Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yoldakidiyetisyen

yoldakidiyetisyen
@sihhattalebiyesi
"Dünya onların, ahiret bizim olsun" -yolcu Yolcuya heybe, heybeye azık gerek Ben Kudüs'ü kol saati gibi taşıyorum! -Nuri Pakdil instagram.com/sihhattalebiyes...
60 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Her şeyi Allah yarattı peki ama Allah'ı kim yarattı?
Sadece küçüklerin değil büyüklerin de okuması gereken bir kitap, küçük bir alıntı bırakalım.. Her şeyi Allah yarattı peki ama, Allah'ı kim yarattı? Bakalım Meryem'in sorusuna babası nasıl cevap veriyor... Babası, yoldan geçen yük trenine bakarak, "Kızım, bak yük treni geliyor.. Peki bana söyler misin en sondaki vagonu, hangi vagon
Daha da Küçükler İçin Allah'ı Merak Ediyorum (5 Kitap Set)
Daha da Küçükler İçin Allah'ı Merak Ediyorum (5 Kitap Set)Özkan Öze (Tarık Uslu) · Uğurböceği Yayınları · 2014389 okunma
Reklam
68 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
diriliş.
Kitabın daha ilk sayfalarında
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
'un izah ettiği "Diriliş" kelimesinin açıklaması ile bu kitabın ne kadar kıymetli, yol aydınlatıcı, tefekküre vesile olacak bir kitap olduğunu anlıyorsunuz. Günümüzün bastırılmış, alıştırılmış, algılar ile özendirilmiş birkaç başlıklara değinen Sezai Karakoç İslâm ile yoğrulan, İslam'ın çağa değil çağın İslâm'a uyduracağı düsturları hayatına adamış "diriliş erleri" için bir çok nasihatlerde bulunuyor. Kesinlikle bir solukta okunan kitap değil aksine sindire sindire, yorum kata kata okunması gereken bir kitap. Üzerine daha çok konuşulacak bir kitap olduğu için inşaAllah bir tahlil yapabilme niyazı ile şimdilik rafa kaldırıyorum. İçindeki kıymetli ifadeleri hayatına katanlardan, istifadelenenlerden olabilmek niyazıyla.
Diriliş Neslinin Amentüsü
Diriliş Neslinin AmentüsüSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 202218,8bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Namaz hakkında bir başucu kitabı.
Namazda yaptığımız hareketlerden, okuduğumuz tesbihatlardan, kısa sûrelerin tefsirine kadar detaylı bir şekilde değinmiş
Selim Seyhan
Selim Seyhan
hocamız. Okurken bir çok yer çizdim, tekrar tekrar çizilen yerleri okudum. Lâkin kitabı yaklaşık üç ay sonra tekrar elime aldığımda bir çok şeyin mahiyetini, sebebini, ilmini unuttuğumu fark ettim. Her gün düzenli olarak yapmaya çalıştığımız fiiliyatla ilgili bilgiler unutulur mu? Bedenen yaptığımız hareketleri (rüku, secde, kıyam) unutmazken. İşte nefsin en çok uğraştığı, sinsice yaklaştığı ibadetlerden biri de namazdır. Madden yenemezse manen yenmeye çalışır. Diğer açıdan namaz ömür boyudur, nefse ağır gelir. Bu yüzden nefse bu konuda yenik düşmemek için ara ara ele alınıp okunulması gereken bir kitap.
En Sevgili ile Baş Başa
En Sevgili ile Baş BaşaSelim Seyhan · Hüküm Kitap Yayınları · 202016 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
224 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Kibrin romanı
Daha öncesinde aynı yazarın "Ene" kitabını da okumuştum. Bu kitapta ise Somuncu Baba'nın hayatı haricindeki olay örgüsü, Ene kitabına göre biraz yorucuydu ve akıcı değildi. Şayet öncesinde Ene kitabını okumasaydım aynı düşüncede olacağımı pek sanmıyorum. Fakat okunması gereken bir kitap mı diye soracak olsam tekrar, kibrin insan üzeirndeki hilelerini, Somuncu Baba'nın hayatını bilmek için okumaya değer. Kitabı okuduğum süreçte ve sonrasında da aklımdan çıkmayan kısım, Somuncu Baba'nın dua ederken "Allah'ım... eğer günahım varsa" sözünü söyledikten sonra bu sözü kibrin söylettiğini anladığı an tevbe etmesiydi. İnsan, günahım varsa ifadesiyle, günahım yok da olabilir manasını verebiliyor. Günahsız olduğunu düşünmek kibrin bir hilesi değildir de nedir..? İstifadelenenlerden olmak duasıyla.. 28 Nisan 2023
Âmâ
ÂmâFatih Duman · Nesil Yayınevi · 20191,865 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Ey Nefsim! Kimsin Sen?
