Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“I take it you didn’t find the grimoire?” Rae asked from behind me, watching me as I felt along the underside of the shelves. Oh, yes, I found the grimoire. But I’m too obsessed with you to leave you, so here I am, still risking life and limb to be near you, still driven absolutely mad by your voice and smell and eyes — “No, didn’t find it yet,” I looked back over my shoulder and gave her a wink. “Lucky for you.”
Rae-Leon.Kitabı okudu
"Senin der­din ne biliyor musun Shevek? Bir kamyon dolusu lanet olası tuğla gibi kanıtı biriktirene kadar hiç konuşmuyorsun, sonra da hepsini bir­den kafama atıyorsun ve geride yığının altında ezilip kalan kanlı be­dene bakma gereği bile duymuyorsun-"
Reklam
"Yirmi yaş dolaylarında öyle bir an vardır ki," dedi Bedap, "yaşamın geri kalan kısmı boyunca ya herkes gibi olmayı, ya da farklılıklarını erdeme dönüştürmeyi seçmen gerekir." "Ya da hiç olmazsa onlara boyun eğmeyi seçersin," dedi Shevek.
Sayfa 214
Ne denir, nasıl inkâr edilir ki, fesat, fitne, hîle ve şekāvet gibi nefsânî his ve meyiller, beşere musallat olmuş ruh hastalıklarıdır. Mühim ve lüzumlu olan, bu öldürücü hastalıkların ilacını bulmak, tedâvî yollarına gitmektir. Bu ilâç da, gelmiş geçmiş hikmet ve irfan erlerinden mîras kalmış devâlardır. Bence, insan oğlu kendi kendisi ile istişare edip, hesaplaşarak bir rûhî nizam çerçevesinde insanlık mes'ûliyetini idrak ve hal eylemesi, beşer olarak yaratılmış olmasının ilk şartı bulunsa gerek.
Sayfa 143Kitabı okudu
Shevek evine (anarres 'e) döndü...
" Gerçek yolculuk geri dönüştür..."
Sayfa 317 - Metis yayınları, birinci basım 1990, İngilizceden çeviren Levent Molla Mustafa oğlu.Kitabı okudu
"Efor bir uşak işlevi görürken kırışık, tıraşlı yüzü oldukça ifadesizdi; son bir saat içinde Shevek o yüzün sertlik, mizah, sinizm ve acı arasında inanılmaz değişiklikler geçirdiğine tanık olmuştu."
Sayfa 244Kitabı okudu
Reklam
"Onun ve Efor'un içinde bulundukları odanın gururu ve güzelliği en az Efor'un alışık olduğu sefalet kadar gerçekti. Shevek'e göre düşünen bir adamın işi, bir gerçekliği bir diğeri adına reddetmek değil, onu içermek ve birleştirmekti. Kolay bir iş değildi."
Sayfa 244Kitabı okudu
" ... şunu anlaman gerek shevek, yalnızca haklı olduğundan emin olmak, haklı olmayı gerektirmez."
Sayfa 221 - Metis yayınları, birinci basım 1990, İngilizceden çeviren Levent Molla Mustafa oğlu.Kitabı okudu
Bencillik...
" Bir köşede bir çift, yavaş yavaş cinsel oyunlara girişmişti. Shevek igrenerek başını çevirdi. Cinsellikte bile bencillik mi ediyorlardı? Eş'siz kişilerin önünde birbirini okşayıp sevişmek, en az aç insanların önünde yemek yemek kadar kaba bir davranıştı."
Sayfa 192 - Metis yayınları, birinci basım 1990, İngilizceden çeviren Levent Molla Mustafa oğlu.Kitabı okudu
Bu dedikoduya benzemez. Akıl ister.
" Gördüğüm kadarıyla," dedi Shevek 'e , " sizin eş zamanlılik kuramıniz, zaman hakkındaki en açık gerçeği, zamanın geçtiği gerçeğini yadsiyor." " Şey, fizikte insan nelere 'gercek ' diyeceği konusunda dikkatli olmalı, fizik iş hayatından farklıdır." dedi Shevek.
Sayfa 184 - Metis yayınları, birinci basım 1990, İngilizceden çeviren Levent Molla Mustafa oğlu.Kitabı okudu
Reklam
Ben daha arayıştayim!
" Shevek büyük bir sevinçle ve tıpkı bir şeyi olması gerektiği gibi bulduğunda duyduğu derin aşinalık duygusuyla, yaşamında ilk defa kendine denk kişilerle konuşmayı keşfetti."
Sayfa 69 - Metis yayınları, birinci basım 1990, İngilizceden çeviren Levent Molla Mustafa oğlu.Kitabı okudu
Shevek
Ama hiç birşey getirmemişti. Elleri bomboştu, her zaman olduğu gibi.
Sayfa 329 - MetisKitabı okudu
hmmmm
“Shevek büyük bir sevinçle ve tıpkı bir şeyi olması gerektiği gibi bulduğunda duyduğu derin aşinalık duygusuyla, yaşamında ilk defa kendine denk kişilerle konuşmayı keşfetti.”
İlk blokta Shevek giysiler mücevherlerle parıldayan bir vitrinin tam ortasında duran kaba tüylü, benekli bir cekete bakmak için durmuştu. "Ceket 8400 birim mi?" diye sordu inanamadan, çünkü kısa bir süre önce gazetede "asgari ücret" in yılda 2000 birim kadar olduğunu okumuştu.
"Acı var," dedi Shevek ellerini açarak. "Gerçek. Ona yanlış anlama diyebilirim, ama var olmadığını veya herhangi bir zamanda yok olacağımı varsayamam. Acı çekme, yaşamamızın koşulu. Başına geldiği zaman fark ediyorsun. Onun gerçek olduğunu anlıyorsun. Tabii ki, tıpkı toplumsal organizmanın yaptığı gibi, hastalıkları iyileştirmek, açlık ve adaletsizliği önlemek doğru bir şey. Ama hiçbir toplum var olmanın doğasını değiştiremez. Acı çekmeyi önleyemeyiz. Şu acıyı, bu acıyı dindirebiliriz, ama Acı'yı dindiremeyiz. Bir toplum ancak toplumsal acıyı gereksiz acıyı dindirebilir. Gerisi kalır. Kök, gerçek olan. Buradaki herkes acıyı öğrenecek; eğer elli yıl yaşarsak, elli yıldır acıyı biliyor olacağız. En sonunda da öleceğiz. Bu doğuşumuzun koşulu.
908 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.