Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Size bir aşığın hissettiği düşüncelerini paylaşacağım ve kitabın ne içerdiğini anlayacaksınız. Bunu gerçekten sevenler bilir, özellikle son cümleyi: Onların sana karşı duydukları sevgi ne olursa olsun, ben seni hiç kimseye bırakmayacağım ve hiç kimse senin yerini tutamaz. Ve hiçbir sevgi, benimkiyle karşılaştırılamaz.
Sanırım konusu anlaşıldı, hisler iletildi ve içerik dikkat çekti. Freud da aşık oldu. Hadi bakalım, hepinizi bu hislerle dolu yolculuğa bekliyorum.
İyi okumalar dilerim..
Vay be. 1906 yılında mektuplaşmaya başlayan iki insan, 11 ay sonra Viyana’da ilk karşılaşma ve söylenene göre aralıksız tam 13 saat konuşma. 13 saat. Tabi her güzel şeyin ne kadar sonsuz olmasını istesek de mutlaka bir sonu var ve başlarda hastalıkla, sıkıntılarla kesilen mektuplaşmalar zamanla aralarının açılmasına ve ayrılığa dönüştü.
360’a yakın mektubu birçok ekleme ve notla karşımıza çıkaran ekibe de teşekkür etmeliyiz. Ruhsal hastalıklar üzerine oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bir baba oğul ilişkisi gibi başlayan bu mektupların kesin bir ayrılığa dönüşmesi de incelenebilir bence. İçi dışı oldukça etkileyici bir eser olduğunu daha iyi anlatmaya ben yetemem.
İyi okumalar dilerim..
Zeplin düşünceden çıkan 2015 basımı bu kitap tamamen aforizmalardan oluşuyor. Daha önce aforizma okumamış ve kitabı Freud'un klasik kitaplarından zannediyorsanız şunu söyleyeyim; eğer ki kısa sözler, özdeyişler gibi şeyleri seviyorsanız hah işte aforizmalar dediğimiz şeyde böyle bir şey denilebilir. Tabi biraz felsefik özdeyişler bunlar. Aslında Freud'u tanımak ama nereden başlamak istediğinizi bilmiyorsanız bu kitap iyi bir seçenek. Freud'un düşüncelerine onay vermiyor olabilirsiniz ancak yine de onu tanımak isteyenler olabilir içinizde... O zaman okuyalım.
Espri, günlük yaşamda en çok karşımıza çıkan, arkadaş çevremizde yüzümüzü güldüren ve genellikle en çok acı çeken arkadaşın espri yükünü çektiğini bildiğimiz durumu yansıtan olay. Bunu araştırıp temeline inen, fikirlerini ve kuramlarını bize aktaran ise yine Freud. Adamın bütün hayatı araştırmayla geçmiş, gel de şapka çıkarma şimdi. Saygıyı sonuna kadar hak ediyor buna ben eminim.
Espriye dair ne varsa, hepsini; tekniği, amacı, işlevi, nedeni, dinleyenlere dair akla gelenler derken her şeyi aklına geldikçe, dili döndüğünce derler ya bizde, anlatmaya çalışmış yazarımız. Çok da güzel anlatmış tabi.
Kitabı tamamladıktan sonra içimde de bir korku olmadı desem yalan olur şimdi. Gel de psikoloji okuyan birine espri yap şimdi kolaysa. Hele ki bu kitabı okuduysa. Yok bu nasıl espri, yok acaba ne demek istedi, aslında altındaki anlam ne derken espriyi yapan bile çekiniyorsa işimiz zor yani.
Herkese iyi okumalar dilerim..
Freud’un böyle bir kitap yazacağını tahmin etmezdim. Kötü anlamda demiyorum. Kitap, adının hakkını veriyor ve epey neşeli bir anlatım var. Tabi bağlı bulunduğu Yahudi Kültürüne dair esintiler taşıdığından, farklı bir kültür ve her espriyi anlayamıyoruz. Yani yakın arkadaşlar arasında olur, 10 kişilik grupta bazen sadece 2 kişi güler ya, tam da öyle bazı yerler. Ben de bunun kültür farkından kaynaklandığını düşünürüm hep.
