Kitaplar benim için adeta can simidi işlevi görür. Ne zaman boğulduğumu hissetsem bir kitabın sayfalarına tutunup, nefes nefese koşarım hayal dünyamın sonsuz patikalarında...
"Çoğu, Kabil'in zengin bölgelerinde yaşıyor. Seni oralara götürürüm. Kendin görürsün. Ama burada, bizim mahallemizde de var onlardan, bu yumuşak heriflerden. Sokağın aşağısında oturan bir öğretmen var mesela, adı Hâkim; karısı Fariba'yı devamlı sokaklarda başı açık, sadece bir eşarpla dolaşırken görüyorum. Karısının dizginlerini elinden kaçırmış birini görmek, açıkçası beni utandırıyor. "
Öfke ile parlayan gözlerini Meryem'e dikti.
"Ama ben farklı cins bir erkeğim, Meryem. Benim geldiğim yerde, bir yanlış bakış, bir uygunsuz söz, kan dökülmesine yeter. Geldiğim yerde bir kadın yüzü sadece kocasını ilgilendirir. Bunu daima hatırlamanı istiyorum. Anlıyor musun?"
"Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. Afganistan'ın Khaled Hosseini'de yaşadığı gibi... "
Bana göre şöyle başlıyordu kitap... (size göre de böyle bitmekteydi.)
!بهترین مترجم کسی است که؛ سکوت دیگران را ترجمه کند
"En iyi tercüman; başkalarının suskunluğunu tercüme edebilendir!"
Dostun sözü eseri, başta Fars dili öğrenen veya geliştirmek isteyen sonra da herkes için derleme hikayeler ve aforizmaların bütünü olan bir yapıt.
Kitabın esas teması da isminden anlaşılacağı üzere dostluk üzerine hazırlanmış. Kitapta daha çok ahlaki ve öğretici nitelikli hikayelere yer verilmiş, bazı hikayelerin sonunda atasözleri ve büyüklerin veciz sözlerine yer verilmiş. Okuyucuların öğrenmesini kolaylaştırmak için hem edebi dilden hem de günlük konuşma dilinden hikayeler seçilmiş. ( O kadar önemli mi derseniz... Ziyadesiyle önemli farklılıklar barındırmakta olduğunu vurgulamak isterim.)
Editörlüğünü Ferşid Piruznia'nın yaptığı bu kitapta, tercümelerin önemli bir bölümünü sevgili dostum, arkadaşım Sibelcan Akman katkıda bulunmuştur. Kendisini bu girişimden dolayı can-ı gönülden tebrik ediyor ve devamını diliyorum. Kitapta elbette eksiklikler olabilir, olacaktır da...
AMA bu gelişmemizin en büyük adımı değil midir?