Kitap, Kadı Mahmud Efendi'nin makamından, mülkünden vazgeçip nefsi ile olan mücadelesini ve hayatını anlatıyor. Öyle bir mücadele veriyor ki, hocalarından 'Aziz'  ve 'Hüdayi' isimlerini alıyor, Aziz Mahmud Hüdayi oluyor. Kitabı okumama vesile olan kişi, "hemen bitiremeyeceksin kitabı, uzunca vaktini alacak. Çünkü nefsin izin vermeyecek okumana, hep bir bahane çıkartacak karşına" demişti. Çünkü kitabı okurken tek başınıza değil de bir kişi ile okuyormuş gibi, bir kişiyi daha iyi tanımaya çalışıyormuş gibi hissediyorsunuz. Bir kişi ise, içimizdeki nefis. Nefis ise; insanın kendisini tanımasını, tanıyıp da ona göre yaşamasını istemez. Kitap da tam aksine nefsi, nefsin oyunlarını Aziz Mahmud Hüdayi'nin hayatıyla bizlere anlatıyor. Böylelikle hem Aziz Mahmud Hüdayi'nin hayatını hem de nefsi tanımaya çalışıyorsunuz. Yûnus Emre'nin dediği gibi "Bir ben vardır bende, benden içeri". Bizim içimizde nefis denen bir "ben" daha vardır. Nefsin sesini vicdanımızın sesinden ayırt edip onu tanıyabilirsek ve nihayetinde nefsimizi terbiye etmeye çalışırsak işte o vakit insana düşman olan nefis, insana kul oluyor. Buraya kadar okuduysanız ve belki bir kaç satır sizi nefsi araştırmaya yahut ilgili kitapları okumaya yönlendirmişse hemen bu niyetinizi hayata geçirin. Çünkü büyük ihtimalle ya erteleyeceksiniz ya da bir engel çıkacak önünüze. Fakat iradeli ve anlamlı bir yaşam için, vaktinizin bir kısmını içinizdeki nefsi tanımak için ayırmaya değer. Diğer türlü kitapta da dediği gibi, "Nefistim ben, unuttururdum ona."
Ene
EneFatih Duman · Nesil Yayınları · 20215,5bin okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
Abdülhakim Mahdum talebelerine şöyle tembihte bulunuyor, "Ah" edip küffarı sevindirmeyin! Bu noktada Sosyal medyada Kudüs olsun Doğu Türkistan olsun yahut insanlık ile ilgili hangi dava olursa olsun insanların zulme uğramış, çaresiz hallerini paylaşmayalım. Bu, zulmü yapan kişinin zulüm tablosunu yani zulmü yapan kimslerce "başarı tablosunu" ortaya koymak gibi bir şeydir. Bizler de kitaptan hareketle Doğu Türkistan'daki zulmü sosyal medyada duyururken oradaki kardeşlerimizin zulme uğramış hallerini değil, Doğu Türkistan da neden zulüm var, neler yapılıyor orada, Çin neden böyle bir zulüm yapıyor, bu zulme kimler destek veriyor gibi paylaşımlar yapmalıyız. İnanın kardeşlerimizin zulme uğramış hallerini paylaşmak yerine bilinçlendirme adına yazılar, görseller paylaşsaydık daha çok insanın bilinçlenmesine vesile olurduk. Bizlerden bir kesim ancak bela okurken bir kesim de ancak kardeşlerimizin iç acıtacak hallerini paylaşıyor. Bunların tesiri bir gündür, çok çok da iki gündür. Fakat bir bilgi paylaşımının tesiri Allah izin verirse bir ömür o kişi ile olur.