Yok canım neden ben anlamayayım, hep karşı taraf hatalıdır bilirsiniz.
İyi okumalar dilerim..
Birkaç farklı konunun birleşimiyle oluşturulmuş kitap. Semptomlar, egolar, fobiler, endişeler derken epey kapsamlı bir kitap sunuluyor bizlere. Tabi bunların bastırılması olarak farklı bir düşünce öne sürülmesi ilginçti. İlginç bir savunma taktiği verilmiş bizlere diyebiliriz.
Hatta şöyle söyleyelim ki, Davranış Bozuklukları ve Tedavisi kitabının ismini değiştirip, kitabın içinden bir bölümün adını vererek yeniden yayımlamışlar. Yazarın birçok eseri yakıldığı, kalanlar harmanlanıp kitap haline getirildiği için bir şey diyemiyorum ancak ismi geçen kitaptan farklı olarak şu bölümler mevcut: Önceki görüşler üzerine bazı değişiklikler, direnme ve anticathexis, libidonun şekil değiştirmesinden doğan endişe, bastırma ve savunma.
Çocukta Hayvan Fobisi ve Endişe Analizi ile Bastırma ve Savunma konuları epey ilgimi çekti.
İyi okumalar dilerim..
Freud kitaplığından yine dikkatli okunması gereken bir eserle beraberiz. Çünkü Freud inanç konusundaki görüşlerini paylaşırken aynı zamanda inancın psikolojik yönlerini ve tabularını okuyoruz. Musa örneği ise bu konunun kilit taşı veya mührü. Bu tabi nasıl düşündüğünüze kalmış. 50 sayfalık önsöz de bu okunmayı kolaylaştırmak için sanırım.
Çok fazla mitoloji yahut din bilgisi gerektirmiyor. Çünkü çok fazla bildiğinizde bazı şeyleri kabul etmeniz zor oluyor. Ancak Musa ve Akhenaton efsanesini bilirseniz, o zaman farklı görüşlere daha rahat bakabiliyor, çok daha kolay yorumlayabiliyorsunuz.
İyi okumalar dilerim..
Çocuk, Yetişkinin Ebeveyni Midir?
Freud’un psikanaliz yöntemini anlamak için öncelikle onun Oedipus kompleksi, libido, katarsis, deşarj gibi terimleri hangi anlamda kullandığını anlamak gerekir.
Oedipus kompleksi bir Antik Yunan miti figürü olan Oedipus’a dayanmaktadır. Mitte Oedipus babasını öldürmüş, annesiyle evlenmiş ve cinsel ilişkiye girmiştir, fakat onların kendisinin
Davranış Bozuklukları ve Tedavisi. Açıkçası davranışlarla ilgiliyim. Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü kitabına başladığımda da belirtmiştim. İnsan davranışlarını ve bu davranmışların gerçekliğini algılamada sıkıntı yaşıyorum bu yüzden davranışlar ve arkasındaki nedenleri merak ediyorum. Tedavisi merak ettiğim kısım değil çünkü benim işim değil ancak bu tedavinin içine, davranışlara verilecek tepkiler girdiğinde benim ilgimi çekiyor.
Kitapta anlatılan konuların çözümleri gene psikanaliz üzerinde aranmış ve birçok çeşidi ile açıklanarak anlatılmış. Ağır ama etkili, etkileyici ve okunaklı. İyi okumalar dilerim..
Küçük Hans Vakası, Freud’un en çok bilinen vakalarından birisidir. 5 yaşında atlara fobisi olan bir çocuk görüyoruz karşımızda. Yani karşıma ‘Kivi’ meyvesinden etkilenen biri çıktığı için böyle o yaşlarda kocaman hayvanlardan zararsız da olsa korkanları mantığım kabul edebiliyor. Mantığa bir şeyi kabul ettirmek o kadar zor ki anlatamam. Hiçbir şey yokken kafasında kurup kurup üzülenlerin gene gözü yaşlı.
