"Bir şeyleri sevmek istemiyorum," diye itiraf ettim. "Bir daha kimse bana o makarnadan yapmayacak. Bir daha o takıları takmayacağım. Buraya alışamam ya da sevemem çünkü sonsuza kadar burada kalmayacağım. Sen hep istediğin şeylere sahip olmuşsun, hiç istediğin ama ulaşamadığın bir şey olmamış, hiç sevdiğin şeyler elinden alınmamış, bunu nasıl anlayacaksın ki?"
O zaman güzel bir şeyler söyle bakalım; daha önce söylenmemiş sözler. Öyle çıldırasıya sevmek, uğruna ölmek, yürek parçalanması, vurgun yemişe dönmek, ilk bakış falan gibi saçmalıklar yok ama, tamam mı?
sonunda güldürür hayat insanı
sevmek güldürür
kavuşmak güldürür
özlemek güldürür
gözlerine bakmak güldürür
aynı hissetmek güldürür
aynı dili konuşabilmek güldürür
varlığı güldürür
yokluğu ise öldürür
biz birbirimize gülmeye
sonsuzluğun içinde
aynı cümlelerde var olmaya devam edelim
Sevmek bir eylemdir edilgen bir duygu değil. Bir şeyin içinde olmaktır bir şeye
kapılmak değil. En genel biçimiyle sevmenin etkin yapısı, sevmenin almak değil öncelikle vermek olduğu biçiminde tanımlanabilir.
Ne güzel şey hatırlamak seni :
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında vakur yumuşaklığı
canımın içi İstanbul toprağının ...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti ...
Onu ürkek süzer sevmek istedikleri,
Ya da, sessizliğinden aldıkları güçle,
Araştırırlar canını yakacak yeri,
Ve yavuzluklarını denerler üstünde.
Onun ağzına özgü şarapla ekmeği
Külle, pis tükürüklerle karıştırarak,
İkiyüzlüce atarlar değdiği şeyi,
Bir suçtur onlara bastığı yere basmak.
Karısı gider her yerde haykıra yakına:
- "Tapacak güzellikler buluyor ya bende,
Çalışacağım eski putlar sanatına,
Yaldızlarla bezenerek istiyorum ben de;
Ve geçeceğim kendimden günlük, ıtır, misk,
Yaltaklık, et ve şaraplara gömülerek,
Söküp atar mıyım diye benimle esrik
Gönülden tanrısal saygıları gülerek!
Canınada yetince bu dinsiz eğlenceler ,
İnce, berk elimi koydum mu üzerine,
Tırnaklarım, kartal tırnaklarına benzer,
Bir yol açabilecektir ta yüreğine.
Bir yavru kuş gibi titreyen ve çırpınan O yüreği bağrından kıpkızıl sökecek, Ve, kurtulsun diye köpeğim açlığından, Fırlatıvereceğim yere, hor görerek!"
" Oğuz Atay' ın ' Gömleğinin tüm düğmelerini yanlış iliklemek gibidir bazı insanları sevmek. En başından beri hata yaptığını sonuna gelmeden anlayamıyorsun. ' dizelerindeki gibidir aşk.
Fakat üstümüze giymişiz bir kere, düğmelerini yanlış da iliklesek gömlek bizim gömleğimiz. Varsın yakası bağrı açık olsun... "
-Ozan-