Bin Yıldır Düşmeyen Cephemiz Doğu Türkistan
Bin Yıldır Düşmeyen Cephemiz Doğu Türkistanİhsan Şenocak · Hüküm Kitap · 2019428 okunma
101 syf.
·
Puan vermedi
Haberimiz var lakin uygula(ya)mıyoruz
Kitabın en sonunda, "Haberinizin Olmadığını Söyleyemeyeceksiniz!" yazısı yazıyor. İnsan okuyunca bir an durup sayfaları geri sarıp çizdiği yerleri tekrar tekrar okuyor. Nelerden haberdar edildim, neler hatırlatıldı bana gibi. Sonra bunu yaptıktan sonra anlıyor ki aslında hatırlatılan, haberdar edilen husus, benliğimiz. Genelden özele gidecek olursak, İslâm demek bir manâda birlik olmak demektir, birlik ise bir olmaktan meydana gelir. İnsan kendi içinde birliğini Bir olan cc. ile tamamlayamazsa birlikten kopar yahut birliğe uyum sağlayamaz. Sonrası ise unutulan değerler, ezberlenmiş kurallar, içi boşaltılmış manalar... Evet bildiklerimizden sorumluyuz ve bilmek kadar da önemli olan diğer bir nokta da uygulamak. Kitabı okuduktan sonra zaten uygulanacak bilgilerin aslında kimliğimize katmamız gereken vazifeler olduğunu da görmüş olacağız.
İslam Deklarasyonu
İslam DeklarasyonuAliya İzzetbegoviç · Fide Yayınları · 20177,7bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya
İslâm uğruna her şeyini feda edebilecek ve yine İslâm uğruna asla taviz vermeyecek Minyeli Abdullah'ın hayat hikayesini anlatıyor kitap. Bu doğrultuda İslâm için ne kadar fedakâr olunabilir sorusunun cevabıdır, Minyeli Abdullah, öz yurdunda garip öz vatanında parya.. İslâm nasıl yaşanmalıdır, nasıl yaşanmamalıdır şeklindeki sorulara karşı bakış açısı katıyor. Batının her yeniliğini(!) sorgulamadan, özenerek ve özden uzaklaşarak alıp hayatımıza koymanın doğurduğu acı sahneler de var kitapta. Bu batı değil güney, kuzey de olabilirdi. Zararın nerden geldiği mühim değil, yer yön neresi olursa olsun önemli olan gelen zarar, bizlere veren zarar. Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in bunun üzerine güzel bir sözü var, "Batıya özene özene özümüzü kaybettik".. İşte Minyeli Abdullah'ın davası da örnek bir yaşam sergileyerek ve diğer insanlara da tebliğde bulunarak kaybedilmiş bu özün saflığına ulaşmadır. Kitabın bitiminde insan kendi kendine bu dava için nerden nasıl başlanmalı sorusu karşısında aciz kalabiliyor, fakat bunun cevabını da en güzel şekilde veriyor Minyeli Abdullah. Önce kendimizden başlayacağız, yani İslâm'ı önce biz yaşayacağız. Yaşayacağız ki yaşatabilelim.
Minyeli Abdullah
Minyeli AbdullahHekimoğlu İsmail · Timaş Yayınları · 20233,251 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
vücudumuz bizlere emanet
Kitap genel olarak, bir insanın hatta daha özelde bir Müslüman'ın; beslenmesi nasıl olmalıdır, Sünnet ve Hadîs ışığında beslenmenin hangi noktalarına dikkat edilmelidir konularını ele alan bir kitap. Ne kadar alt yapı için okunulması iyi olan bir kitap olsa da her diyet yahut beslenme kitabı gibi bir yere kadar etki ediyor. Çünkü beslenme, insanlık var oldukça var ve insanlar arasındaki her türlü; kültürel, ekonomik, siyasal, sosyal gibi faktörlerin etkileşimden kaçınılmaz olduğunu düşünürsek beslenme de bu ölçüde değişiyor. Bu yüzden beslenme alanında sadece bir kitap odaklı düşünülmemeli. Sanırım bu kitaptan çıkarabileceğim en güzel sonuç, bedenimiz bizlere Allah c.c tarafından verilen bir emanettir. Ağzımıza giren bir lokmanın verdiği zarar maddi yahut manevi olsun midemiz başta olmak üzere ruhumuza kadar tüm uzuvlarımızı ve maneviyatımızı etkileyeceğini unutmamalıyız. Bu doğrultuda verilen bedene emanet gözü ile bakan bir insanın 'benim' demeyi bırakması nefsinin terbiyesiyle başa çıkacağı gibi bedeninin terbiyesi ile de başa çıkabilecektir.