Özellikle çocuğun 3 yaşlarında pipisini keşfetmesi ve annesinden büyük azar işitmesi konusu dikkatimi çekerken Freud’un vakayı çözmek için Hans yerine babası ile iletişime geçmesi de bir o kadar dikkatimi çekti diyebilirim. Ona sorular vererek çocuğa sormasını, çocuktan cevapları alan babanın Freud’a gelip anlatmasını güzel bulmuş. Direkt çocuğa sormak onu ürkütebilirdi diye bana göre haklı bir düşünceyle yapmış bunu.
Özellikle Hans’ın bir tesadüf (!) eseri bu vaka ile karşılaşması çok dikkatimi çekerken herhangi bir sorun yaşamadığını belirtmesiyle rahatladım. Yani ne bileyim neden ben rahatlıyorum buna bir açıklama da getiremiyorum ama rahatladım. Ama başıma gelmedi yanlış anlaşılma olmasın, bir anne ve bir babayla beraber geçen bir çocukluk dönemi yaşamadım sonuçta. Onu da belirteyim.
Hepimize iyi okumalar dilerim..
Oldukça sağlam tespitler içeren bir yazı daha geride kaldı. Buna hemen örnek vermeli ve kitaba da biraz karşı çıkmalıyım. Böyle tarafsız (!) olunuyormuş malum ya. Şimdi bir bebeğin annesinden süt emerken aldığı haz cinselmiş. Şimdi ben buna nasıl katılayım yahu. Kafamda oturmuyor yani. Ama şöyle de bir mantık var ki değil sevdiğini öpmek, sevdiğinin bastığı toprağı bile öpmek var. Şimdi bunu nasıl cinsel haz kabul edeyim öyle bir şey yaşamıyorum ki. Garip bir ikilemde kalıyor ve bir tanım getiremiyorum. Tek bildiğim çok sevdiğim.
Ayak fetişi olsak ayağını öperiz. Hoş, biz gene ayağını öperiz ama bu hastalıktan ya da türlü isimler altındaki mide bulandırıcı aktivitelerden değil. Benim yine bir hanımefendi arkadaşım kafayı yemişti sevdiği için. Çocuğun ayağının altını bile öptüğünü biliyorum. Sonrasında uzun zaman tedavi gördü de kurtuldu mu kurtulmadı mı onu da bilmiyorum. Nerede sorunlu insan var, nerede kafası kırık adam var benim yakınım olur arkadaşlar evet. Kesinlikle bir psikolog ile evlenip hem kendimi kurtarcam hem de kız biraz para kazansın de mi? :))))))
Şaka bir yana iyi bir kitaptı. Hepimize iyi okumalar dilerim..
Cinsellik Üzerine ve Cinsiyet Üzerine kitapları, aynı kitaplar arkadaşlar. Ancak benzer konular olduğunu yahut bu kitapta 3 farklı deneme varken o kitabın bir konu üzerinden ilerlediği düşüncesine sahiptim ve 17 farklı konu daha işleniyor ana kitapta. Evet, Freud okuyorsak böyle şeyler normal geliyor yavaş yavaş ancak sitemizde özellikle bu 2 kitabı okuyan kardeşlerimize Allah sabır versin. Ne mesajlar gelebileceğini tahmin edebiliyorum. Hoş, daha önce sanırım biri bu kitabı okurken sapıklar dadanmıştı birkaç şikayette de bulunmuştuk ama. Tabi ne fayda.
Kitap, örneklerle de güçlendirildiği için inandırıcılığı çok daha fazla diyebilirim. Tabi çok fazla konu var içinde ki özellikle çocuk cinselliği çok önemli. Hepimizin ya çocukları var ya da çocukları olacak ve çocuklarımız önemli bilgileri ailesinden başka kimden alacak? Yani artık biraz insanların marka değerini arttırmaları lazım cinsellik deyince çünkü yeğeninin sünneti olduğunu bilen ama sünnetin ne olduğu bilmeyen 20’li yaşlarında bir hanımefendi vardı. Demek istediğim daha net anlaşılmıştır sanırım. Ebeveynler olarak bu eğitimi bizler sağlayacağız. Ve umarım çok güzel ebeveynler oluruz. Minik kızımın kahramanı olmak için sabırsızlanıyorum.
