Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seyircijapon

Seyircijapon
@seyircijapon
9 okur puanı
Nisan 2019 tarihinde katıldı
Seyircijapon
@seyircijapon·Bir kitabı okumaya başladı
Hendek
HendekHerman Koch
7.5/10 · 130 okunma
Reklam
384 syf.
·
Puan vermedi
Hamnet
HamnetMaggie O'Farrell
8.4/10 · 653 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
129 syf.
·
Puan vermedi
“Olduğunu sandığı kişiye tutunup asla sınırlarının dışına çıkamayan insanlar için üzülüyorum artık. “Ben şöyle biriyim, ben böyle biriyim” diye boyuna konuşmalarına tahammül edemiyorum. Hiç sınanmadıkları durumlarla ilgili kesin bir biçimde “Ben olsam şöyle yapardım” dediklerindeyse artık anlattıklarını hiç ciddiye alamıyorum. Hayat yeri gelince insanın ağzını burnunu öyle bir yamultur ki feleğini şaşarsın. İnsan söyledikleri değil, yaptıklarıdır Osman.” Aylin Balboa “ben ayrılmak istiyorum Osman” diyerek ayrılığın sebeplerini sıralarken bir adım sonra “ayrılmayalım Osman vazgeçtim” ikilemi arasını kabullenişe kadar ve iliklerimize işleyerek anlatıyor. Kabullenişe kadar giden yolu kendine has mizahi diliyle yer yer kahkaha attırarak işlerken satır aralarında kendimizi, ilişkilerimizi buluyoruz. “Anatomik olarak kimseden bir farkım yokmuş ben de insanmışım” cümlesiyle terapilerde dokuzyüzyetmişüçbin bilmem kaç seansa yayılmış farkındalığı tek cümleyle özetliyor bazen, bazen de “söylediklerimin hepsini unut, sanki ben biliyorum da mı yaşıyorum Osman” ile aman kim çözmüş ki zaten dedirtiyor. Bir solukta okutuyor, bazı cümleleri beşer kere bazılarını yüz beşer kere okutuyor, ben bu cümleyi döner döner okurum diyerek okutuyor. Hikayenin başı sonu yok, neresinden başlasanız okunuyor. Ben okurken çok keyif aldım. Kalemine, mizahına, altından kalkışlarına, tökezleyip düşüşlerine, düşünce kalkmalarına, kalkmayıp biraz burada takılayım geçer birazdanlarına hayran kaldım. Okumalısınız, sevmelisiniz, zaten eminim çok da seversiniz.
Bu Hikaye Senden Uzun Osman
Bu Hikaye Senden Uzun OsmanAylin Balboa · İletişim Yayıncılık · 20224,070 okunma
295 syf.
·
Puan vermedi
Okuduğum ilk Marc Levy kitabıydı. İsmi ve arka kapağı çok ilgimi çekti ama okurken beklediğim keyfi alamadım ne yazık ki. Hatta bir ara elimden bıraktım ve başka kitaplar okudum arada. Sonra bir şans daha vererek tamamladım. Karakterlerin fazla yüzeysel kaldığını düşünüyorum. Kitap ortasına doğru hızlanıyor olmasına rağmen çok da merak etmiyorsunuz aslında. Keyifli bir yaz filmi senaryosu gibiydi. Kafam biraz dağılsın, plajda okuyayım, kahveme eşlik etsin derseniz okunabilir ama mutlaka tavsiye edebileceğim bir kitap mı, sanmıyorum.
Birbirimize Söyleyemediğimiz Onca Şey
Birbirimize Söyleyemediğimiz Onca ŞeyMarc Levy · Can Yayınları · 2018836 okunma
Reklam
Olduğunu sandığı kişiye tutunup asla sınırlarının dışına çıkamayan insanlar için üzülüyorum artık. “Ben şöyle biriyim, ben böyle biriyim” diye boyuna konuşmalarına da tahammül edemiyorum. Hiç sınanmadıkları durumlarla ilgili kesin bir biçimde “Ben olsam şöyle yapardım” dediklerindeyse artık anlattıklarını hiç ciddiye alamıyorum. Hayat yeri gelince insanın ağzını burnunu öyle bir yamultur ki, feleğini şaşarsın. İnsan söyledikleri değil, yaptıklarıdır Osman.
Sayfa 88
211 syf.
·
Puan vermedi
Erkeklerin iç dünyasındaki karmaşayı yine bir erkeğin gözünden anlatıyor Soluk Bir An… Yaşadığı şeyin aşk mı, orta yaş bunalımı mı, gecikmiş duyguların yüzeye çıkması mı, gerçek mi yoksa kendisi tarafından yaratılmış suni bir boşluk kapama çabası mı olduğunu sorgulayan Taner ve onun iç dünyasını okuyoruz bu kitapta. Yıllardır gördüğü, tanıdığı, bildiği bir kadının yan koltuğundan uzanıp buğulanmış aynayı silmesiyle aşık olduğunu anlar mı insan? Yoksa o aşk çoktandır içindedir de sadece aynayı silerek mi ortaya çıkarmıştır bunu kadın? Ya da aşk mıdır yaşanan? Alışılmışın, başkaları tarafından kabul görülmüşün, ortalama olanın peşinden gitmeye alışmış karakterimizin kendini, hayatını ve aşık olduğuna karar verdiğinde yaşadıklarını sorgulayışını okurken biz de onunla beraber sorguluyoruz yaşananları.
Soluk Bir An
Soluk Bir AnBehçet Çelik · İletişim Yayınları · 2019105 okunma
Başka türlü olamadığımız için böyleysek; tam da bu bedenle, olduğumuzla övünmek, yerinmek, olduğumuzu değiştirmeye çalışmak anlamsızsa, niye sana benzemeyenleri eleştiriyorsun?
Sayfa 389
Ebeveynler, ‘Çocuktur anlamaz,’ diyerek fütursuzca yaşıyor, yaşatıyor. Evet çocuk o an anlamıyor ama unutmuyor da. Ve bir gün, hatırladığı bir gün anlıyor. Ne zaman ki kıyıya çıkıyor, kayanın üzerine oturuyor, işte o zaman anlayabiliyor ancak, kendisini kim itti.
Sayfa 385
Acaba her şey, o öyle olacağına inandığı için öyle oluyor olabilir miydi?
Sayfa 216
147 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.