Müslüman'ın Diyeti
Müslüman'ın DiyetiKemal Özer · Hayykitap · 2020663 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
İman varsa imkan vardır.
Kitap, Abdullah Galip Bergusi'nin zindanda yazdığı ve Filistin ' in durumunu bir aile hayatıyla yansıttığı bir kitap. Siyonist güçlere karşı canı pahasına direnen İsmail ve Macide' nin evliliği ile başlayan hikâye; mutluluğu, acıyı, ayrılığı, özlemi, nefreti ve azmi ziyadesiyle hissettiriyor. Abdullah Galip Bergusi ' nin şuana kadar okuduğum kitaplarında fark ettim ki koşullar ne olursa olsun îman varsa imkân da vardır sözünü okuyucuya çok güzel veriyor. Teşekkürler Abdullah Galip Bergusi, sen zindanda da olsan görüyoruz ki kaleminle özgürsün. Allah c.c yar ve yardımcın olsun.
Özgürlüğün Fecri
Özgürlüğün FecriAbdullah Galib Bergusi · Ekin Yayınları · 20212,001 okunma
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
Yaşayan Şehit nedir bilir misiniz siz ?
Yaşayan bir şehidin zindan hatıralarının anlatıldığı bir kitap. Fakat hatıra derken yaşanılanların karşılığı gerçekten hatıra kelimesi mi sorgulamıyor değilim. Çünkü Abdullah Galip Bergusi ' nin zindanda başından geçen hatıralar karşısında bütün kelimeler susuyor. Zulüm oluyor hatıralarının başkarakteri, acımasızlık oluyor, canilik oluyor. Şehitlik aşkı, bu uğurda teslimiyet, sabır bu kitapta öylesine maddeye dönüşmüş ki. Okurken yer yer hüzünleniyor, yer yer de kin kusuyorsunuz Filistin ' e kelepçe vuranlara karşı. Çok etkilendiğim bir bölümü de burda paylaşmak isterim. ... " Özür dileyerek bu bölüme başlamak istiyorum. Çünkü hayatımda en çok sevdiğim ; fakat yıllardır tadına bakamadığım karpuzdan bahsedeceğim sizlere... Canım karpuz çekiyor ; ama elimden bir çare gelmediği için yiyemiyorum. En çok da bal gibi tadını unutmaktan korkuyorum. Bu yüzden karpuz yediğiniz vakit, bu meyvenin Filistinli bir esirin en çok sevdiği meyve olduğunu ve onu yemek için can attığını bilin. " Şuan Abdullah Galip Bergusi halâ esir olarak zindanda, 67 müebbet ve 5200 yıl hapisle en çok ceza verilen kişidir. Esirlerin serbest bırakılacağı vakit Abdullah Galip Bergusi ' nin de adı verilir fakat şiddetle reddederler. Çünkü bilirler ki zindan hayatından çıktıktan sonra çok kayıp verecektir siyonist zihinlere. Fakat O halâ yaşayan Şehit, halâ yazdıkları kurşun niteliğinde.
Yoldaki Mühendis 2 - Yaşayan Şehit
Yoldaki Mühendis 2 - Yaşayan ŞehitAbdullah Galib Bergusi · Ekin Yayınları · 20241,849 okunma
102 syf.