Çok iyi bir anlatım vardı. Yani öyle okurken kafanızda saçma sapan sahneler canlanmıyor. Rahat bir okuma olması benim için önemliydi. Kitabın daha geniş ve tereffuatlı halini isteyen kardeşlerimize yardımcı olurum.
Hepimize iyi okumalar dilerim..
Cinsellik ve Sapıklık aynı şey değildir!
Cinsellik ve Sapıklık aynı şey değildir!
Cinsellik ve Sapıklık aynı şey değildir!
Cinsellik, hepimizin sahip olduğu, merak ettiği, araştırdığı ve sağlıklı bir bireyin ihtiyaçlarını içeren kavram. Herkesin kendine göre var şimdi kimse gidip de bunu inkar etmesin boş yere, teşekkürler.
Sapıklık ise bir bireyin, başka bir birey istemediği halde hiçbir şey yokken kendi arzularını tatmin etmek için başkalarına dadanması olarak özetlenebilir. İki örnek verelim. Bir hanımefendi, en basitinden sıra beklerken, çay içerken, denize gidince bir ayağını paylaşıyor, aman Yarabbi. Avcılar görmesin. Gerisini biliyorsunuz, birçok kardeşimizin de başına gelmiştir en az 1 sapık. Diğer tarafta da bir beyefendi, başta kasları olmak üzere kendini paylaşıyor, bir fotoğraf çekiliyor, biraz da esmerse geçmiş olsun. Vay çocuğun haline ki vay.
İşte bu ikili arasında en basitinden böyle bir ayrım var arkadaşlar. Karşınızdaki insan eşiniz dahi olsa, eğer istemezse sapıksınız. Eğer birlikte isterseniz, değilsiniz. Bu kadar basit olay yahu.
3 bölüm ve birkaç kuramdan oluşuyor kitap. Oldukça detaylı incelemeler mevcut. Hatta şöyle yapalım, ben sizlerle içerik bilgisini de paylaşayım efendim. Buyrun:
hizliresim.com/r0g0ldu
İyi okumalar dilerim..
İlginç bir eleştiri kitabı. Bireyi ve toplumu ele alan, sosyologların okumaktan keyif alacağını düşündüğüm bir eser. Her olumsuz durumda ortaya ‘Din’ olgusunun atılması ise ilginç bir yaklaşım olmuş. Farklı yönleriyle biraz katılabilirim tabi bu duruma. Mesela mutsuz zamanlarımızda genellikle Allah’ım neden, gibi sorular sorabilirken; mutluyken neredeyse aklımıza getirip teşekkür bile etmiyoruz. Hiç bu yönden bakmamıştım ama cidden böyle yani. Ne zaman ki işimiz gücümüz rast gitmez, ne zaman ki mutsuzuz hemen ‘Allah’ diyoruz ama mutluyken hiç. Dürüst olayım benim de aklıma o kadar az geliyor ki.
Gelecek ve Geçmiş, Liderler ve Toplumlar, Yasaklar ve Uygarlıklar, Dogmatik Din Öğretileri başlıklarıyla ilerliyoruz ve bunun dışında da uygarlıkların başarı yolunda ilerlemesi için Freud’un belli başlı kuramlarını okuyoruz.
Hepimize iyi okumalar dilerim..
Bir Yanılsamanın Geleceği, Uygarlık ve HoşnutsuzluklarıSigmund Freud · İdea Yayınevi · 20161,658 okunma
Psikoloji hatta psikanaliz deyince akla ilk gelen isim Freud olur değil mi? İşte @cemyayinevi nden çıkan bu kitap tam da Avusturyalı nörolog ve psikanalist Freud' un imzasını taşıyor. Kitapta, 1900' lü yılların başından itibaren geliştirdiği psikanaliz yöntemi, psikoterapi, psişik tedavi, psikanalizin önemi, psikanalizin psikoloji dışındaki bilimler için taşıdığı önem v.b gibi çeşitli başlıklar altında sınıflandırılan bilgiler okuyucuya anlaşılır bir şekilde aktarılıyor. Psikolojiye meraklı olduğum için bilgilendirici bir okuma oldu bana göre. Bu tarz kitapların bir oturuşta roman gibi değil de ara ara bölümler şeklinde okunursa daha faydalı olacağına inanıyorum.