Özetlemek gerekirse: Bilinçaltımız kendi ölümümüz fikrine geçit vermemektedir, yabancılara karşı cinai eğilimler beslemektedir, sevdiklerimiz karşısında ikiye bölünmüş durumdadır yani kararsızdır, tıpkı ilkel insan gibi. Fakat ölüme karşı olan geleneksel ve kültürel tavrımızda bu ilkel durumdan ne derece uzaklaşmışızdır acaba.
Savaşın bu bölünmeyi
Cinsel ilişkilerde başkalarına acı çektirmek suretiyle zevk alabilen kişiler aynı zamanda cinsel ilişkilerde kendilerinin çektiği acıdan da zevk duyabilmektedirler.
…Sigmund Freud, sevgiye sahip olmadığı taktirde kişiliğin de hastalanıp öleceğini söylemiştir. Ne kadar çok sevgi ve iyi niyet yayar ve sergilerseniz, size bir o kadar daha fazlası gelir.
Bir hastası Sigmund Freud'a "Hayattaki en önemli şeyler nedir?" diye sordusunda Freud "Lieben und arbeiten," ("Sevmek ve çalışmak,") diye cevap vermişti. Bu ikisini birleştirip zevkle yapılan iş de diyebilirdi, çünkü büyük sporcular da dâhil olmak üzere birçok insanın tutkularını bulduğu yer burasıdır.
Yaş ilerledikçe kimseyle uğraşasın gelmiyor, kendini yetiştirememiş insanlardan uzaklaşıyorsun. Seni hasta edecek insanları iyileştirmeyi bırakıyorsun.