin çokluğu duyguların insanlara, insanların duygulara dönüşmüş haliydi bana göre. Pasif karakterli bir insan olan Hayri İrdal ve tam zıttı denebilecek Halit Ayarcı'yı bir araya getiren kader ile ülkenin içinden geçmekte olduğu toplumsal olayları da karakterler üzerinden hayranlık uyandıracak şekilde anlatmayı başarmış yazarımız. "İnanmak başarmanın yarısıdır" sözünü kanıtlarcasına ilerlerken, kişisel menfaatler söz konusu olduğunda herkesin bir anda ortadan kayboluşunun da resmediliyor olması üzücü gerçeklerden. Artık daha farklı şekilleriyle kullanılan ya da kaybolup gitmiş kelimeler ile anlatılsa da sıkıcı değil, öğrenme arzusunu artıracak bir şekle bürünmüş. "Edebiyat ne güzel şey" dedirtiyor insana. Akıp giden, sıkılmayacağınız, sürekli kendinize sorular soracağınız bir kitap. Tavsiyemdir.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,6bin okunma
95 syf.
·
Puan vermedi
#okuduklarımdan Ugur Ukut Hocam'ın yüreğinden kalemine, kaleminden kağıda dökülen, birbirinden şahane şiirlerinden oluşan ve yeni çıkan şiir kitabıyla geldim bugün sizlere. Önceki şiir kitabını da okuyan bir okuyucu olarak bu kitapta da, daha öncekinde olduğu gibi Anadolunun bağrında yetişen ozanların tadı ve kokusunu aldığımı çok rahatlıkla söyleyebilirim. Aşktan, özlemden, hasretten ve sistem eleştirisinden bahseden şiirler, gönül telinize dokunmayı bir şekilde başarıyor. "Şiir okunduktan sonra, artık okuyucuya aittir. Nereye yakıştıracağı okuyucunun işidir." diyen sözü doğrulayacak nitelikteki şiirleri okuyunca ne anlatmak istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Yazarımızın, şairimizin kalemi daim, okuru bol olsun.
Rüyadan İbaret
Rüyadan İbaretUğur Ukut · Mavi Nefes Yayınevi · 016 okunma
Reklam
352 syf.
·
Puan vermedi
#okuduklarımdan "Her şey sıfırın altında başlar. Kar maskeleri geçirildikçe başların etrafına, gerçek yüzler ortaya çıkar. İnsan saklanınca kendisi olur. Kalın kumaşlara gömülünce çıplak kalır. Her şey sıfırın altında biter. Hayaller de, gerçekler kadar buz tozuna dönüşünce." Hayaller mi, gerçekler mi buz tozuna dönüşür bilinmez ama hem tarihe yapılan yolculuk, hem romandaki karakterlerin ustaca görevlendirilmesi, hem de belki herkesin bilip de bir türlü dile getiremediği ama içinden çokça geçirdiği, sistem eleştirilerinin de bolca yapıldığı; akıcı, sürükleyici ve muhteşem bir anlatım üzerine; "ne dense, az kalır" diye düşünüyorum. Edebiyatın güzelliğinde farklı bir dünyaya açılmak isteyen herkese kesinlikle tavsiye ediyorum.
Ziyan
ZiyanHakan Günday · Doğan Kitap · 20195,1bin okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
Hem geleceği, hem geçmişi; bugünle beraber aynı anda yaşayabilen Melek, tarih bölümü tez hazırlığı içindedir. Bu tez araştırması onu 3. Alaeddin Keykubat'ın üç kızı ile birlikte Karahisar-ı Sahip'e (Afyonkarahisar) götürür. Selçuklu'nun bitip Osmanlı'nın kurulduğu yıllarda Moğol istilasından kaçarak Karahisar-ı Sahip Beyliğine sığınan üç Sultan kız kardeşin yaşamları ve onların yaşadıklarına yüzyıllar sonra üniversite tezini yazarken o gün yaşanıyormuşcasına derinden hisseden Melek. Ugur Ukut Hocamın hediyesi olan bu kitapta da farklı bir kurguyla Kadınanaların nereden kaçtıkları, neden kaçtıkları, kaçarken ve sonrasında yaşadıkları olaylar anlatılıyor. Kadınanaların kendilerine sahip çıkan şehir ve halkına yaptıkları yardımlar, bu günlere kadar efsaneleşip dilden dile dolaşan iyilikler, hayatlarını devam ettirmeleri için babalarından kalan miraslarını hiç çıkar gözetmeden tamamen şehrin yararına kullanmış olmaları, bu günlerde bile inanılmaz geliyor olsa da, yapılan köprü, mezarlık, çeşme ve tarih bunları doğruluyor. Yazarımız ve @Uğur Ukut Hocam'a bize bu güzel insanları tanıttığı için tekrar teşekkür ederim. Tavsiye ederim.