·
Puan vermedi
Nefsin düğünü Olsun, bir günden bir şey olmaz
Gelin, düğünün gözdesidir. Makyajı ve kabarık gelinliği o günün birkaç vakit namazına mani olabilir ama olsun bir günden bir şey olmaz. Düğünler bir salonda, kadın erkek karışıktır. Kadınlar çalgı eşliğinde oynayabilir bunu kendi eşi dahil diğer erkekler de izleyebilir, ama olsun bir günden bir şey olmaz. Bir de gelin ve damadın dansı var, hani aile büyüklerinin karşısında yapılır, bir kereliğine kusura bakmasın büyükler, denilir nasıl olsa bir günden bir şey olmaz. .... Hz. Ali ve Fâtıma (r.a) nın düğününde kadın erkek karışık değildi, haremlik selamlık vardı. Hz. Fâtıma, kadın sahabiler tarafından süslenmesine yardım edilmişti, fakat onun bu halini sadece eşi görmüştür. Ve giydiği kıyafet asla namazlarına mani olacak şekilde değildi. Dans konusunda ; ölüm döşeğinde bile iffetinin, cansız bedenin tesettürünün derdinde olan Peygamber kızının, herkesin önünde dans etmesi söz konusu bile olamaz. Madem bir kere, bu da neden Allah için olmasın !
Hz. Fatıma'nın Çeyizi ve Düğünü
Hz. Fatıma'nın Çeyizi ve DüğünüMurat Tosun · Mercan Kitap · 2020406 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
Ey kalemim yaz, sen esir Abdullah Galip Bergusi'sin !
Benim ayakkabım sizin ayakkabılarınız gibi güzel ve parlak değil, yırtık ve tozla kaplı. Fakat üzerinde çocuk katili Siyonist askerlerin kan izlerini taşıyor. Bu yüzden ayakkabıma her baktığımda izzet, şeref ve gurur duyuyorum. Abdullah Galip Bergusi Bir Kudüs davası... Bu kitabı okuduktan sonra şüphesiz, ben gerçekten şuana kadar İslâm davam için, Kudüs için, mazlum Müslüman kardeşlerim için ne yaptım sorusu asla bırakmıyor yakanızı. Çünkü kitap, baştan sona ; direnişi, azmi, üretkenliği, başarıyı kısacası davası için elinden gelebilecek her şeyi yapmaya hazır olan bir Mücahid'in mücadelesini anlatıyor. Bu mücadele karşısında öyle ki gündelik dertlerimizi dile getirirken Abdullah Galip Bergusi ' yi ve ailesini hatta tüm Filistinlileri düşündüğümüzde o gündelik dertler utanıyor, kelimeler utanıyor hatta dil utanıyor dile geldiğinden. Bu, tüm İslâm aleminin, tüm Müslümanların davası iken bu kadar sessiz kalınması haktır ve bu hak bir gün sorulacaktır. Tek niyazım her Müslüman bireyin önce kendini geliştirmesi, sözle kalmayıp icraat evresine artık adım atması gerektiğidir. Çünkü birlik olmamız için önce bireyin bir olması gerekir. Bu da çalışmakla, okumakla, üretmekle. Allah Azze ve Celle , Abdullah Galip Bergusi ve diğer tüm Mücahidlerin İslâm davasında yar ve yardımcısı olsun. Selâm olsun kendini bu dava için feda edip şehadete koşan yiğitlere.
Yoldaki Mühendis
Yoldaki MühendisAbdullah Galib Bergusi · Ekin Yayınları · 20244,527 okunma
149 syf.
·
Puan vermedi
Selam sana Osmanlı, selam sana senden süt emen Evlad-ı Fatihan'a...
" Kur'an-ı Kerime göre yönetilen bir devlet hiçbir devlet yapısıyla kıyas edilemeyecek çapta bir kemale sahiptir." Zamanında Devlet-i Aliyye 'nin bayrağıyla şereflenen topraklar şimdi ; emperyalist, komünist, siyonist zihniyetlerle elde ettiği şerefi en diplerine gömüyor, üstünü örtüyor. Ne zaman ki Halifelik kaldırıldı, Batı, taklidin
Son İslam Devleti Osmanlı'nın Ufkunda
Son İslam Devleti Osmanlı'nın Ufkundaİhsan Şenocak · Hüküm Kitap · 202197 okunma