Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Özledik seni, özledik D-8' lerini.
Garplıların tarihine bakın. Hitler, Stalin, Yüzyıl Harpleri, Otuz Yıl Harpleri, Engizisyonlar, Endülüs... Aman ya Rabbi! Size bir şey söyleyeyim mi, eğer bizim tarihimiz batılılarda; batılıların tarihi de bizde olsaydı bizi konuşturmazlardı. Susun derlerdi. Bu tarih ile nasıl konuşuyorlar, hak ve özgürlüklerden söz ediyorlar? Bizim tarihimiz batı medeniyetiyle mukayese edilemez. İnsanları medeniyeti öğreten, insanlığı öğreten, ilimleri öğreten bizim medeniyetimizi bırakacaksın ve AB'ye, Hristiyan Birliği'ne gireceksin. Ey AB'ci partiler, nereye gidiyorsunuz nereye? Neyi bırakıp nereye gidiyorsunuz? Oturun akşama kadar bir düşünün be! Biz ne yapıyoruz, biz kimiz, biz neyiz? Onun için medeniyetimizi Avrupa medeniyetinden küçük görmek, en büyük hatadır ve bunlar insanlığa ve milletimize hizmet edemezler.
Makyavelizm ve Kutsal Kâsedeki Kan
Makyavelizm, milletlerin ve insani değerlerin gayeleri üzerine evvel emirde derin bir tefekkür ve peşinden de gayelere vasıl olmak için vasıtaların kullanılması değil, tam zıddına iktidara erişme tekniğinin belirlediği bir siyaset fahişeliğidir. Bu fahişelikte seks ve para her daim "Kutsal Kâse"dir. Kâse'nin şarabı ise masumların, çocuk, kadın mazlumların kanıdır.
Sayfa 286 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
CHP'li Umut Akdoğan'ın Meclis kürsüsünden İslam'ı ve Müslümanları hedef alan açıklamaları tepki çekti. Akdoğan, konuşmasında, "Ey zalimler, ister vali olun ister hakim; boşa çiğniyorsunuz yalan dünyayı. 1400 senedir yapıyorsunuz bunu. Nesimi'nin derisini yüzerken yaptınız bunu. Hallac-ı Mansur'u asarken,
31 Mart Yerel seçimleri sonrası birinci parti olan ana muhalefet partisi CHP'nin yönetiminin son dönemde iktidar partileriyle şefaf olmayan istikşafi görüşmeleri sonucu müesses nizam tarafından kolaylıkla ikna edilme riski var. Bu ülkede söz konusu muhalefet partisinin bir önceki lideri, "Anayasa'ya aykırı ama bunu yapmak zorundayız" diyerek çok sayıda muhalif siyasetçinin içeri atılmasına yol açmamış mıydı? CHP'nin yeni yönetimini benzer bir hataya düşmekten alıkoyacak bir akıl ve irade partide mevcut mudur, yaşayıp göreceğiz. Diğer yandan CHP yönetiminin 2028 Genel Seçimlerine hazırlanmak ve kendilerinden birini Cumhurbaşkanı seçtirmek dışında bir stratejileri yok gibi görünüyor. Daha öncekiler gibi, mevcut yöneticiler de siyaseti toplumsallaştırmaktan ve toplumu siyasallaştırmaktan kaçınıyorlar ve siyaseti parlamentoya sıkıştırılmış bir temsil siyaseti olarak sürdürmeyi tercih ediyorlar. Bu nedenle de cumhur ittifakının partileriyle yapılan istikşafi görüşmelerin içeriği hakkında halkı bilgilendirme zahmetine katlanmıyorlar.
Öznel niyetimiz farklı da olsa, meşruiyetini giderek yitirmekte olan bir otoriter rejime nesnel olarak yeniden meşruiyet kazandıracak, ona can suyu olabilecek işleri yapmalı mıyız?
"Millet ve memleket menfaatleri icab ettirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyet ile takdir ederim. Ancak, benim milletim esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzularından vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım."
Sayfa 74 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Benim tezim, bütün halkların, bütün kültürlerin birbiri hakkında önyargılara sahip olduğudur. Eğer bir gün bu önyargı kelimeleri, yani Avrupa dillerindeki barbar, Japon dilindeki gaijin, Müslümanlardaki kâfir, Almanlardaki Ari olmayan gibi önyargı sıfatlarını kaldırabilirsek, amacımıza ulaşabiliriz. Amaç nedir derseniz, bence tam olarak şudur: insanın değerinin sadece insan oluşundan geldiği; din, milliyet, cinsiyet, renk, cinsel tercih, siyaset gibi birtakım ön sıfatlarla ayrımcılığa uğratılmadığı bir hümanizm anlayışı." Salon profesörü alkışlamaya başladı. Güzel sözlerin insanlar üzerindeki etkisi büyük oluyordu ama bu düşünceleri salonun dışına taşımıyorlardı. Her türlü ayrımcılığı yapan insanlar, konferansta bu güzel sözleri alkışlamakta sakınca görmüyorlardı. Biraz sonra olağan hayatlarına geri döndüklerinde, gene "insana insan olarak bakmayacaklar", her türlü ayrımcılık ve nefreti körükleyeceklerdi. Neden böyle davrandıklarını açıklamak için sık sık "ama" diyeceklerdi. "Doğru ama" diye söze başlayıp, lafta savundukları ilkelere aykırı bütün davranışlarına mazeretler uyduracaklardı.
88 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Herkese selamlar, Bugün Farabi 'nin Mutluluğun Kazanılması adlı eseri ile karşınızdayım.Yazarımız eserinde klasik olan siyaset felsefesini İslam'la birleştirmeyi amaçlamıştır. Mutluluğun Kazanılması, yalnızca mutluluk kavramını ele aldığı bir eser olmayıp farklı bilim türlerini ve bunların ayrı ayrı önemini anlatmış olan bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır.Ben eseri ve yazarın bakış açısını beğendim.Umarım sizlerde beğenirsiniz.Şimdiden herkese keyifli okumalar diliyorum .
Mutluluğun Kazanılması
Mutluluğun KazanılmasıFarabi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20183,505 okunma
Ashâb arasındaki ihtilâflar, hep içtihada dayanan ilmî araştırmalar kabilindendi. Dünya maksatlarından değildi. Onların nurlu kalpleri baş olma sevgisi ve siyaset işinden uzaktı.
Bu mefkûrenin bir şeniyet haline gelmesi mümkün mü, yoksa değil mi? Yakın mefkûreler için bu cihet aranırsa da, uzak mefkûreler için aranmaz. Çünkü uzak mefkûre, ruhlardaki vecdi namütenahi bir dereceye yükseltmek için, istihdaf edilen çok cazibeli bir hayaldir. Meselâ, Lenin, Bolşeviklik için yakın mefkûre olarak kollektivizmi, uzak mefkûre suretinde de komünizmi ileri sürmüştür. Komünizmin ne zaman husule geleceğini soranlara şu cevabı veriyor: 'Komünizmin ne zaman tatbik olunacağını şimdiden kestirmek mümkün değildir. Bu, Hazreti Muhammedin cenneti gibi ne zaman ve nerede görüneceği malum olmayan bir şeydir.'
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.