Efsane Kadınlar
Efsane KadınlarMürşide Oklu Ayhan · Ataç Yayınları · 05 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Selçuklu'nun yıkılıp, Osmanlı'nın kurulduğu yıllar... Anadolu'nun bağrında bıçak gibi saplı duran Moğol belası etrafta kol geziyor... Kimin kime gücü yeterse ezip geçtıği korku ve kan dolu bir dönem. Ve Selçuklu Hanedanına mensup, Moğol askerinin peşinde olduğu, saklanması gereken gencecik üç kız kardeş... Kolay değil, gönül fatihi olabilmek, kolay değil Kadınana olabilmek. Kolay değil sana sahip çıkana, sonsuz emeklerle çıkar gütmeden kat kat karşılığını verebilmek. Kadınana; Sadece cinsiyeti ifade etmeyen, kadını yücelten, ululaştıran bir sıfattır. Cesur, becerikli, güzel ve Allah dostu hanımlara verilir. Ugur Ukut Hocam tarihimizde örneklerine çok rastlayabileceğimiz bu Kadınanaları araştırmaları ile birlikte öyle güzel kurgulayıp harmanlayarak bize sunmuş ki, dönemin tüm yaşam zorluklarına rağmen okurken "keşke ben de o devirde yaşayıp, bir işin ucundan da ben tutabilseydim" demekten kendinizi alamıyorsunuz. Üç kız kardeş kendilerine sahip çıkan halka ve Bey'e öyle bir vefa borcu ödüyorlar ki, kalbinde kötülük barındıranlar bile imâna geliyor. Kimbilir saklı gizli kalmış ne hikayeler var nerelerde? Bu coğrafyaya ait bir parça olmakla bir kez daha gurur duyuyorsunuz okurken. Kötüler elbette olacak ama seçim bizim. İyilik ve iyilerin yanında olursak her zaman iyilik kazanacak. @Uğur Ukut Hocam kaleminiz daim, okurunuz bol olsun. Kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap.
Gönül Fatihleri Kadınanalar
Gönül Fatihleri KadınanalarUğur Ukut · Mavi Nefes Yayınları · 026 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
Savaş; hangi devirde, hangi zamanda yaşanırsa yaşansın, yaşattığı zulümler ve çekilen çileler hep aynı olmuş. Zaman değışmiş, mekan değişmiş, ölenler, öldürülenler değişmiş ama acılar hep aynı kalmış. Bu acıları en çok çeken de, en derinden hisseden de genelde analar olmuş. Hem evinin erkeklerini savaşa göndermek zorunda kalmış, hem de geride
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,4bin okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
"En önemli şey kişinin tarihidir. Çünkü tarih hep tekerrür eder. Dayak yiyerek büyüyen biri döver veya yeniden dayak yiyebilmek için farkında olmadan çok uğraşır. Kavgalı ortamda büyüyen kavga eder çünkü bunu öğrenmiştir. Mutluluğu görmemişse, yaşamamışsa kendi bunu yaratamaz. Hırs, intikam, suçluluk duygusu, aşağılanma varsa tarihinde kendisi de bunları yapacak veya kendine bunların tekrar tekrar yapılması için çanak tutacaktır. Suçlanmışsa suçlayacak, aşağılanmışsa aşağılayacak, aldatılmışsa aldatacak, hakkı yenmişse o da hak yiyecektir." Suskun mu suskun, çirkin ve huysuz bir kızın susmasıyla tarihe ışık tutmuş bir çok olay terapistin ağzından dökülürken, zamanla suskun kızın acılarının dile gelmesi ve bu çirkin kızın küllerinden yeniden doğuş hikayesine tanık olacaksınız. Genç Firavun Tutankamon'un esrarı, Hitler ve Freud'un kişiliklerinde gücün analizi, 18. yüzyılda adına "Fısıltı Sanatı" dedikleri evli kadıların aşk ilişkileri, Çariçe Katerina'nın çamaşırcılık ve hayat kadınlığından başlayan tılsımlı yazgısı, Eva Peron'un ve Prenses Süreyya'nın hüzünlü hayat hikayelerinin ışığında; Gülseren Budayıcıoğlu'nun terapiye gelen hastalarından biri olan Âlâ'nın, bir çok hastasının ve terapistin samimi duygularını da yansıttığı hüzünlü ama güzel bir kitap.
Hayata Dön
Hayata DönGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 202011,8bin okunma
303 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.